KDV’de yeni dönem kapıda

Maliye Bakanı Naci Ağbal, "KDV düzenlemesinde birinci önceliğimiz özellikle yatırım, üretim ve ihracat üzerinde yük oluşturan KDV uygulamalarını kaldırmak" dedi.

KDV’de yeni dönem kapıda
KDV’de yeni dönem kapıda
GİRİŞ 14.04.2017 11:45 GÜNCELLEME 14.04.2017 11:51

Maliye Bakanı Naci Ağbal, yatırım,  üretim ve ihracat üzerinde yük oluşturan Katma Değer Vergisi (KDV) uygulamalarını  kaldırmayı ve KDV'yi olabildiğince tüketimi vergileyen bir sisteme dönüştürmeyi  amaçladıklarını belirterek, "Yaz aylarında çalışmaları bir noktaya getireceğiz." dedi.

Ağbal, AA muhabirine, KDV Kanunu'nda yapacakları düzenlemeler hakkında  değerlendirmelerde bulundu.

Katıldığı birçok toplantıda kendisine en çok şikayet edilen kanunun  KDV olduğunu anlatan Ağbal, KDV iade mekanizmasının yavaş işlediği noktasında  aldıkları şikayetler üzerine süreçleri kolaylaştırdıklarını, vatandaş lehine  düzenlemeler yaptıklarını söyledi.

Ağbal, söz konusu çalışmalar sonrasında KDV iade tutarlarının da hızla  arttığına işaret ederek, bu yılın ocak ve şubat ayında vergi gelirleri tahsilat  oranındaki artışın bütçe hedeflerinin üzerinde olduğunu kaydetti. Ağbal, "Hem  vergi indirimleri yaptık hem de KDV iadelerinde kolaylıklar getirdik, ilk iki  aylık vergi gelirleri performansı yüzde 12 artış kaydetti. Halbuki bütçede  yılbaşında koyduğumuz hedef yüzde 11,3'tü." diye konuştu.

KDV Kanunu ile ilgili oranlardan çok şikayet aldıklarını anlatan  Ağbal, şöyle devam etti:

"Oranlardan çok şikayet alıyoruz. Sistem özellikle yatırım ve üretim  tarafından ciddi finansman maliyetleri üretiyor. KDV Kanunu 1985 yılında devreye  konulmuş, 2017 yılındayız. KDV konusunda dünyada çok farklı sistemler var. Benim  şahsi kanaatim KDV aslında bir tüketim vergisidir. Bu anlamda tüketimi  vergilendiren bir vergi olmalıdır, yatırımı üretimi, ihracatı vergilendiren bir  vergi olmamalıdır. Bütün bu gelen talepleri şikayetleri masaya yatırdık,  kendimize 3 aylık süre verdik, bütün paydaşlara da çağrıda bulunduk. 'KDV  kanunuyla ilgili gördüğünüz aksaklıkları, önerilerinizi bize bildirin, beraber  çalışalım, 3 ay sonra KDV kanunda bir reform yapalım.' dedik."

Ağbal, bu kapsamda birinci önceliklerinin özellikle yatırım, üretim ve  ihracat üzerinde yük oluşturan KDV uygulamalarını kaldırmak ve KDV'yi  olabildiğince tüketimi vergileyen bir hale dönüştürmek olduğunu vurguladı. Ağbal,  söz konusu çalışmaları yaz aylarında belirli bir noktaya getireceklerini  belirterek, "Daha basit, sade, büyük ölçüde tüketimi vergileyen, vatandaşın  üzerinde ilave finansman yükü getirmeyen bir KDV sistemini Türkiye'ye  kazandıracağız." ifadelerini kullandı.

'KAMU YÖNETİMİNDE ÇOK DAHA HIZLI KARAR ALINACAK'

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin 16 Nisan'da kabul edilmesinden  sonra kamu yönetimiyle ilgili önemli yapısal değişiklikler yapacaklarına dikkati  çeken Ağbal, şunları kaydetti:

"Vatandaş 'bir işimiz olduğunda bizi ne olur bakanlıklar arasında  dolaştırmayın, bir mesele varsa bir bakanlığa gidelim ve orada o mesele çözülsün.  3-5 bakanlığa bizi yollamayın' diyor. Çok doğru bir talep. İş adamlarımızdan bu  yönde talepler geliyor. Vatandaş diyelim ki Bayburt’ta bir yatırım yapacak,  taşınmaz orada. Onun yazışmaları aylarca sürüyor, taşradan merkeze geliyor,  merkezden diğer bakanlıklara soruluyor. Böyle bir noktada yatırımcı aylarca o  taşınmazı alabilmek için bekliyor. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi devreye  girdikten sonra artık vatandaşın orada ihtiyaç duyduğu taşınmazı doğrudan doğruya  verecek bir bürokratik mekanizmayı kuracağız."

Ağbal, mevcut sistemin, bütün meseleleri çok karmaşık, çetrefilli ve  farklı mekanizmaları devreye sokarak çözmeye çalıştığını vurgulayarak, bu durumda  bazı konuların çözümsüz kaldığını söyledi. Ağbal, "Kamu taşınmazlarının  yönetiminde ne kadar zorluklar çektiğimizi hep beraber yaşadık ve gördük. Bunun  için kamu yönetimi reformunu son derece önemli ve değerli görüyoruz." dedi.

'ULUSLARARASI YATIRIMLAR AÇISINDAN OLUMLU BEKLENTİ VAR'

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminin makroekonomik  göstergelere etkisini de değerlendiren Ağbal, bu girişimin Türkiye ekonomisi  üzerinde önemli ölçüde olumsuz etkiler yarattığını söyledi. Ağbal, "Darbe  girişimi olmasaydı ekonomi 2016'da yüzde 2,9 değil yüzde 5'e yakın büyüyecek,  milli gelir 10 bin 700 dolar değil 12 bin dolarlar seviyesinde olacaktı. İşsizlik  de yüzde 9'lar düzeyine inecekti.16 Nisan sonrası dönemde büyüme oranları  inşallah tekrar eski patikasına dönecek, kurlarda stabilite ve aşağı yönlü bir  trendin olması bekleniyor. 16 Nisan sonrası dönemde Türkiye olumlu hikayeleri,  geleceğe yönelik pozitif beklentileri olan ve gelişmekte olan ülkeler içinde  olumlu yönde ayrışacak bir ülke olacak." değerlendirmesinde bulundu.

Ağbal, kredi derecelendirme kuruluşlarının da son dönemde çok kötü bir  sınav verdiğini anlatarak, Türkiye ekonomisine ilişkin ortaya konulan karamsar  raporların mesnetsiz olduğunun ortaya çıkmaya başladığını söyledi.

Geçen yılın son çeyreğinde ortaya çıkan büyüme oranlarının bu  kuruluşlar için sürpriz olduğunu dile getiren Ağbal, yavaş yavaş Türkiye'yle  ilgili büyüme oranları beklentilerinin yukarıya çekilmeye başlandığını kaydetti.  Uluslararası reel yatırımcının fırsatlara, imkanlara ve o ülkenin kabiliyetlerine  baktığını belirten Ağbal, Türkiye ile ilgili özellikle uluslararası doğrudan  yatırımlar bakımında da olumlu bir performans ve beklenti olduğunu bildirdi.

Ağbal, halk oylamasının ardından, yapısal reformları hızlı şekilde  devreye koyacaklarını sözlerine ekledi.