9,5 milyar doları çekmeyi başardık

Türkiye 2013 yılında 9,5 milyar dolarlık sıfırdan yatırım projesi çekmeyi başardı.

9,5 milyar doları çekmeyi başardık
9,5 milyar doları çekmeyi başardık
GİRİŞ 26.03.2014 10:28 GÜNCELLEME 26.03.2014 10:35

Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı İlker Aycı, 2013 yılında Türkiye'nin 9,5 milyar dolarlık sıfırdan yatırım projesi çekmeyi başardığını ve kümülatif olarak da geçen yıl 12,9 milyar dolarlık doğrudan yatırım çektiğini belirterek, tahminlerine göre doğrudan yatırım alanında Türkiye'nin 2013 yılını 2012 yılının üzerinde kapatacağını söyledi.

Türkiye'nin 2013 yılında çektiği doğrudan yatırım miktarını ve 2014 yılına ilişkin beklentilerini paylaşan Aycı, dünyada sıfırdan yatırım çeken ülkeler arasında Türkiye'nin yatırım çekme liginde geçen yıl 19. sırada yer aldığını belirterek, bunun kendileri açısından önemli bir gösterge olduğunu söyledi.

2013 yılında Türkiye'nin 9,5 milyar dolarlık sıfırdan yatırım projesi çekmeyi başardığını ve kümülatif olarak da geçen yıl 12,9 milyar dolarlık doğrudan yatırım çektiği bilgisini veren Aycı, yapılan güncellemeler neticesinde 2012 yılında 13,2 milyar dolar ve 2011 yılında da 16,5 milyar dolarlık doğrudan yatırım çekildiğini ifade etti.

Tahminlerine göre Türkiye'nin 2013 yılını 2012 yılının üzerinde kapatacağını aktaran Aycı, şunları kaydetti:

"Hesap arkaları gelmeye devam ederse. Bu bir tahmin, bu bir öngörü. Haziran-temmuz ayına kadar güncellemeler devam eder. Burada endişe edecek bir durum yok. Tam tersine lehimize bir durum var. Bana göre 12,9 milyar dolarlık doğrudan yatırım en az 13,5 milyar dolara hatta 13,7 milyar dolara kadar çıkabilir. 2012 yılındaki 13,2 milyar dolarlık tutar düşünüldüğünde ben size; 'düşüş var' desem yanlış bir rakam olacak. 2-3 ay sonra güncellemeler yapıldığında size 'artış var' diyeceğim. Şu anda, 'doğrudan yatırım girişi Türkiye'de 2012 yılına göre 2013 yılında azaldı' demek yanlıştır. Gerçek şu olan ki doğrudan yatırımlarda 2012 ile 2013 yılları birbirinin devamı yıllar olmuştur. Benzeri bir trend izlemiştir.

Türkiye 2012 yılından 2013 yılına geçerken doğrudan yatırımlarda bir düşüş göstermemiştir. Dünya ile de paralellik arz etmiştir. Biz 2013 yılında sıfırdan yatırım çekmede (greenfield) yüzde 8 büyüdük. Dünyada da sıfırdan yatırımlar 2013 yılında bir önceki yıla göre yüzde 8 büyüdü. Türkiye dünyadaki gelişmelerle başa baş devam ediyor. Dolayısıyla trendlere göre daha kötü değil. Hatta dünyadaki bu artışın geldiği ülkeler birkaç ülke. Dört-beş ülke istatistiği bu kadar yukarı taşıyor. Dağılıma bakıldığında birçok ülkede düşüş var. 'Türkiye aslında göreceli olarak iyi bir performans gösteriyor ya da performansını düşürmemiştir' denilebilir."

- "Potansiyelimizin altında yatırım çekiyoruz"

Türkiye'nin potansiyelinin altında doğrudan yatırım çektiğini ama son 10 yılda da kaydettiği önemli bir aşama olduğunu belirten Aycı, Türkiye'nin buralara nereden geldiğine bakıldığında yılda sadece 1 milyar dolar doğrudan yatırım çeken bir ülkeden yılda 14-15 milyar dolar yatırım çeken bir ülke bandına sıçradığını ifade etti.

