Katar Petrol, Shell ile anlaşmaya vardı

Katar Petroleum Şirketinin (QP), Avrupalı enerji şirketi Royal Dutch Shell ile uluslararası deniz taşımacılığında kullanılmak üzere dünya çapında sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) yakıt ikmal tesisleri kurma anlaşması imzaladığı bildirildi.

ŞİRKETTEN YAZILI AÇIKLAMA

Katar Petroleum Şirketinden yapılan yazılı açıklamada, QP İcra Kurulu Başkanı (CEO) Saad Şeride el-Kaabi ve Royal Dutch Shell CEO'su Ben van Beurden, Doha'da yakıt ikmal tesisleri kurum anlaşması imza törenine katıldı. Tesisler için Avrupa, Ortadoğu ve Doğu Asya'daki uygun noktaların değerlendirileceği aktarıldı.

Açıklamada, QP CEO'su Kaabi'nin imza töreninde "Bizler LNG yakıt ikmali tesislerini ve sıvılaştırılmış doğalgazı, deniz taşımacılığında temiz enerji kaynağı olarak gelecek vadeden bir fırsat şeklinde değerlendiriyoruz. LNG yakıt ikmali için talebin 2030 yılında 50 milyon tona kadar ulaşmasını bekliyoruz." ifadelerini kullandığı kaydedildi.

LNG'nin gemi taşımacılığında sülfür ve nitrojen oksit salımını azalttığı belirtilen açıklamada, Uluslararası Denizcilik Örgütünün, 2020'de evrensel çapta yüzde 0,5 sülfür sınırı uygulayacağını duyurduğu belirtildi.

DOHA'NIN EN BÜYÜK ENERJİ YATIRIMCISI...

Royal Dutch Shell'in Katar'daki petrol ve doğalgaz sektöründe yaklaşık 20 milyar dolar yatırımıyla Doha'nın en büyük enerji yatırımcıları arasında yer aldığı ifade ediliyor.

Katar, başta Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) olmak üzere 27 ülkeye doğalgaz ihraç ediyor. Katar, dünyadaki doğalgaz tüketiminin yüzde 30'luk kısmını karşılıyor.

KATAR NELER YAŞAMIŞTI?

Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn, Mısır ve Yemen, 5 Haziran'da Katar'la tüm diplomatik ilişkilerini kestiklerini duyurmuştu. Ülkelerinin hava sahasını Katar'a kapatan Suudi Arabistan, BAE ve Bahreyn, Katarlı diplomatların 48 saat içinde ülkelerinden ayrılmasını istemişti. Suudi Arabistan ayrıca Katar'ın tek kara sınırını da kapatmıştı.

Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn ve Mısır, söz konusu kararlardan birkaç gün sonra yayımladığı ortak bildiride ise Katar tarafından desteklendiği öne sürülen, aralarında Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Yusuf el-Karadavi'nin de yer aldığı 59 kişi ile 12 hayır kuruluşunun "terörle irtibatlı" olduğu iddiasıyla "terör listesine" alındığını açıklamıştı.