Bankaların kefil vurgununa dikkat

Bankalar, ödenmeyen borçları kefilden alma yolunda yeni bir uygulamaya girdi. Karınca duası gibi yazılmış ifadelerin arasında, borçlunun 'gelmiş ve gelecek' borçları da var.

Bankaların kefil vurgununa dikkat
Bankaların kefil vurgununa dikkat
GİRİŞ 04.09.2005 11:36 GÜNCELLEME 07.11.2017 11:53

Ödenmeyen borçları kefilden tahsil eden bankalar ilginç bir uygulamayla vatandaşları mağdur ediyor. Sözleşmede ‘gelmiş ve gelecek’ bütün borçlara kefil olunduğu belirtilirken, buna dikkat etmeyenler ise sürpriz borçlarla karşı karşıya kalıyor. BDDK Başkanı Bilgin ise uyarıyor: Sözleşmeleri okumadan imzalamayın.

Enflasyonun düşmesi ve ekonomik iyileşme ile birlikte bankalar, getirisi yüksek olan tüketici kredilerine yöneldi. Vatandaşlar da kriz dolayısıyla erteledikleri ihtiyaçlarını, faiz oranlarını yüzde 2 civarına düşüren bankalardan aldıkları kredilerle gidermeye başladı. Haziran itibarıyla bireysel kredi kullanımı 35 milyar YTL’yi aştı. Ancak bankalar, ödenmeyen borçlar nedeniyle 1,2 milyar YTL’lik kredi için takip başlattı. Borçluya ulaşamayan bankalar tahsilatı kefillerden yapıyor. Ancak vatandaşlar sürpriz borçlarla karşılaşabiliyor. Sıkıntının kaynağını ise 4-5 sayfayı bulan kefil sözleşmesindeki bir madde oluşturuyor. Burada borçlunun doğmuş ve doğacak tüm borçlarına kefil olunduğu vurgulanırken, söz konusu ayrıntıya dikkat etmeyenler büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kalıyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Başkanı Tevfik Bilgin, vatandaşları uyarırken, “Okumadan sözleşmelere imza atmayın.” diyor. Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuz Atalay da, Yargıtay’ın bu gibi konularda aleyhte ve lehte kararlar verebildiğine dikkat çekiyor. Atalay, sorunun Genel İşlem Şartları adı altında bir kanunun olmamasından kaynaklandığını vurguluyor.

Mersin’de oturan Rıza Erdoğan, bankaların sözleşme tuzağına düşen son mağdurlardan. Bir yakınının kullandığı tüketici kredisine kefil olan, bunun için evini de ipotek gösteren Erdoğan, arkadaşı kredi ödemelerini aksatınca kalan borcu ödemeye mecbur olmuş.

Geçen yıl 24 ay vadeyle 15 bin yeni liralık ticari kredi çeken arkadaşı Halime Yıldız’a kefil olan Rıza Erdoğan, ipotek olarak evini gösterdi. Borcunu düzenli olarak ödeyen Yıldız, ekim ayında iflas etti. Erdoğan, Yıldız’ın bankaya kalan 11 bin yeni liralık borcunu kasım ayında ödedi ve borcun kapandığına dair belge aldı. Haziran ayında evini satmak isteyen Erdoğan, tapu dairesine gittiğinde banka ipoteğinin kaldırılmadığını öğrendi. Hemen banka şubesine giden Erdoğan’a, gerekçe olarak ‘kefil olduğu kişinin bankaya olan 7 bin yeni liralık kredi kartı borcu’ gösterildi. Bankanın genel müdürlüğüne bir dilekçe ile müracaat eden Erdoğan, kendisinin sadece ihtiyaç kredisine kefil olduğunu belirterek, ipoteğin kaldırılmasını istedi. Genel müdürlük ise cevabında kredi kartı borcundan da sorumlu tutulmasının sebebi olarak sözleşmedeki, “Müşteriler teminatların yalnız karşılığında alınan avansların değil bankaya her ne sebeple olursa olsun doğmuş ve doğacak bilcümle borçların tamamının karşılığını teşkil edeceğini kabul ve taahhüt etmişlerdir” maddesini gösterdi. Erdoğan bankayı, BDDK’ya şikayet etti. Üst Kurul da, sorunun kredi kullanımına dair sözleşmeden kaynaklandığını, bu nedenle özel hukuk açısından çözümlenmesi gerektiğini kaydederek, bu konuda yapacak bir işlem olmadığını dile getirdi. Geçen hafta avukatı Nusret Durmaz aracılığıyla bankaya ihtarname çeken Erdoğan, ipoteğin kaldırılmaması halinde dava açacak. Erdoğan, “Banka kredi kartını ben kefil olmadan çok önce veriyor. Ayrıca kredi kartı borcu ile ilgili kanuni takibatı, ben Yıldız’ın ticari kredi borcunu ödedikten 3 ay sonra başlatıyor. Bu 3 aylık arada ev üzerindeki ipotek neden kaldırılmıyor, anlamak zor. Kredi kartı borcu benim sorumluluğumda değil. Ben evimi sadece 15 bin yeni liralık kredi için ipotek olarak verdim. Bundan sonra hakkımı mahkemede arayacağım.” dedi.

