Türkiye'nin en zengin ilçesi

Türkiye'nin en zengin ilçesi neresi? Boşuna zihninizi yormayın. Bulabilmenize imkan yok. Bu en zengin ilçeyi, gidip Marmara bölgesinde falan da aramayın. Zaman yazarı Fikri Türkel, en zengin ilçeyi gezdi ve yazdı.

Türkiye'nin en zengin ilçesi
Türkiye'nin en zengin ilçesi
GİRİŞ 11.11.2004 11:38 GÜNCELLEME 11.11.2004 11:38
Bu Habere 1 Yorum Yapılmış

Türkiye’nin en zengin ilçesi



Tahminleriniz sizi yanıltabilir. O yüzden kısaca söyleyeyim: Keban. Evet, Elazığ’ın bu şirin ilçesi Türkiye’nin en zengin ilçesi olarak kabul ediliyor. Gittim, gördüm ve şimdi yazıyorum.





Keban’ı “en zengin” ilçe yapan hidroelektrik santralı. Fırat Nehri’ne gem vuran halkalardan biri olan Keban’ın üretimi, Devlet İstatistik Enstitüsü’nün (DEİ) kayıtlarında Keban’a değer katan bir yatırım olarak kabul ediliyor. Eskiden önem taşımayan bu kayıt, 5084 sayılı Teşvik Yasası çıkınca bütün Elazığ’a rahatsızlık vermeye başladı.



Yeni yatırımlar ve potansiyeller açısından Elazığ incelenecekse bu detay önemli.



Önce “en zengin” ilçeye bir bakalım...



1200 metre rakımda ve dağlar arasındaki bu ilçede ne acıdır ki, ne tarım için ne de hayvancılık için zengin alanlar yok. Su kaynakları açısından zengin olmasına karşılık, değerlendirilebilecek alan az.



İlçenin tek gelir kaynağı emekli maaşları. Daha önce çinko madeni, tek istihdam alanıymış o da kapanmış. Şimdi orada çalışıp emekli olanların maaşlarına bakıyor esnaf.



Üç yıl önce kurulmuş olan alabalık çiftliği üretim açısından en değerli işletmesi diyebiliriz. Aslında alabalık işletmeciliği büyük potansiyel taşıyor. Sadece Keban değil, bütün bölge için. Yüksek debili ve soğuk sular için, alabalık çiftlikleri modelleri geliştirilmeli. Keban’daki çiftlikte 1,5 milyon balık var ve yılda 500 ton balık Elazığ ve bölgeye satılıyor. Önümüzdeki yıllarda kapasiteyi geliştirmeyi düşünüyor sahipleri.



Buradan hareketle il için birkaç şey daha söylemek gerekiyor... Elazığ deyince akla üzüm geliyor. 30 çeşit üzümün yetiştiği topraklar buraları. Keban Barajı ile yarımada haline gelen bölgenin iklimi değiştiği için, meyvecilikte değişimler yaşanıyor. Ama yine de, meyvecilik büyük potansiyel taşıyor. Üniversite bu konuda yoğun çalışma yapıyor.



Özellikle üzüm bütün yatırımcıların ilgi odağı. Son yıllarda üzüm bağlarının arttığı görülüyor; ama yeterli değil.



Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), teşvik kapsamındaki ve kapsama girecek şehirlerle ilgili yatırım fizibilite çalışmaları yapıyor. TİM Başkanı Oğuz Satıcı eniştesi, yardımcısı Süleyman Orakçıoğlu hemşerileri olunca, Elazığlılar yatırım konusunda ısrarcı oluyorlar. Herhalde DYP Başkanı Mehmet Ağar’dan sonra kapısı en çok aşınan yer TİM. Bugünlerde TİM bu alanda çalışma yapıyor. Bölgeye örnek olabilecek bir üzüm bağı veya bağ fidanı merkezi kurulabileceğini söylüyorlar...



Harput, şehrin en eski yerleşim yeri. Kaleden camilere, türbeden dabakhaneye kadar Harput’un tamamının korunma kapsamında yeniden ele alınması gerekiyor. Tarihî değerleriyle manevi bir merkez durumunda Harput. Bu özelliği korunmalı.



Meyvecilik açısından gözde ürünlerden biri de vişne. Vişne, kiraz ve kayısı açısından hem erkencil hem de geççil ürüne iklim müsait. Bazı meyvelerde neredeyse Akdeniz Bölgesi’yle eş zamanlı ürün alınabiliyor.



Vişne deyince dünyaya nam salmış Elazığ vişne mermerini unutamayız. Yabancıların Rossa Levento dedikleri ve sadece Elazığ’da üretilen bu mermer, dünyanın en çok tuttuğu doğal kaynaklarımızın başında geliyor. Elazığ’a inen her uçakta birkaç tane bu mermerin müşterisi bulunuyor. Daha önce sadece blok olarak ihraç edilen mermerin son yıllarda işlenerek gönderilmesi yönünde çalışmalar arttı. Ama yeterli değil.



Aslında her şehir kendi başına bir marka olabilir. Ve her şehrimizde marka potansiyeli fazlasıyla var. Elazığ için de bu böyle. İster mermeri, ister üzümü, isterse yemekleri olsun. Fakat, potansiyellerle övünmek yerine, eylemlerle varlığı sürdürmek daha insaflı olur. Bu aziz şehrin engin değerleri ve insanları bu inancımı pekiştiriyor.



Bu noktada Elazığlı sanatçı Abdullah Şekeroğlu’ndan fıkra gibi bir anekdot aktarmak istiyorum.



Önceki hafta Elazığ’da yoğun yağış olur ve bazı yerleri sel basar. Yaşlı bir amca yorum katar: “Sahapsız memleket işte, ne olcek”...



İşin, değerin, kıymetin sahibi onun bilincinde olanlardır. Keban olmasa da, teşvik gelmese de Elazığ zengin; ama oraya ulaşmak için biraz eşelenmesi lazım.

YORUMLAR 1
  • vatandas 7 yıl önce Şikayet Et
    Turkiyenin enzengin ilcesi erzincan ilic ilcesi cunku turkiyenin en buyuk altinmadeni orda
    Cevapla