Verginin böylesine gel de şaşma!

Yeminli Mali Müşavir ve Yeniçağ Gazetesi köşe yazarı Cazim Gürbüz, sıra dışı olan vergi uygulamalarını Edebiyatlaşan Vergiler adıyla bir araya toplayarak, kitaplaştırdı.

Verginin böylesine gel de şaşma!
Verginin böylesine gel de şaşma!
GİRİŞ 10.02.2007 07:43 GÜNCELLEME 29.05.2020 17:18

Bilgeoğuz Yayınları tarafından basılan Edebiyatlaşan Vergiler – Vergi ve muhasebede bilinmeyenler- adlı kitap aslında dünyada verginin gayri resmi tarihi olarak nitelendirilebilir. Benjamin Franklin’e ait olan “Bu dünyada kesin olarak hiçbir şey söylenemez, ölüm ve vergiden başka.” sözüyle başlayan kitapta; ilk olarak edebiyat dünyasında tanınan maliye kökenli isimleri ve vergi üzerine yazı ve şiir yazan edebiyatçıların eserlerinden alıntılar yapılıyor. Yazar Cazim Gürbüz’ün kitabında dünyada ve Türkiye’de yapılan çok ilginç vergi uygulamalarına da yer veriliyor.

Vergi de Sümerlerle başlar

Tarih kitaplarında yazının bulunmasına atıf yapılarak bilinen tarihin Sümerlerle başladığı belirtilir. Yalnızca bilinen tarih değildir Sümerlerle başlayan, bilinen ilk vergi uygulamaları da Sümerlerle birlikte başlamıştır. Yeminli Mali Müşavir ve Yeniçağ Gazetesi yazarlarından Cazim Gürbüz, kitabında, “Sümerlerin evlenme, boşanma ve ölümden bile vergi aldıklarını belirterek, bir Sümer tabletinde şu uyarının yapıldığını ifade ediyor: “Bir beyiniz, bir kralınız olabilir, ancak asıl korkulacak olan bir vergi memurudur”.

Peşkeş de bir tür vergiymiş

 

Yazar Cazim Gürbüz, Türk siyasetinde muhalefet tarafından her zaman çok kullanılan peşkeş’in aslında bir vergi türü olduğunu belirterek şunları ifade ediyor: “Peşkeş, Farsça “pişkeş” sözcüğünden geliyor... Osmanlıca-Türkçe sözlükte Pişkeş’in karsısında şunlar yazılı: Başkasının malını birine bağışlamak. Verilmemesi lazım olan şeyi başkasına vermek. Karşılıksız vermek. (Bir şeyde mehâsin ve şeref hâsıl oldukça, havassa peşkeş ederler; seyyiât olsa, avâma taksim ederler!) Profesör Ahmet Mumcu, bir mülakatında Peşkeş konusunda şunları söylüyor: “Peşkeş; Osmanlı kamu hukukunda üst düzeyde bir devlet memuruna verilen “yasal hediye”dir, rüşvet değildir... Sözgelimi.. bir büyük vezir, bir adamın isini hallettiğinde buna karşılık “pişkeş” alır.. Bu yasaldır ve belli hadleri vardır. Bunun üstü rüşvete girer...”

 

İstanbul’a vergi muafiyeti

Kitabında günümüzde, vergi tahakkuk ve tahsilinde hep birinci sırada İstanbul’un geldiğini ifade eden yazar, Namık Kemal’in 18 Kasım 1872 tarihli yazısına atfederek Osmanlı döneminde İstanbul’da yaşayanlardan vergi alınmadığını belirterek, Namık Kemal’in yazısını özetliyor: “Acaba İstanbul’dan niçin vergi ve asker alınmaz? (...) Devlet müsavat-ı umumiyeyi ilan etmiş iken nasıl olur ki, umum memalik (bütün ülke) halkı vergi ile mükellef olsun da, yalnız bir şehrin ahalisi muaf tutulsun. Umum memleketin delikanlıları hıfzı vatan uğrunda asker olsun, çanta tasısın, soldat sallasın da, yalnız şehrin çocuklarında –birkaç beldeden başka- mülazımdan (teğmen) aşağı asker bulunmasın. (...) Meşakkatle senede birkaç kile buğday hasıl edebilen bir rençper (çiftçi), birkaç nam ile devlete vergiler versin de, İstanbul’da küse-i rahata kurularak günde binlerce altun devreden bankerlerin hazineye bir para ianesi olmasın? Dünyada hiçbir imtiyaz yoktur ki ahlak ifsad etmesin. İstanbul’da taşralara nispet, yokluğunu gördüğümüz bozulmanın asıl sebebi her türlü tekaliften (vergiden) masuniyettir.”

 

Albayla tahsildarın rekabeti

Kitapta; vergi tahsildarlarının 18. ve 19. YY’da orduda en önemli komutanlardan olan albaylarla bile güç gösterisine girerek geçit töreni yaptırtabildiklerini şöyle anlatılıyor: “Gustave Flaubert’in çok bilinen romanı ‘Madam Bovary’de,bir kasaba panayırındaki geçit töreninden söz edilir. Halk günler önceden hazırlanmıştır bu panayıra, katılım yüksektir, ilgi fazladır. Flaubert, kasabada görev yapan Albay’la, vergi tahsildarları arasında öteden beri bir çekememezlik olduğu için, iki tarafın da adamlarına ayrı ayrı geçit yaptırttığını yazıyor. Daha fazla ayrıntı vermemiş yazar, ancak yazılanlardan bazı gerçekleri seçip çıkarmak çok da zor değil. Sözgelimi, 18 ve 19.yüzyıl Fransa’sında vergi tahsildarlarının küçücük bir kasabada bile çokça bulunduğunu, bu tahsildarların geçit yaptırtacak kadar çevrelerine adam toplayabildiklerini ve bir Albay’la bile rekabet edebildiklerini anlıyoruz.”

 

 

 

Yellenme vergisi ödemeyeceğiz

 

Büyükbaş besi hayvanlarının saldıkları metan gazlarının sera etkisine sahip olduğu gerekçesiyle, Yeni Zelanda Hükümeti’nin koymayı düşündüğü çevre temizlik ve araştırma vergisi, bu ülkede yasayan çiftçileri isyan ettirdi. “Yellenme Vergisi ödemeyeceğiz!” diye haykıran çiftçiler, parlamento binasına doğru yürüdüler. Protestocu grubun önünde bulunan bir ineğin boynuna “suçsuzum” yazılı levha asıldı. Çiftçiler 65 bin imzalı bir dilekçeyi ilgililere verdiler. Hükümet yetkilileri ise, alınacak vergilerle metan gazının sera etkisinin araştırılacağını  ve amaçla 4,5 milyon dolarlık bir yatırım planlandığını söylediler.

 

Kitabı isteme adresi:

Bilgeoğuz Yayınları

Barbaros Bulvarı IBA Blokları 14/1 Daire:8 Balmuumcu-Beşiktaş İstanbul

Tel: 0.212.288.6542

Fax:0.212.288.652

 

 

 

 

 

Kitabın arka kapak yazısı ve internet üzerinden sipariş şartları için bu linki kullanabilirsiniz...