Kredi başvurusu yapan vatandaşın mutlaka sözleşmenin tamamını okumasını tavsiye eden BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, sorunlu kredi kartlarındaki artış oranına dikkat çekti. Üst Kurul verilerine göre, sorunlu kredi kartı yüzde 46 artış gösterdi. “Burada herkese büyük görev düşüyor.” diyen Bilgin, miktarın toplam büyüklük içinde az görülmesine rağmen artış oranının yüksek seyrettiğine vurgu yaptı. Kart pazarlama konusunda bankaları eleştiren Bilgin, “Sokakta dağıtmak istemiyoruz, diyorlar. Ama her banka şubelerine özel bazı hedefler veriyor. Bu kadar kredi kartı, şu kadar mevduat müşterisi olacak gibi. En önemli problemlerden birisi bu bence. Bu hedefi tutturmak için de önemli pazarlama hataları yapılıyor.” şeklinde konuştu. Yapılan işlemi savunan banka yetkilileri ise prosedürün kanunlara uygun işletildiğini belirtiyor. Yetkililer, konut kredisi dışındaki tüm kredilerde gösterilen teminatın ‘doğmuş ve doğacak borçları kapsadığına’ dikkat çekiyor. Konunun uzmanlarından Doç. Dr. Oğuz Atalay, “Bankayla borçlu arasında yapılan ipotek akit tablosunda kredi kartı borçlarının da kapsama alınması durumunda, banka bu borcu da teminat bedeli üzerinden alabilir.” diyor. Kefillikle ilgili bir davada bilirkişilik yapan Atalay, Yargıtay’ın bu gibi konularda aleyhte ve lehte kararlar verdiğini ifade ediyor. Atalay’a göre, kefil altına imza attığı genel kredi sözleşmelerinde atıfta bulunulan borçlardan dolayı sorumlu tutulabilir. Erdoğan’ın ipoteğin kaldırılması davası açması gerektiğine işaret eden Atalay, bu gibi problemlerin Türkiye’de bankalara yönelik Genel İşlem Şartları adı altında kanun olmamasından kaynaklandığını dile getirerek, bu konuda Adalet Bakanlığı’nın bir kanun tasarısı çalışması içinde olduğunu sözlerine ekliyor.

Adına kart çıkarıp borçlandırdılar

Polis memuru Veysel Şan’ın hayatı da, bir sahtekarın bankayı kandırarak onun adına aldığı ve limiti zorlayarak yaptığı harcamalar yüzünden karardı. Kendisine muhatap olarak Şan’ı alan banka, ana parası 2 bin yeni lira olan 2 yıl önce kullanılmış kredi kartı borcu için haciz işlemi başlattı. Şan, bankaya ibraz ettiği annesinin kızlık soyadı ve TC kimlik numarası farklı olmasına rağmen hacizden kurtulamadı. Şırnak’ta görevli olduğu karakol teröristlerce basılan ve çıkan çatışmada ağır yaralanan Şan, hastaneye kaldırıldı. Aynı gün Şan’ın adına İstanbul’da sahte kimlik ile kredi kartı çıkartıldı. Kartı cebine koyan sahtekar, 2 yıl önce 2 bin yeni liralık harcama yaptı. Durumdan habersiz olan polis memurunun tayini geçen ay Konya’ya çıktı. Burada ev sahibi olmak isteyen Şan, biriktirdiği 30 bin YTL’yi kaparo olarak verdi. Kalan miktarı banka kredisi olarak çekmek isteyen Şan, şubede 2 yıllık faiziyle birlikte birikmiş kredi kartı borcu ile karşılaştı.

Şan, kimlik bilgilerindeki farklılığa rağmen bankayı söz konusu Veysel Şan olmadığına inandıramadı. Bu arada haciz dolayısıyla arandığını öğrenen polis memuru, savcılığa başvurarak şikayetçi oldu. Bankanın harcamaların kendisi tarafından yapılmadığını kabul ettiğini ifade eden Şan, ancak bunun ispat edilmesi için kartı kullanan sahtekarın alışveriş yaptığı tüm mağazalardaki kamera görüntüsünü delil olarak getirmesinin istendiğini anlattı. Banka aleyhine tazminat davası açmaya hazırlanan polis memurunun eşi Kıymet Şan, “Sorumlusu olmadığımız bir şey yüzünden çekmediğimiz eziyet kalmadı. Suçlu bizmişiz gibi banka görevlileri tarafından azarlanıyoruz. Kredi çekemediğimiz için ev alamıyoruz. Verdiğimiz kaparoyu geri alamıyoruz. 9 aylık çocuğumuzla sokakta kaldık. Ne yapacağımızı şaşırdık.” diye dert yanıyor.






 























































































 

Sorunlu kredilerin ağırlığı kart kullanımından kaynaklanıyor
KREDİ HACMİ* 2004 2005 Değişim**
Tüketici kredileri 10.759 19.756 55,2
Konut 1.935 6.121 132,6
Taşıt 3.799 5.030 19,9
İhtiyaç - 7.078 26,7
Diğer 5.025 1.528 376,3
Kredi kartı 9.743 15.505 11,4
Toplam bireysel kredi 20.503 35.261 32,3
SORUNLU KREDİLER*      
Takipteki tüketici kredileri 87 126 33,5
Konut 8 12 15,8
Taşıt 34 47 62,3
İhtiyaç - 47 65,5
Diğer 45 20 -11,5
Takipteki kredi kartları 417 1.073 67,5
Toplam bireysel krediler 504 1.199 63,1
(*) BDDK verilerine göre, haziran karşılaştırması, milyon YTL.
(**) 2004 Aralık ayına göre, yüzde.

(İsa Sezen - Zeliş Yıldıral / Zaman)