Şimşek 2013 büyüme rakamını açıkladı

Meclis Genel Kuruluna 2013 yılı bütçesi ile ilgili bilgi veren Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2013 yılı bütçesiyle akademik altyapının daha da güçlendirileceğini belirterek, 14 bin atamaya izin verileceğini açıkladı. Şimşek yeni vergi zamlarla ilgili sinyaller verdi.

Şimşek 2013 büyüme rakamını açıkladı
Şimşek 2013 büyüme rakamını açıkladı
GİRİŞ 10.12.2012 14:06 GÜNCELLEME 10.12.2012 18:30
Bu Habere 5 Yorum Yapılmış

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2013 yılı bütçesiyle akademik altyapının daha da güçlendirileceğini belirterek, üniversitelerin öğretim elemanı ve personel ihtiyacını hızlı bir şekilde karşılayabilmek için ilave 14 bin atamaya izin vereceklerini bildirdi.

Şimşek, ''Bu yıl küresel ekonominin önemli ölçüde yavaşlamasına ve beklentilerin kötüleşmesine rağmen bütçe gelirlerinde sapma olmayacak olması takdir edersiniz ki bir başarıdır'' dedi.

Şimşek, son açıklanan verilerin 2012 yılı büyümesinin yüzde 3'ün bir miktar altında kalacağını gösterdiğini bildirdi.

Şimşek, bu yıl ''yumuşak iniş'' sürecini başarıyla yönettiklerini belirtirken, ''Küresel ekonomideki belirsizliklere rağmen önümüzdeki dönemde büyümeyi hızlandırarak 2014 yılında potansiyel büyüme hızına ulaşmayı hedefliyoruz'' diye konuştu.

ÖTV ve KDV'de zam sinyali
Bütçe açığını önlemek amacıyla ÖTV ve KDV'de artış tercih edilmiştir. Vergi artışlarıyla ve kamu alanında yapılan harcamalarda yapılacak tasarruflarla bütçe açığını küçültmeye gideceğiz.

2013 yılı bütçe giderlerinin ekonomik sınıflandırmaya göre dağılımını da belirlediklerini ifade eden Şimşek, buna göre, personel giderlerinin 97,2 milyar lira, SGK devlet primi giderlerinin 16,8 milyar lira, mal ve hizmet alım giderlerinin 33,4 milyar lira, faiz giderlerinin 53 milyar lira, cari transferlerin 151,3 milyar lira, sermaye giderlerinin 33,5 milyar lira, sermaye transferlerinin 5,1 milyar lira, borç vermenin 11,1 milyar lira, yedek ödeneklerin 2,6 milyar lira olacağını söyledi.

2013 yılı merkezi yönetim bütçesinde bazı vergi türlerine ilişkin gelir tahminlerini de açıklayan Şimşek, gelir vergisinin 63 milyar lira, kurumlar vergisinin 29 milyar lira, ÖTV'nin 83 milyar lira, dahilde alınan KDV'nin 36 milyar lira, ithalatta alınan KDV'nin 61 milyar lira olarak öngörüldüğünü kaydetti.

MEHMET ŞİMŞEK'İN AÇIKLAMALARI

Meclis Genel Kurulu'nda, 2013 Yılı Merkezî Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı görüşmeleri tartışmalı başladı. CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç, Sayıştay'ın 3 raporunun gelmediğini belirterek 2013 Yılı Merkezî Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı'nın görüşülemeyeceğini belirterek itiraz etti.

Meclis Genel Kurulu, TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in başkanlığında toplandı. Genel Kurul'da gündeme geçmeden önce Cumhurbaşkanı Gül'ün davetlisi olarak gelen Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın Genel Kurul'a hitaben bir konuşma yapması kabul edildi.

CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç, Sayıştay'ın 3 raporunun gelmediğini belirterek 2013 Yılı Merkezî Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı'nın görüşülemeyeceğini belirterek itiraz etti.
Açılan usul tartışmasında konuşan Genç, Sayıştay raporlarının gelmediğini, Sayıştay'ın görevini yapamadığını belirtirken, TBMM Başkanı'nın da görevini yapmadığını savundu. 132 kurumun yaptıklarını incelemeden bütçenin görüşülemeyeceği itirazını yapan Genç, bütçe kanun tasarısının görüşülemeyeceğini iddia ederek, geçici bütçenin çıkarılmasını istedi.