Aycı, Türkiye'ye 2002 yılına kadar çekilen yatırım miktarının toplam 12 milyar dolar iken son 11 yılda 135 milyar dolarlık doğrudan yatırım çekildiğini kaydederek, doğrudan yatırım stokunun GSYH'ya oranı sadece yüzde 8,5 civarında iken, bugün bu oranın yüzde 20'yi geçtiğini söyledi.

İlk 500 şirket içerisinde şu anda yaklaşık 140 civarı küresel sermayeli şirket olduğu bilgisini paylaşan Aycı, küresel sermayeli bu şirketlerin ilk 500 içindeki ihracatının yüzde 40'ı geçtiğini ve hem istihdamda çok ciddi payları olduğunu hem de ihracattaki paylarının yüzde 40'ın üzerinde olduğunu ifade etti.

- "2013 yılında en çok yatırımı finans, bankacılık ve sigortacılık alanında alındı"

Sektör olarak, 2013 yılında en çok yatırımın finans, bankacılık ve sigortacılık alanında alındığını belirten Aycı, sözlerine şöyle devam etti:

"İkinci olarak enerji sektöründe, üçüncü olarak da imalat sektöründe aldık. Yatırımların sektörel analizi bakımından baktığınız zaman enerji sektörü bizim cari açık verdiğimiz önemli bir alan. Geçen yıl 2,5 milyar doların üzerinde enerji sektörü yatırımı aldık. Enerji sektörünün bizim için yüksek çıkması bizim için son derece kritik. Son 4 yılda da enerji sektöründe Türkiye yaklaşık 11 milyar dolarlık yatırım çekti. Bu alanda sıkı çalışmaya devam ediyoruz. Bu alanda daha da yatırım gelecek diye bekleyebilirsiniz. Bu 11 milyar dolarlık yatırım içinde satın alma da var, sıfırdan yatırım da var.

Geçen yıl gelen yatırımlar içerisinde en çok yatırımı Almanya'dan aldık. Daha sonra Hollanda'dan... 2012 yılında Avrupa'dan gelen toplam yatırım miktarı yüzde 68. 2013 yılında Avrupa'dan gelen yatırımların toplam yatırımlar içerisindeki oranı yüzde 52'ye düşmüş durumda. Ama Asya'nın payı 2012 yılında yüzde 22 iken yüzde 31'e yükselmiş durumda. Bu bizim için önemli. Toplam yatırımlar içinde Rusya'dan gelen yatırımlar yüzde 9'u, Kuzey Amerika'dan gelen yatırım yüzde 4'ü ve diğer EFTA ülkelerinde gelen yatımlarda yüzde 2'yi bulmuş durumda. Portföyün dağılımına bakıldığında bu yıl ilginç bir durum görülüyor. 2013 yılında, Lübnan, Japonya ve Rusya ilk 10'daki yatırımcılar olarak gözüküyor. Bu da şunu göstermekte Asya merkezli sermaye girişi Türkiye'ye, artmakta. Katar'da 2013 yılında ilk 10 ülke arasında yer alıyor."

Japonlar'ın Türkiye'ye son 10 yılda 1,5 milyar dolar yatırım yaptığını hatırlatan Aycı, bunun 494 milyon doları sadece geçen yıl geldiğini ve bunun artarak devam ettiğini kaydetti.

Şu anda 200'e yakın Japon şirketinin Türkiye'de faaliyet gösterdiğini belirten Aycı, bir bu kadar daha Japon şirketinin Türkiye'ye giriş için çalışmalar yaptığını bunların kimisinin ofis açacağını, kimisinin ortaklık kuracağını, kimisinin de sıfırdan yatırım yapacağını söyledi.

Çin'in Türkiye'de yatırımlar gerçekleştirmek üzere ciddi araştırmalar yaptığına dikkati çeken Aycı, "Şu anda doğrudan yatırım radarımızda Çin'i fazla görmüyorsunuz. Finansmanı başka yerlerden getirildiği için Çin yatırımlarının bir kısmını Türkiye'de göremediniz. Çinli yatırımcılarla şu anda daha fazla görüştüğümüz proje var. 2014 yılı içerisinde ya da 2015 yılının başında bazı ciddi Çin yatırımlarını duymuş olacaksınız. Bunlar doğrudan yatırımcılar... Malezya'nın da son 3 yılda Türkiye'ye 1,5 milyar dolar yatırım yaptığını da söylemek isterim" ifadelerini kullandı.

