Yalçın, Uluslararası Sendikacılık töreninde

Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Memur-Sen, TODAİE ve SESRİC işbirliğinde düzenlenen “Uluslararası Sendikacılık” programının sertifika törenine katıldı.

Yalçın, Uluslararası Sendikacılık töreninde
Yalçın, Uluslararası Sendikacılık töreninde
GİRİŞ 25.05.2017 14:47 GÜNCELLEME 25.05.2017 14:47

24 farklı ülkeden 25 sendikacının katıldığı ve iki ay süren programın sertifika töreninde konuşan Ali Yalçın, gündemdeki ILO temsiliyetine ilişkin açıklamalarda bulundu. Programa, TODAİE Genel Müdürü Onur Ender Arslan, SESRIC Genel Direktörü ve Büyükelçi Musa Kulaklıkaya, Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Esen ve Memur-Sen Dış İlişkiler Koordinatörü Osman Timurtaş katıldı.

Sözlerine programda sertifika almaya hak kazanan katılımcıları kutlayarak başlayan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “2 aydır birlikte yaptığı bu programdan, bu programa vesile olmaktan onur duyuyorum. SESRIC ve TODAİE’ye birlikte yaptığımız bu program için teşekkür ediyorum. Bu programda siz değerli misafirlerimizden çok şey öğrendik. Bundan sonra da eğitim programlarımızı sürdüreceğiz” diye konuştu.

Bakanlığa, Dönüşümlü Bir Sistem İçin İrade Beyanında Bulunduk

Gündemdeki ILO konusunu değerlendiren Yalçın, ILO’nun tarihi hakkında katılımcılara bilgiler verdi. Yalçın, “ILO’da ülkelerden çalışanları temsilen bir delege gönderiliyor. ILO’da hükümet temsilcisi, işveren temsilcisi bir de iş gören temsilcisi bulunuyor. Ülkemizde 1952’den bu yana Türkiye’deki en büyük işçi konfederasyonu olan Türk-İş, ILO’da emek kesimini temsil etti. Bu süreçte temsilcilik kıstası, ‘en fazla üyeye sahip konfederasyon’ şeklindeydi. Buna süreç içerisinde iki konfederasyon tarafından yapılan, ‘ILO’da temsiliyet dönüşümlü bir şekilde olsun’ itirazları, ‘Hayır en fazla üyesi olan konfederasyon ILO’da temsil yetkisine sahiptir’ şeklinde yanıtlanmıştı. Türkiye’de örgütlenme bildiğiniz gibi, işçi-memur ayrımı şeklinde yürüyor. Dolayısıyla iki kesim örgütleri de konfederasyon, iki kesim örgütleri de alt sendikalara ve temsiliyetlere haiz. 97’de diğer işçi konfederasyonu Hak-İş’in itiraz etmesi üzerine, ‘Bütün emek kesimi, ILO’da teknik heyette yer alsın’ demesi üzerine yapılan tartışmalarda diğer konfederasyonların da, ILO’ya teknik heyet göndermesinin yolu açılmış ama, temsil ve delegelik, üye sayısı en fazla olan konfederasyonda kalmıştı. 65 yıl sonra Türkiye’de sendikal anlamda sayısal veriler değişti ve 2016 verileri dikkate alındığında, Memur-Sen 67 binlik bir farkla, Türkiye’nin en büyük konfederasyonu oldu. Doğal olarak ILO’da çalışanları temsil hakkı Memur-Sen’e geçmiş oldu, biz de bunu bakanlığa yazı göndererek istedik. Çalışma Bakanlığı durumu değerlendirdi, bize de yazılı olarak, ‘Evet muhatap sizsiniz’ dedi. Daha sonra ise çeşitli tartışmalar başladı ve konfederasyonlar arası çeşitli gruplaşmalarla tartışmalar sürdü. Biz de bunun üzerine dünyanın diğer ülkelerinde olduğu gibi her kesimin ILO’da temsil edilmesi gerektiğini beyan ederek, memur ve işçi örgütlenmeleri arasında dönüşümlü temsil için irade beyanında bulunduk.”

İşçi-Memur Ayrıştırmayı, Kutuplaştırmayı Kabul Etmiyoruz

Bazı sendikaların ve siyasi partilerin konuyla ilişkin açıklamalarına değinen Yalçın “Emek kesiminin kendi arasında çatıştırılmaya çalışılması doğru değil. ILO temsiliyeti konusunda biz dünyanın çeşitli ülkelerinde olduğu gibi dönüşümlü bir temsilin olması konusunda bir beyanda bulunduk. Memur-Sen İşçi memuru çatıştırmaya karşıdır.” şeklinde konuştu.

65 Yıl Sonra Emek Kesiminin Tamamının Temsil Edilmesinin Yolunu Açtık

Rekabetin hizmette kaliteyi de beraberinde getireceğinin altını çizen Yalçın, “Emek örgütlerinin ülke içerisinde birbiriyle rekabet etmesi, birbirlerinin zayıf yönlerini eleştiri konusu olarak kullanmaları işin doğası gereğidir, ama bir dış temsil olduğunda birbirleriyle rekabet etmek değil, uzlaşıyla yeni bir yöntem bulunması aklın gereğidir. Memur-Sen de bu doğrultuda hareket etmiş, 65 yıl sonra, emek kesiminin tamamının ILO’da temsil edilmesinin yolunu açmıştır” ifadelerini kullandı.

Temsil Noktasında Bencil Davranmak Doğru Değil

“Türk-İş 65 yıl tecrübesine bu yılda devam edecek ve yine Türk-İş ILO’da çalışanları delege olarak temsil edecek” diyen Yalçın, “Biz ne 65 yıllık birikimi yok sayarız ne de 1 milyon üyesiyle en büyük emek örgütü olan Memur-Sen’in yok sayılmasını kabul ederiz. Temsil noktasında bencil davranmak doğru değildir. Bu tavırlar emek kesiminin tamamına zarar verir” ifadelerini kullandı.

Aslan: Nitelikli Bir Tecrübe Paylaşımı Oldu

TODAİE Genel Müdür Prof. Dr. Onur Ender Aslan ise yaptığı konuşmada, iki ay süren eğitim programının nitelikli bir tecrübe paylaşımı olduğunu söyledi. Aslan, “Böyle programların ortak bir zeminde çoğalmasını temenni ediyorum. İnanıyorum ki bu çalışmanın meyvelerini çok kısa zamanda almaya başlayacağız. Bütün program ortaklarımıza teşekkür ediyorum” dedi.

Kulaklıkaya: Bu Program Yeni Bir Başlangıç Olacaktır

SESRİC Genel Direktör Musa Kulaklıkaya da yaptığı konuşmada 24 ülkenin sendikacılarının bir araya geldiği programın önemli bir başlangıç olduğunu dile getirdi. Kulaklıkaya, bir ilk olan bu eğitim programının genişletilerek devam edeceğinin de müjdesini verdi. Kulaklıkaya, Türkiye’nin en büyük emek hareketi olan Memur-Sen ile ortak çalışmaktan mutluluk duyduğunu dile getirdi.

Program, sertifika almaya hak kazanan katılımcılara sertifika takdimi ve aile fotoğrafı çekimiyle sona erdi.