Usul tartışmasının sonunda görüşmelere devam edilmesi kabul edildi.
Bu arada Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in eşi de bütçe görüşmelerini izleyici locasında izledi.

2013 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi görüşmeleri başladı. Bütçe ile ilgili kürsüye ilk çıkan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek oldu.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bu yıl ''yumuşak iniş'' sürecini başarıyla yönettiklerini belirtirken, ''Küresel ekonomideki belirsizliklere rağmen önümüzdeki dönemde büyümeyi hızlandırarak 2014 yılında potansiyel büyüme hızına ulaşmayı hedefliyoruz'' dedi.Bakan Şimşek, bugün açıklanan verilerin 2012 yılı büyümesinin yüzde 3'ün bir miktar altında kalacağını gösterdiğini de bildirdi.

Şimşek, TBMM Genel Kurulu'nda, 2013 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı'nın sunumunu yapıyor. Şimşek, 17 Ekim 2012 tarihinde TBMM'ye sunulan 2013 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2011 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nın Plan ve Bütçe Komisyonu'ndaki görüşmelerinin tamamlandığını hatırlattı.

Sunumuna, dünya ve Türkiye ekonomisinin görünümüyle ilgili değerlendirmelerle başlayan Şimşek, küresel ekonomiye dair belirsizliklerin, son dönemde azalsa da hala önemini koruduğunu, gelişmiş ekonomilerde büyümenin zayıf, işsizliğin ise yüksek seyrettiğini kaydetti.

Kamu borçlarının sürdürülebilirliğine ilişkin kaygıların devam ettiğini anlatan Şimşek, Avro Bölgesi'nde alınan önlemlere rağmen güven ortamının hala tam olarak sağlamadığını, gelişmekte olan ekonomilerde ise büyümenin son yıllardaki trendin oldukça altında seyrettiğini söyledi.

Bu sebeple birçok ülke ve uluslararası kuruluşun büyüme tahminlerini aşağı yönlü olarak güncellediğini ifade eden Bakan Şimşek, IMF'nin Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'nda yayımladığı küresel büyümeye ilişkin tahminlerini 2012 yılı için 0,7, 2013 yılı için de 0,9 puan aşağı yönlü revize ettiğini hatırlattı. Şimşek, bu yıl gelişmiş ekonomilerin yüzde 1,3, 2013 yılında ise yüzde 1,5 ile potansiyelinin altında büyümenin beklendiğini bildirdi.

Dünya ekonomisinin yüzde 21'ini oluşturan ABD'de işgücü piyasası ve iç talepteki zayıf gidişatın, büyümenin bir süre daha ılımlı seyredeceğini gösterdiğini, dünya ekonomisinin yüzde 19'unu oluşturan Avro Bölgesi'nde ise birçok ülkenin teknik olarak resesyona girdiğini belirten Şimşek, 2011 yılında yüzde 1,4 oranında büyüyen Avro Bölgesi'nin bu yıl yüzde 0,4 daralmasının beklendiğini anımsattı.

-Enflasyonist baskılar azaldı

2012 yılında küresel ekonomik faaliyetlerdeki durgunluğun etkisiyle enflasyonist baskıların azaldığını, çekirdek enflasyon oranlarının durağan veya aşağı yönlü seyrettiğini dile getiren Şimşek, 2013 yılında enflasyonun gelişmiş ekonomilerde yüzde 1,7 ile durağan seyredeceği, gelişmekte olan ekonomilerde ise yüzde 5,7 ile azalmaya devam edeceğinin tahmin edildiğini söyledi.

Cari denge konusunda da değerlendirmelerde bulunan Şimşek, son dönemde, cari açık veren ekonomilerde mali sıkılaştırmanın etkisinin, fazla veren ekonomilerde ise iç talebin artmasının küresel makro dengesizlikleri bir miktar azalttığını, ancak bu düzelmenin yeterli olmadığını kaydetti.

