"Butik bankacılık gelebilir"

8. İstanbul Finans Zirvesinin açılış konuşmasını gerçekleştiren Mehmet Şimşek, "Varlık Fonu bünyesinde butik yatırım bankacılığı da geliştirilebilir" açıklamalarında bulundu

"Butik bankacılık gelebilir"
"Butik bankacılık gelebilir"
GİRİŞ 27.09.2017 10:23 GÜNCELLEME 27.09.2017 11:31

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "Finansal Teknolojiler ve Risk Yönetimi" ana temasıyla düzenlenen 8. İstanbul Finans Zirvesinin (IFS 2017) açılışında yaptığı konuşmada, teknolojinin hemen hemen yaşamın bütün alanlarında çok başat bir rol oynayacağını söyledi.

Finans ve bankacılık sektörünün dünyada çok geliştiğini dile getiren Şimşek, fintech konusuna eğilinmesi halinde bu alanda ihracatçı konumuna gelinebileceğini aktardı.

Şimşek, bu konudaki yatırımların henüz Türkiye'de sınırlı olduğunu kaydederek, dünyada fintech şirketlerine fon akışının 2015 yılında zirveyi görerek 47 milyar doları bulduğunu, bu alana yatırımcıların fon aktarmayı sürdüreceğini ifade etti.

Sektöre bu alana yatırım çağrısında bulunan Şimşek, "Bu konuyla ilgili gerek yasal düzenleme gerek teşvikler konusunda biz her türlü yardımda bulunacağız" diye konuştu.

"BUTİK BANKACILIK GELEBİLİR"

Şimşek, "Diğer önemli bir konu Türkiye'de önümüzdeki dönemde Varlık Fonu bünyesinde butik yatırım bankacılığı da geliştirilebilir ama mevcut kalkınma bankasının da daha ticari esaslara göre faaliyet göstermesine yönelik olarak bir çalışmayı bitirdik. Yakında onu da meclise göndermeyi ümit ediyoruz" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin tüm sıkıntılara rağmen büyümeyi sürdürdüğünü, sağlam ekonomisi ile orta üst gelir grubuna son derece yaklaştığını dile getiren Şimşek, gelecek 3-4 yıl içerisinde yüksek gelirli ülkeler grubuna gireceklerini aktardı.

"ENFLASYON TEK HANEYE DÜŞENE KADAR SIKI DURUŞ SÜRECEK"

Şimşek, küresel ekonominin şu anda iyi gittiğini, büyümenin hızlandığını, gelecek 3 yılda ortalama büyüme beklentisinin 3,7 olduğunu belirterek, bunun iyi bir rakam olduğunu vurguladı.

Küresel ticarette bir toparlanma yaşandığını ve bunun Türkiye için iyi bir haber teşkil ettiğini dile getiren Şimşek, "Bizim için büyük bir fırsat. Bu dönemlerde şoklara karşı ekonomimizin direncini nasıl artırabiliriz yaklaşımıyla Orta Vadeli Programımızı dizayn ettik" dedi.

Şimşek, yaptıkları reformlarla Türkiye'yi yüksek gelirli ülkeler arasına koymayı amaçladıklarını, önceliklerinin bu olduğunu kaydederek, bunu yaparken makro finansal istikrarı gözeteceklerini anlattı.

Başbakan Yardımcısı Şimşek, gelecek dönemdeki önceliklerden bazılarının; enflasyonu tek haneye ve daha düşük seviyelere düşürmek, cari açığı sürdürülebilir bir politikada tutmak, mali disiplini korumak olduğunu söyledi.

Türkiye'de siyasi belirsizliğinin yeni sistemle azalacağını dile getiren Şimşek, artık Türkiye'de hükümet krizlerinin geride kaldığını bildirdi.

Şimşek, "Enflasyon tek hanelere inene kadar yapısal reformlara ve sıkı duruşa devam edeceğiz. Çünkü ancak o şekilde finans piyasaları derinleşebilir, Türkiye sürdürülübilir yüksek kapsayıcı büyümeyi sağlayabilir" ifadelerini kullandı.

"HİÇBİR ALANDA BELİRSİZLİĞE YER VERMEYECEĞİZ"

Şimşek, Türkiye'nin büyüme performansının son 15 yılda muazzam bir şekilde iyileştiğini, Cumhuriyet döneminin tamamında yüzde 4,7 büyüyen Türkiye'nin son 15 yılda reformlar sayesinde ortalama yüzde 5,6 büyüdüğünü söyledi.

Bu reformların ve sıkı duruşun Türkiye'yi yüksek gelir grubuna götüreceğini dile getiren Şimşek, "Bu nedenle biz makro finansal istikrarı önceliklendirmeye devam edeceğiz. Bir taraftan yapısal reformları hızlandırırken bir taraftan da hiçbir alanda belirsizliğe yer vermeyeceğiz ve öngörülebirliği daha da artıracağız" dedi.

Şimşek, Türkiye'nin dışa açık kalmaya devam edeceğini kaydederek, "Biz küresel ekonomiye son dönemde önemli ölçüde entegre olduk. Bundan da çok faydalandık. Aslında küresel ticarette korumacılığın ne kadar zararlı olduğunu biliyoruz" diye konuştu.

Ticaretin istihdamı olumsuz etkilediğine dair hiçbir çalışma olmadığını dile getiren Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz dışa açık kalmaya, küresel ekonomiye entegre olmaya devam edeceğiz. Bu nedenle İstanbul'un her alanda ve özellikle finans alanında daha da güçlenmesi bizim önceliğimizdir. Bu çerçevede gerek AB, gerek Orta Doğu gerekse dünyanın diğer bölgeleri ile ticaret ve yatırım ilişkilerimizi daha da güçlendireceğiz ve dışa açık kalmaya, komşularımızla, dünya ile yapıcı, güçlü ilişkiler kurmaya devam edeceğiz."

"EĞİTİMDE KALİTEYİ ARTIRMAK İÇİN YOĞUN ÇABA HARCAYACAĞIZ"

Şimşek, Türkiye'nin satın alma gücü paritesi bakımından dünyanın 13. büyük ekonomisi olduğunu belirterek, IMF tahminlerine göre bu yıl 2,1 trilyon dolar civarında bir ekonomik büyüklüğe ulaşacaklarını, kişi başına düşen milli gelirde 25 bin doları aşacaklarını anlattı.

Türkiye'nin eğitime çok yatırım yaptığını, eğitimi önceliklendirdiğini dile getiren Şimşek, neredeyse 23,5 milyon öğrenci bulunduğunu aktardı.

Şimşek, bugün vergi gelirlerinin neredeyse 4'te birini eğitime harcadıklarını, gelecek dönemde kaliteyi artırmak için yoğun bir çaba içinde olacaklarını vurguladı.

Türk ekonomisinin dinamik ve geleceğinin parlak olduğunu kaydeden Şimşek, Türkiye'nin çevresindeki sıkıntıların ilanihaye devam etmeyeceğini, giderek zayıflayan DEAŞ'ın artık güç kaybettiğini söyledi.

Şimşek, "Türkiye'nin de güçlü mücadelesiyle DEAŞ bölgemizde giderek zayıflıyor. Bu önemli bir gelişme. Birkaç yıl sonra belki hep birlikte bu tür zirvelerde Libya'yı, Yemen'i, Irak'ı, Suriye'yi nasıl birlikte inşa ederiz, bunun finansmanını nasıl sağlarızı konuşuyor olacağız" dedi.