- "Türkiye'de güçlü bir çıkış yok"

Seçimler sonrası oluşacak yeni konjonktürün olumlu etkisine bağlı olarak, söz konusu yatırımcıların yatırımlarında artış gözleneceğini belirten Aycı, bir miktar duraksama içerisindeki ABD sermayesinin de yeniden Türkiye'ye yatırımlarını artırabileceğini söylemenin mümkün olacağını kaydetti.

Rusya'nın da yatırımlarını artıracağını kaydeden Aycı, şunları söyledi:

"Son Davos Zirvesi'nde Sberbank'ın Başkanı Herman Gref'in bizim bölgemizde Avrupa'da yatırım yapacak olanlara söylemek isterim ki; 'Yatırım yapılacak en iyi iki pazar Rusya ve Türkiye'dir" dedi. Bu Sberbank'ın Türkiye'ye bakışını özetlediği gibi Doğu Avrupa'nın en güçlü bankasının Türkiye'ye bakışını özetlemektedir. Herman Gref gibi önemli bir ismin bunu söylemesinin Rus yatırımcıların üzerinde önemli bir etkisinin olacağını düşünüyorum. Türkiye ile ilgili herkes olumlu şeyler söylemeye devam ediyor. Türkiye'de güçlü bir çıkış yok. Olumsuz bir havayı anlamsız bir şekilde oluşturmanın anlamı yok.

Rakamlarımız birbirini takip ediyor. Anlamlı bir çıkış yok. Tam tersine sermaye akışı devam ediyor. Böyle bir zor dünyada, böyle bir zor ortamda, Ukrayna, Suriye, Mısır meseleleri var. Bütün bu olayların ortasında Türkiye pozisyonunu koruyor ve yatırımcılarda Türkiye ile ilgili Türkiye'nin geleceği ile ilgili olumlu bakış açısını koruyorlar. Dünyada krizden çıkışa başladı. Artık 2008 krizini geride bıraktık diyebiliriz. Ama toparlanma ve eski günlere 2007'deki muhteşem yıla geri döndüğümüzü dünyada, söyleyemeyiz. Oraya dönüş çok daha yavaş olacak. Böyle bir sene yaşanır mı? Önümüzdeki 5 yılda onu kestirmek bile çok güç. Ama şu gerçek ki kriz bir miktar geride kalmış durumda. Ama Çin'de bir yavaşlama söz konusu ve bunun ne kadar etkileyeceğine bakmak lazım."

- "Türkiye, Japonya ile Türkiye serbest ticaret anlaşması için görüşmelere başlayacak"

Doğrudan yatırımların son birkaç yıldır anlamlı bir artış yapmadığı ve durağan seyrettiğini kaydeden Aycı, dolayısıyla bu durağanlığın da bütün yatırım yapan yatırımcılara yansıdığını ve bütün dünyadaki düşüşün krizle birlikte gelen üçte 2'sinin Avrupa'dan kaynaklandığını belirtti.

Aycı, Türkiye gibi, doğrudan yatırımlarının üçte 2'sini Avrupa kaynaklı alan bir ülkenin burada yatırımlarını üçte 2 oranında düşürmemiş olmasını anlamlı olduğunu vurgulayarak, Türkiye'ye olan güvenin devam ettiğini ve Türkiye'deki güven ve istikrar ortamının Türkiye'ye yatırımcı gelmesinin devam etmesine neden olduğunu aktardı.

Türkiye'nin son dönemde serbest ticaret anlaşmaları yapmak, ticari ortaklıklar kurmak üzere çok ciddi çalıştığını ve Güney Kore ile serbest ticaret anlaşması yapıldığını hatırlatan Aycı, "Türkiye, Japonya ile serbest ticaret anlaşması için görüşmelere başlayacak. Ümit ederim ki, AB ile ABD'nin yapmaya çalıştığı serbest ticaret anlaşmasının bir bacağını da biz oluştururuz. ABD ile de serbest ticaret anlaşması görüşmeleri hızla ilerler" dedi.