Küresel ekonominin önünde aşağı yönlü üç temel risk bulunduğunu anlatan Şimşek, bu riskleri ''Avro Bölgesi'ndeki ekonomik krizin daha da derinleşmesi, ABD'deki mali belirsizlikler ve jeopolitik gerginlikler'' olarak sıraladı.

Küresel büyümeyi önümüzdeki yıl yukarı çekecek senaryoların da bulunduğunu kaydeden Şimşek, ''Örneğin, ABD ve Avro Bölgesi'nin kısa zamanda piyasaları rahatlatacak çözümler üretmesi ve dolayısıyla güven ortamının sağlanması toparlanma sürecini hızlandıracaktır'' dedi.

-Türkiye ekonomisinin geldiği son nokta

Küresel belirsizliklere rağmen Türkiye ekonomisinin istikrarını ve güçlü makro dengelerini koruduğunu belirten Mehmet Şimşek, ''Türkiye, 2011'in son çeyreğinden itibaren girdiği yumuşak iniş sürecini başarıyla yönetmiştir'' dedi.

Kriz sonrası dönemde Türkiye ekonomisinin çok güçlü bir büyüme süreci yaşadığını ifade eden Şimşek, 2010-2011 yıllarında ortalama yüzde 8,8 büyüyen Türkiye ekonomisinin global büyüme liginde en üst sıralarda yer aldığını ifade etti.

Türkiye'nin en büyük ticari ortağı olan AB'nin krizde olmasının cari açığı olumsuz yönde etkilediğini kaydeden Şimşek, ancak dış ticaretteki pazar ve ürün çeşitliliğinin, AB borç krizinin Türkiye üzerindeki etkisini sınırladığını dile getirdi. Şimşek, ''Zira AB'ye yaptığımız ihracat bu yılın 9 ayında yüzde 7,9 azalmasına rağmen toplam ihracatımız yüzde 13,7 artmıştır. Özellikle Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerine yapılan ihracattaki artış, AB'deki pazar kaybını fazlasıyla telafi etmiştir'' diye konuştu.

Cari açıktaki iyileşmenin yanı sıra uyguladıkları sağlıklı politikalar sayesinde döviz rezervlerinin de güçlendirildiğini belirten Şimşek, 2002 sonunda 28,1 milyar dolar olan altın dahil döviz rezervinin 30 Kasım 2012 itibarıyla 4 katına çıkarak 118,4 milyar dolara yükseldiğini bildirdi.

Şimşek, ''Yılın son çeyreğinde, iç talepteki toparlanmayla birlikte cari açıktaki iyileşmenin doğal olarak yavaşlamasını bekliyoruz. Cari açığın GSYH'ye oran olarak yıl sonunda OVP'de öngördüğümüz üzere yüzde 7 civarında gerçekleşeceğini, 2015 yılında ise yüzde 6,5'e gerileyeceğini tahmin ediyoruz'' diye konuştu.

Bu yıl yumuşak iniş sürecini başarıyla yönettiklerini belirten Şimşek, ''Küresel ekonomideki belirsizliklere rağmen önümüzdeki dönemde büyümeyi hızlandırarak 2014 yılında potansiyel büyüme hızına ulaşmayı hedefliyoruz'' dedi.

-Büyüme verileri

Bakan Şimşek, son açıklanan verilerin 2012 yılı büyümesinin yüzde 3'ün biraz daha altında kalacağını gösterdiğini bildirdi.

Büyümenin aşağı yönlü revizyonunun sadece Türkiye'ye özgü bir durum olmadığına dikkati çeken Şimşek, ''Örneğin, IMF gelişmekte olan ülkeler için 2012 yılı büyüme tahminlerini ortalama 0,8 puan aşağı çekmiştir. Ayrıca, en büyük ticaret ortağımız olan Avro Bölgesi'ndeki daralma, küresel ekonomideki yavaşlama ve yüksek uluslararası enerji fiyatları dikkate alındığında ülkemiz için bu farkın büyük bir sapma olmadığı görülmektedir'' diye konuştu.

