Enflasyonla mücadelede Merkez'in 3 cephesi!

Yılın ilk enflasyon görünümüne ilişkin toplantı öncesinde açıklamalarda bulunan Başçı, "Orta Vadeli Program'da bu sene için öngörülen yüzde 7.5, gelecek sene yüzde 6,2018 yılında ise yüzde 5. Bunun için gereken çaba gösterilecek. İdeal bir politika bileşimi uygulayarak, büyüme dostu, enflasyon düşürücü bir paketle birlikte ilerlenebilir. Onun da kademeli olmasında fayda var. Hemen bu sene yüzde 5'e indireceğiz şeklinde değil de, 2018'de yüzde 5'e gelecek şekilde, gerçekçi ama kararlı bir duruşla bunu yapabiliriz. Merkez Bankası kendi üzerine düşeni yapacak.

Hükümet de üzerine düşeni yapacak. Bu yönde açıklamalar net bir şekilde geldi" dedi. Enflasyon konusunda iletişim politikasının önemine değinen Başçı, şöyle devam etti: "Bu dönemde oynaklıkların son derece yüksek olduğu küresel bir döngüye girdik. Ocak ayının başında Çin'den çok şiddetli bir şok dalgası bütün dünyaya yayıldı. Orada şunu gördük; Türk varlıkları pek çok benzer ülkeye kıyasla çok daha az etkilendi. Yakın zamanda da gördük ki, bunun etkisi büyük ölçüde geçici olacak. Dünyada normalleşme problemsiz şekilde gerçekleşirse, o zaman biz de tek bir faizle yola devam edebiliriz. Fakat onun için henüz erken. Bu sene enflasyonda düşüşün mümkün olduğunca erken başlaması kritik önemde. AB'deki toparlanma da bizim için bir fırsat..."

FED frene basarsa dolar mola verecek

■ Yaklaşık 3 yıla yakın süredir yükseliş trendinde buhınan dolar, Merkez Bankası'nın enflasyonla mücadele sürecini olumsuz etkileyen unsurlann başında geliyor. ABD Merkez Bankası'nın (FED) geçen yıl sonunda başlattığı faiz artınm sürecini devam ettireceği öngörüsüyle, bugün 3 TL civarında bulunan dolann bu sene de gücünü koruması bekleniyor. Bu yıl da gelişen ülkelerden en az 350, en fazla 500 milyar dolar para çıkışı bekleniyor.

FED'in aralık toplantısından bu yana şartların sıküaştığım vurgulayan Morgan Stanley," 10 yıl aradan sonra ilk defa gelen faiz artırımı, son 5 haftada, 4 faiz artırımıyla aynı etkiyi gösterebilecek bir volatilite oluşturdu" dedi. FED üyeleri, bugün yılın ilk faiz toplantısı için buluşacak. Düşen petrol fiyatları ve gelişmekte olan ülkelerde gittikçe kötüleşen ekonomik görünüm üzerine, FED'in ikinci faiz artışını en yakın ihtimalle mart, en iyi ihtimalle de haziran ayına kadar erteleyebileceği ifade ediliyor.

Pahalı gıdaya, ithalat ue denetim kalkanı

■ Geçen yıl beklentilerin üzerinde açıklanan yüzde 8.8'lik enflasyonda, gıda fiyatlarında yaşanan yükselişin de etkisi büyük. Yaşanan "don" ile "kuraklık" olayları ve aracı kârlarının etkisiyle tırmanışım sürdüren gıda fiyatları konusunda, Gıda Komitesi ve ithalat gibi değişik öneriler bulunuyor. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Gıda Komitesinin bu yıl daha aktif çalışacağını, denetimlerin artacağım ve bu yolla fıyatlann kontrol altında tutulacağım açıkladı. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı da, Türkiye'de faaliyet gösteren işletmelere yol gösterici kaynak olarak "Pazarlama Bilgi Bankası" projesini hayata geçiriyor. Bu sistem sayesinde Türkiye'deki tarımsal üretim, tüketim, ithalat, ihracat, stoklar ve fiyatlarla ilgili güncel veriler takip edilecek; oluşabilecek fiyat istikrarsızlığına karşı tedbirler anında alınabüecek. Et fiyatları konusunda ise "yükselişin ivme kazanması" halinde, canlı hayvan ithalatı her zaman masada bulunacak

Küresel riskler fiyat istikrarsızlığı getiriyor

Petrolde yaşanan büyük çöküş; hem net ithalatçı Türkiye'nin cari açığına merhem oldu, hem de iç piyasada "enerjiyi enflasyon üzerinde bir baskı unsuru olmaktan çıkardı. Ancak petrol fiyatlarının bu kadar gerilemesi, dünyada durgunluk korkularını artırıyor ve "yeni bir küresel kriz kapıda mı" sorularının sıklıkla sorulmasına sebep oluyor.

Son aylarda Çin'de yaşanan duraklama, Avrupa ve Japonya başta olmak üzere birçok bölgede merkez bankalarının gevşek para politikalarını sürdürmesini de beraberinde getirdi. Bununla birlikte Orta Doğu'da yaşanan şiddet olaylarına ek olarak, Türkiye'nin Rusya ve Suriye gibi komşularıyla yaşadığı gerilim, piyasalar üzerinde zaman zaman olumsuz etki gösteriyor.

Böyle dönemlerde dolar ve faizde yaşanan tırmamş, enflasyon üzerinde "yukarı yönlü" baskı oluşturuyor. İçeride yaşanan terör olayları ve siyasetin tansiyonunun yükselmesi de benzer neticeler doğuruyor.