- "20-21 Mayıs'ta Türkiye'de bu yıl devlet fonları ile bir toplantı yapacağız"

Yatırım ajansı olarak söz konusu ülkelerle ilgili çok ciddi tanıtım faaliyetleri sürdürdüklerini belirten Aycı, şunları söyledi:

"14-15 Mayıs'ta İstanbul'da Dünya Yatırım Zirvesi yapıyoruz. Yaklaşık 135'den fazla ülkeden yatırım ajansları ve ziyaretçiler burada olacaklar. Bunun yanı sıra 20-21 Mayıs'ta da yine Türkiye'de devlet fonları ile bir toplantı yapacağız. Hatırlayın, Malezya'dan gelen 1,5 milyar dolarlık yatırımın arkasında Khazanah var. Malezya'nın devlet fonu. Şu anda dünyada devlet fonlarının elinde 4-4,5 trilyon dolarlık bir kaynak var. 4-4,5 milyon dolarlık bir kaynağı kontrol ediyorlar. Bunların önemli yöneticilerini İstanbul'da ağırlayacağız.

En büyük fonlar burada olacak. Emeklilik fonları da olacak. İspanyol yatırımcılar Türkiye'ye yıllık 500 milyon dolar yatırım yapıyor. Önümüzdeki dönemde çalışmalarla beraber ABD'deki yatırımcıları Türkiye'ye kazandırmamız lazım. Dolayısıyla bizim hedefimiz Asya'daki ülkelerle birlikte çok büyük hedefimiz ABD. Küresel değer zincirinin, üretimin Türkiye'nin bir parçası olmasını istiyoruz."

Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı İlker Aycı, "Volkswagen firması ile Türkiye görüşmelerini bitirmiş değil. Bizim Volkswagen ile kamuoyuna açmadığımız, çok önemli çalışmalarımız var. Er ya da geç Volkswagen gibi firmanın Türkiye ile ilgili yatırım yapmak yönünde bir karar alacağını düşünüyorum" dedi.Türkiye'nin 2013 yılında çektiği doğrudan yatırım miktarını ve 2014 yılına ilişkin beklentilerini paylaşan Aycı, Türkiye'ye 2014 yılında da en az 2013 yılındaki kadar doğrudan yatırım olacağını ifade etti.

Aycı, beklentisinin doğrudan yatırımlarda bir düşüşün değil tam tersi seçim sonrası istikrarın devam ettiği takdirde Türkiye'deki doğrudan yatırım seyrinde bir miktar artışın olabileceğini kaydetti.

Bu yılın nisan ve mayıs aylarının kendileri için çok kritik olduğunu belirten Aycı, "Sadece seçim kritik değil. Seçim sonrası vereceğimiz mesajlar da çok kritik. Türkiye çok kritik mart, nisan ve mayıs aylarından geçerek daha olumlu bir seyir halinde yatırımlar almaya devam edecektir" dedi.

Kimse Türkiye ile ilgili pozisyonunu değiştirmediğini ve yatırımcılarını olumlu pozisyonunu koruduğuna dikkati çeken Aycı, yabancı yatırımcının mevcut iktidarın yüksek oyla devamını düşündüğünü kaydetti.

Aycı, yatırımcıların seçim ortamı ile yükselen tansiyonun bir miktar düşmesini beklediklerini aktaran Aycı, yatırımcının Türkiye'nin yapısal reformlarla ile ilgili gündemine geri dönmesini istediklerini kaydetti.

"Yatırımlarda bir frene basma durumu oldu mu?" şeklindeki soruya, Aycı, "Tam tersi. Aralık ayında doğrudan yatırım 2012 yılının aynı ayına göre yüzde 89 arttı. 2,5 milyar dolara çıktı. Hadi o sene sonu diyelim. Beklenen projeler sene sonuna sıkıştı diyebiliriz. Ama ocak ayına yüzde 51 artış ile başladık. Türkiye'ye 1,2 milyar dolar yatırım girdisi oldu. Aralık'ta bu olaylar yaşandıktan sonra ocak ayındaki 1,2 milyar dolarlık doğrudan yatırım girişi Türkiye ile ilgili iyi cevaplardan biri olduğunu düşünüyorum" cevabını verdi.