Yumuşak iniş sürecine paralel olarak enflasyonist baskıların da azaldığını kaydeden Maliye Bakanı, orta-uzun vadede enflasyonu düşük tek haneli rakamlara indirmeyi hedeflediklerini bildirdi. Şimşek, ''Böylelikle büyümenin önündeki en büyük kısıtı ortadan kaldırmış olacağız'' dedi.

Önümüzdeki dönemde büyümeyi destekleyecek önemli unsurlardan birinin de son yıllarda yakalanan güçlü istihdam artışı olduğunu kaydeden Şimşek, birçok ülkede kriz sonrası istihdam kayıpları telafi edilemezken Türkiye'de 2009 yılından bu yana yaklaşık 4 milyon net istihdam sağlandığını bildirdi.

İktidara geldikleri 2002 yılında genel devlet açığının GSYH'ye oranı yüzde 11 düzeyinde olduğunu anımsatan Şimşek, hükümetleri döneminde kararlılıkla uyguladıkları ihtiyatlı maliye politikaları çerçevesinde bu oranı ciddi oranda arttırdıklarını, 2012 gibi nispeten sıkıntılı bir yılda dahi genel devlet açığının 1,6 olarak gerçekleşmesini beklediklerini ifade etti. Şimşek, ''Genel devlet açığının GSYH'ye oranını 2015 yılında yüzde 0,9'a indirmeyi hedefliyoruz'' dedi.

Mehmet Şimşek, kamu borç stokunun GSYH'ye oranını önümüzdeki dönem yüzde 31'e indirmeyi hedeflediklerini, 2002 yılında yüzde 61,5 olan kamu net borç stokunun GSYH'ye oranının ise bu yıl sonunda yüzde 20'nin altına düşeceğini öngördüklerini söyledi.

Bütün bunların bir yansıması olarak Hazine borçlanma oranlarının tarihin en düşük seviyelerine indiğini belirten Şimşek, ''Çok değil 19 sene önce Hazine ihalelerinde yüzde 400'lerin üzerine çıkan yıllık bileşik faiz oranı, Kasım ayında yüzde 5,9'a inmiştir'' diye konuştu.

Türkiye'nin güçlü çıkışını destekleyen önemli unsurlardan birinin de bankacılık sektörü olduğunu ifade eden Şimşek, küresel kriz döneminde bankacılık sektöründeki hızlı büyümeye rağmen sektörün güçlü yapısını ve aktif kalitesini koruduğunu vurguladı. Şimşek, ''Bu dönemde krediler yıllık ortalama yüzde 30 civarında artmış, ancak kredilerin takibe dönüşüm oranı Ekim itibarıyla yüzde 3 ile düşük bir seviyede kalmıştır. Oysa bu oran 2011 sonu itibariyle AB'de yüzde 6,1, ABD'de yüzde 4,7 olarak gerçekleşmiştir'' şeklinde konuştu.

-Küresel ticaretteki Türkiye'nin payı

Türkiye'nin küresel ticaretten aldığı payın da önemli oranda arttığını bildiren Maliye Bakanı Şimşek, Türkiye'nin küresel ticaretteki payı 2002 yılında yüzde 0,66 iken, bu oranın 2011'de yüzde 1,02'ye yükseldiğini söyledi.

