Köylünün geçim kaynağı oldu!
Ardahan'daki Çıldır Gölü çevresindeki köylüler, gölden yakaladıkları tatlı su ıstakozu olarak da adlandırılan kerevitleri satarak gelir elde ediyor.
Türkiye'nin en yüksek rakımlı göllerinden olan Çıldır Gölü'nde yaşayan ve tatlı su ıstakozu olarak da adlandırılan kerevitler, göl çevresinde yaşayan köylülerin geçim kaynağı oldu.
Ardahan'ın Çıldır ilçesindeki yaklaşık 123 kilometrekare alana sahip Çıldır Gölü, barındırdığı 17 çeşit balık türünün yanı sıra kerevitlere de ev sahipliği yapıyor.
Göl çevresindeki köylerde yaşayan ve genellikle gölde avlanarak gelir elde eden köylüler, sabahın erken saatlerinde kalkıp, tekne ve sandallarla gölün sığ sularında günler öncesinden attıkları sepetlere takılan kerevitleri topluyor.
Türlü emeklerle avlanan kerevitler sudan çıkarıldıkları esnada boyutuna göre seçilip, küçükleri göle büyükler ise sepete atılıyor.
Haftada iki kez yapılan av sonucunda elde edilen kerevitler köyleri dolaşan toptancılara satılıyor. Isparta'daki tesislerde işlenen kerevitler Avrupa'da satışa sunuluyor.
Çıldır Gölü Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Yüksel Kılıç,çevredeki köylerde yaşayan vatandaşların gölden elde ettikleri su ürünleriyle geçindiklerini söyledi.
Yaklaşık 15 yıl öncesine kadar gölde kerevit avlanmadığını ancak son zamanlarda kerevit avcılığının arttığını belirten Kılıç, "Kerevit son zamanlarda bir ekonomik değer kazanmış durumda. Kooperatif de bunun farkına varınca kerevit avcılığına sistematik olarak geçmiş. Sektör olarak 22 aile istihdam ediliyor, kerevit avı 4 ay sürüyor, 1 Temmuz'da yasak kalkıyor, ekim ayının sonuna kadar devam ediyor." dedi.
Kılıç, gölde yaşayan balık türlerinin yanı sıra kerevitin köylüler için dolgun bir gelir kaynağı oluşturduğunun altını çizerek, şunları kaydetti:
"Çıldır'dan toplanan kerevitler önce fabrikaya gidiyor, oradan da işlenip yurt dışına gidiyor. İki ay boyunca canlı sezon diyorlar, pişirip gönderiyorlar, 15 Ağustos'tan sonra da dondurma sezonuna giriyor, pişirilip dondurarak yurt dışına gönderiyorlar. Kerevitin ülke ekonomisine büyük katkısı var. İtalya, Norveç, Fransa, Almanya, İsveç, Rusya'ya satılıyor. Bölge genelinde de hem ilimizin tanıtılmasına katkı sağlıyor hem de balıkçılarımıza 300-400 bin lira gibi küçük sayılmayacak bir girdi sağlıyor."
GÖLDE İKİ TÜR KEREVİT YAŞIYOR
İstanbul, Karadeniz Teknik ve Recep Tayyip Erdoğan üniversitelerinden gelen ekiplerin gölde incelemelerde bulunduğunu anlatan Kılıç, şöyle devam etti:
"İnceleme yapan ekipler, 'gölde iki tür kerevit var' dediler, otantik olan biri gölün kendine has ama az üreyen türü, diğeri de göle dışarıdan atılan ama çabuk üreyen kerevittir. Zaten ekonomik değer katan da bu dışarıdan atılan kerevitler. Nahçıvan'dan Türkiye'ye bir kerevit akışı sağlanmış, tarım müdürlüğü de bu izinsiz kerevit akışını fark edince durdurmuş. O zaman insanlar yaklaşık bir kamyon, 7-8 ton kereviti bu göle dökmüşler. O gün bu gündür çoğalarak artmış."
Akçakale köyü sakinlerinden Kurtuluş Kılıç, geçimlerini balıkçılık ve kerevit avlayarak sağladıklarını, köyün yarısının gölden elde edilen su ürünleriyle geçindiğini söyledi.
Kerevitlerin Isparta'ya satıldığını belirten Kılıç, "Yaklaşık 11 yıldır kerevitleri gölden topluyorum ve Isparta'dan müteahhitler gelip satın alıyor. Çıldır'da, haftada iki gün kerevit çekimi yapılıyor, kerevit çekimi yapıldığı tarihlerde balık avı yasak oluyor. Saat 06.00 gibi göle çıkıyoruz, saat 11.00'e kadar kerevit sepetlerini çekiyoruz. Kerevitleri, müteahhitlerimize verdikten sonra büyüklüğüne göre seçimi yapılıyor." diye konuştu.