Bitlis'te 4 kardeşin büyük başarısı
Bitlis'te yaşayan 4 kardeş, küçük bir atelyede başladıkları mobilyacılık sektörünü geliştererek şimdi Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesine mobilya üretiyor.
Kardeşlerden Necmettin Dinç, mobilya üretiminde son teknoloji kullandıklarını belirterek, "Küçük bir atelyde bu işe başladık. O dönemin şartlarında çalışmalar yaptık. Zamanla teknolojiye yönlendik. Şimdi bir çok kente mobilya üretiyoruz" dedi.
Bitlis'te Necmettin, Yakup, Zafer ve Necip Dinç kardeşler 1995 yılnda kurdukları küçük bir atelyede mobilya üretimine başladı. İşlerini geliştiren Dinç kardeşler, aldıkları destekle kurdukları son teknoloji sayesinde bölgedeki birçok kente membran kapak ve mobilya üretmeye başladı. Günlük bin kapak üretimi yapılan tesiste 22 kişi istihdam ediliyor. Kardeşlerden Necmettin Dinç, özellikle mutfak malzemeleri ürettiklerini belirterek, şu anda 300'ün üzerinde desen ve renkte dolap kapakları ürettiklerini söyledi. 18 yıl önce küçük bir atelme ile bu işe başladıklarını, yaklaşık 3 yıldır da aldıkları hibe desteklerle işlerini geliştirdiklerini kaydeden Dinç şunları anlattı:
"Bu iş için son teknoloji makineleri alıp Bitlis'te çalışmalara başladık. Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı'ndan (DAKA) almış olduğumuz yüzde 50 hibe desteğiyle Almanya'dan rotasyonlu bir makine getirdik. Kapasite olarak günlük bin kapak üretiyoruz. Bölgede birçok kentte ulaşıyoruz fakat en çok Van, Erzurum, Ağrı, Muş gibi yerlere ulaştık. Elimizden geldiğince tesisimizi büyütüp istihdamı artırmaya devam edeceğiz. Bu işe gönül verdik ve başarılı olacağız."
EN BÜYÜK SORUN VOLTAJ İNİŞ ÇIKIŞI
Üretim yaparken karşılaştıkları en büyük sorunlar arasında elektrik kesintileri ve voltaj düşmelerinin geldiğini dile getiren Dinç sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cihazlarımız standart elektrikle çalışıyor. Buradaki en büyük sıkıntımız elektrik problemidir. Makinelerimiz bilgisayar üzerinden çalıştığı için koruma işlemi yapamıyoruz. Voltajın sürekli inip yükselmesinden dolayı zarar görüyoruz. Üretimde sıkıntı oluyor, kalitede sıkıntı oluyor, makinelerimiz bozuluyor. Onarımını Türkiye'de yapamıyoruz ve direk üretici firmaya göndermek zorunda kalıyoruz."