Şimşek, Türkiye'nin kredi notunun da yaklaşık 20 yıl aradan sonra tekrar yatırım yapılabilir seviyeye yükselmesinin de büyüme üzerinde önemli bir rol oynayacağını vurguladı.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2013 yılı bütçesiyle akademik altyapının daha da güçlendirileceğini belirterek, üniversitelerin öğretim elemanı ve personel ihtiyacını hızlı bir şekilde karşılayabilmek için ilave 14 bin atamaya izin vereceklerini bildirdi.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ekonomide yaşanan olumlu gelişmelerin Türkiye'nin önemli ve başarılı bir yapısal dönüşüm içinde olduğunu gösterdiğini belirterek, ''Ancak gelinen noktayı yeterli bulmuyoruz, daha gidecek çok yolumuz var'' dedi.Bakan Şimşek, TBMM Genel Kurulu'nda 2013 Yılı Bütçesi'nin sunumunda yaptığı konuşmada, Dünya Ekonomik Forumu'nun açıkladığı Küresel Rekabet Gücü Endeksi'nde Türkiye'nin 2006 yılında 117 ülke arasında 71. sırada bulunurken, bugün 144 ülke arasında 43'üncü sıraya yükseldiğini bildirdi. Şimşek, Türkiye'nin ayrıca bir önceki yıla göre 16 basamak birden yükselerek en hızlı yol alan ikinci ülke olduğunu kaydetti. Şimşek, bu başarıda, Türkiye'nin yakaladığı makroekonomik istikrar, bankacılık ve finans sektörünün sağlam yapısı ve özellikle mal piyasasında ulaştığı rekabet düzeyi ile sağlık, eğitim ve inovasyon alanlarındaki ilerlemenin etkili olduğunu söyledi.

Türkiye'nin, Uluslararası Yolsuzluk Algı endeksinde de önemli mesafe kat ettiğini, 2002 yılında 102 ülke arasından 65'inci sırada olan Türkiye'nin şu anda 176 ülke arasında  54. sıraya çıktığını belirten Bakan Şimşek, Türkiye'nin artık yolsuzluk algısı en düşük olan üçte birlik grupta yer aldığını ifade etti.

Benzer şekilde, Dünya Bankasının İş Yapma Kolaylığı Endeksi'nde Türkiye'nin, 2006 yılında 175 ülke arasında 84'üncü sırada iken 2012 yılında 183 ülke arasında 71'inci sıraya yükseldiğini anlatan Şimşek, ''Yapısal dönüşüm sayesinde Türkiye'nin küresel ekonomideki rolü giderek artmaktadır. Türkiye artık küresel yatırımlardan daha büyük bir pay almaktadır. 1980-2002 döneminde sadece 14,8 milyar dolar doğrudan yatırım çekebilen Türkiye, son 10 yılda 119,9 milyar dolar doğrudan yatırım girişi sağlamıştır. Bütün bu olumlu gelişmeler ülkemizin önemli ve başarılı bir yapısal dönüşüm içinde olduğunu göstermektedir; ancak gelinen noktayı yeterli bulmuyoruz, daha gidecek çok yolumuz var'' dedi.

Gelecek dönemde de büyüme potansiyelini güçlendirecek makroekonomik politikaları ve yapısal reformları uygulamaya devam edeceklerini vurgulayan Şimşek, bu çerçevede, kayıt dışılıkla mücadele, eğitimde kalitenin artırılması ve işgücü piyasasında esnekliğin sağlanmasının, önemsenen alanlar olduğunu söyledi. Şimşek, bu alanlarda daha fazla ilerleme sağlanmasının, Türkiye'nin iki temel sorunu olan cari açık ve işsizlikle mücadelede elini güçlendireceğini ifade etti.

-''Kamu tasarruflarında önemli oranda artış sağladık''-

Cari işlemler açığını orta ve uzun vadede daha makul seviyelere düşürmek için, yurt içi tasarruf oranlarını artırması, enerjide dışa bağımlılığın azaltması, katma değeri yüksek mal ve hizmet üretimine odaklanılması, altyapı yatırımlarını daha da hızlandırması ve beşeri sermayenin daha da güçlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Şimşek, şöyle konuştu:

''Son 10 yılda sağladığımız mali disiplin sayesinde kamu tasarruflarında önemli oranda artış sağladık. 2002 yılında kamu tasarruflarının GSYH içindeki payı eksi yüzde 4,8 idi. Bu oranın 2012 yılında pozitif yüzde 2,4'e ulaşacağını tahmin ediyoruz. Yani bu dönemde kamu tasarruflarının GSYH içindeki payını 7,3 puan artırdık.

Ancak bu dönemde özel kesim tasarrufları 11,6 puan azalarak yüzde 11,9'a inmiştir. Bunda; makroekonomik istikrarın sağlanması ile enflasyon, faiz oranları ve faiz harcamalarındaki düşüş, mali disipline ve finansal derinleşmeye bağlı olarak krediye erişimin kolaylaşması, siyasi ve ekonomik öngörülebilirlik sayesinde tüketim harcamalarının artması, kentleşme ve kentleşmenin getirdiği ihtiyaçlar ile dar gelirli vatandaşlarımızın gelirlerindeki artış etkili olmuştur.

Yapısal olarak ise genç nüfusun ağırlığı ile işgücüne katılımın sınırlı olması hanehalkı tasarruflarının düşük seviyede kalmasına neden olmaktadır. Uluslararası rekabetin yoğun yaşandığı ve bu nedenle kar marjlarının nispeten düşük olduğu sektörlerin ülkemizde ağırlıkta olması da özel sektör tasarruflarını sınırlamaktadır.

Özel sektör tasarruflarını artırmak amacıyla bu yıl Bireysel Emeklilik Sistemini daha cazip kılacak düzenlemeler yaptık. Yeni sistemle katılımcıya doğrudan devlet desteği sunacağız. Ayrıca, mevduatın vadesini uzatmak için kanun değişikliği yaptık. Bu amaçla, kısa sürede buna ilişkin Bakanlar Kurulu kararını çıkartacağız. Bunun yanı sıra ülkemizde finansal okur-yazarlık ve tasarruf bilincini artırmak için çaba sarf ediyoruz.''

-''Enerjide dışa bağımlılık kayda değer ölçüde azalacak''-

Türkiye birincil enerji kaynakları bakımından yüzde 72 oranında dışa bağımlı olduğunu anlatan Şimşek, bu nedenle, son yıllarda hızla artan enerji fiyatları cari işlemler açığında belirleyici bir faktör olduğunu söyledi.

AK Parti Hükümetlerinin, enerjide dışa bağımlılığımızı azaltmak amacıyla yerli, yenilenebilir ve aynı zamanda çevreci enerji yatırımlarını önceliklendirdiğini ifade eden Şimşek, inşa halindeki santrallerden elde edilecek kaynaklar da eklenince Türkiye'de yenilenebilir enerjinin toplam kurulu güç içindeki payının yüzde 46,6'ya yükseleceğini ve enerjide dışa bağımlılığın kayda değer oranda azalacağını dile getirdi.

Son 10 yılda Türkiye'de düşük teknoloji yoğun üretim azalırken ortanın üstü teknoloji yoğun üretim arttığının altını çizen Bakan Şimşek, bu kapsamda, uygulamaya konulan yeni teşvik sistemi ile Türkiye'nin uluslararası rekabet gücünü artırma potansiyeline sahip, Ar-Ge içeriği yoğun, yüksek teknolojili ve katma değerli, stratejik öneme haiz yatırımları teşvik etiklerini bildirdi.

Bakan Şimşek, ''Hedefimiz Ar-Ge harcamalarının GSYH içindeki payını orta vadede yüzde 2'ye, uzun vadede yüzde 3'e çıkarmaktır'' dedi.

Verilen destekler sayesinde Türkiye'nin Avrupa'nın en çok marka başvurusu yapılan ülkesi konumuna geldiğine işaret eden Şimşek, ayrıca Türkiye'nin, endüstriyel tasarımda yaklaşık 37 bin başvuru ile Avrupa'da üçüncü sıraya yükseldiğini söyledi. Şimşek, yerli faydalı model tescil sayısı son 10 yılda beş kat artarak yaklaşık 2 bine, yerli patent tescili ise 11 katın üzerinde artarak 850 adet civarına yükseldiğini kaydetti.

Türkiye'nin küresel rekabet gücünü artıracak altyapı yatırımlarına da öncelik verdiklerini anlatan Şimşek, altyapıda gerçekleştirdikleri yatırımlar sayesinde kara, hava ve demiryollarında büyük mesafeler kat ettiklerini vurguladı.

-''Yatırımcının üzerindeki istihdam kaynaklı yükleri azalttık''-

Türkiye'de bilgi ve teknoloji yoğun üretim ve ihracatın payını artırmak için beşeri sermayenin kalitesini yükseltmenin şart olduğunu söyleyen Şimşek, önceki dönemlerde eğitimin yeterince önceliklendirilmemesi sebebiyle Türkiye'de 25 yaş üstü nüfusun okulda geçirdiği sürenin OECD ülkelerindekinin çok altında olduğunu, bu durumun küresel rekabette arzulanan seviyelere ulaşılmasına engel teşkil ettiğini kaydetti. Şimşek, bu nedenle, eğitimi önceliklendirdiklerini ve bütçeden eğitime ayrılan kaynağı son 10 yılda 6 kattan fazla artırdıklarını ifade etti.

Son yıllarda istihdamda yakalanılan başarılara rağmen işsizliğin hala Türkiye'nin temel sorunlarından birisi olduğunu vurgulayan Şimşek, işsizliği daha düşük seviyelere indirmek için kısa, orta ve uzun vadeli birçok tedbir aldıklarını ve kısa vadede işsizliği azaltmak amacıyla aktif işgücü politika uygulamalarını son yıllarda önemli oranda artırdıklarını söyledi. Şimşek, uygulamaya koydukları teşvik sistemleri sayesinde yatırımcının üzerindeki istihdam kaynaklı yükleri azalttıklarını ifade etti.

KAYNAK: HABER7
YORUMLAR 5
  • Abdullah TOPRAK 11 yıl önce Şikayet Et
    her şeyi iyi güzel yapın. adamlar 1183 kadro onayı veriyor oraya atıyor 500 kişi önceki atananları sayıp rakam veriyor 1000 küsur kişi işe başlattık diye rakam oyunları ile olmuyor iş ve meslek danışmanları alımlarındaki skandal sürekli mağdur insanlar üretiyor
    Cevapla
  • Gökhan GÖKTÜRK 11 yıl önce Şikayet Et
    bu ne biçim yöneticilik?. bu yönetim anlayışıyla ALLAH muhafaza inancımız zayıf olsa, isyan ettirirler.işte milletimiz,sokağa çıkmıyorsa bu adeletsizliği tasvip ettiğinden değil,inancından şükür ve sabırdan çıkmıyor.bari havanın da vergisini alın!...
    Cevapla
  • ihsan karagüney 11 yıl önce Şikayet Et
    komünizm. devletimiz kazancın %80 den fazlasını vergi olarak geri alıyor.yani herkez devlete çalışıyor.kim nederse desin şu anda komünizm le yönetiliyoruz.
    Cevapla
  • metin sancak 11 yıl önce Şikayet Et
    bu adamı görünce tüylerim diken diken olmaya başladı artık. masabaşında oturup zam üstüne zam yapmak,vergi artırıp yetmezse bir daha artırmaktan başka ne yapıyor bu adam anlamış değilim.aklınca vergi kaçırmanın önüne geçmeye çalışıyor hükümet.engelleymezse bu adam zaten yine alıyor geri.faize karşı olduğunu söyleyen bu iktidar bankaların kucağına itiyor vatandaşı krediyi teşvik ediyor sürekli.yılbaşı geldi asgari ücret artırılacak diye daha şimdiden zam söylentileri çıktı bile vergilere.vermeden almak buna derler işte.asıl üzüldüğüm bunlara birşey de yapamıyorum alternatif olmadığını düşündüğümden.ama bu defa ne pahasına olursa olsun bu sisteme oy yok benden
    Cevapla
  • akarakas 11 yıl önce Şikayet Et
    milletı vergilerle canından bezdirıyorsnz... vergi vergi mıllet canından bezdı memura emeklıye %3.5 rava görürüsnz kaşıkla verıp kepçeyle gerı alıyorsnz..bu ülkede neredeyse aldığımız havadan bıle vergı alacaksnz herşeyımzıden vergı benzıne doğalgaza vsvsvs aklınıza ne gelırse herşeyde vergı artışı var..verdiğınız 40-50 lıra zammı mıslıle alıyorsnz..yanı vergi olmazsa bu memleketın halı harap..
    Cevapla