Doğrudan yabancı yatırımcıların pozisyonunu güçlü bir şekilde koruduklarına dikkati çeken Aycı, "Ama bu böyle diye rehavete kapılmamız lazım. Biz çalışmalarımıza daha sıkı devam ediyoruz" dedi.

- "Twitter da Türkiye'de bir şirket yapılanmasına gitmeli"

Twitter'ın da Türkiye'de bir şirket yapılanmasına gitmesi gerektiğini dile getiren Aycı, "Yatırımcı da bazı şeylerin farkında. Bunun uluslararası standartların, üzerinde konsensüs sağlanmış, ülkeden ülkeye değişen bir yapı gösterdiğinin farkında. Türkiye bu alanda henüz kurumsallaşmasını tamamlamış bir ülke sınıfında. Burada kurumsallaşmayı tamamladığımız alanda, bence bu tip çekişmelerde, tartışmada gider" dedi.

"Yatırımcılar bunun bir an önce hukukunu, kurumsallaşmasını tamamlayıp ülke olarak pozisyonunuzu belirleyin ve Türkiye'de bu konuda net olsun" dediklerini belirten Aycı, yatırımcının Türkiye'nin bu alandaki tavrını bilmek istediğini ve bakış açısını bu olduğunu kaydetti.

Aycı, sözlerine şöyle devam etti:

"Yatırım ajansı olarak bizim eksikliğimizi söyleyeyim. Bizimde Twitter'a, Facebook'a gidip Türkiye'de ofis açmaları için, pozisyon almaları lazım. Onlara bir an önce gidip, lütfen Türkiye'de ofis açın, biz Türkiye'de muhatap arıyoruz, demeliyiz. Yatırımcılarda seçim ortamında böyle bir kararın çıkmasını seçime bağlıyorlar. Böyle bir bakış açıları var. Herhalde seçim ortamının getirdiği geçici bir durumdur. Türkiye bu konuda yerini ve pozisyonunu belirleyecektir diye düşünüyorlar. 17 Aralık süreci ile ilgili yaşanan sürecin Türkiye'nin lehine bir durum olduğunu söyleyemeyiz. Türkiye'nin itibarı ile ilgili bir durum olduğu açıktır.

Türkiye'nin sorununun 17 Aralık'tan daha derinlerde bir yerde olduğunu düşünüyorum. Bu da vatandaş İlker Aycı olarak yorumum. Türkiye ile kimin sorunu varsa onun sorununun daha derinlerde bir yerde olduğunu düşünüyorum. O sorunların çözümünde de Tayyip Erdoğan'sız bir siyaset dizaynı ile bunlardan kurtulacaklarına inanmış bir kesimin propaganda ve kampanya yaptığını düşünüyorum. Ülkeyi 10-11 yılda buraya taşıyan bir siyasi liderin, böyle sorgulanmasını veya bu tarafa itilmesini de kendi vicdanımda hiç bir yere sığdıramıyorum."

- "Volkswagen firmasıyla Türkiye görüşmelerini bitirmiş değil"

Volkswagen'in yatırımının Polonya'ya kayması ile ilgili değerlendirmede bulunan Aycı şunları kaydetti:

"Volkswagen firması ile Türkiye görüşmelerini bitirmiş değil. Volkswagen, Türkiye'de algı olarak değeri çok yüksek bir marka. Türkiye'de çok önemli bir kuruluş bunun distribütörlüğünü yapıyor. Bizim için de çok önemli şirkettir. Bizim Volkswagen ile kamuoyuna açmadığımız, çok önemli çalışmalarımız var. Birlikte, önemli fizibilite çalışmaları yaptık. Ama bizim Volkswagen ile olan çalışmalarımız ve Volkswagen'e ilgimiz hiç bir zaman bitmeyecek. Kaçan sadece bir projedir. Derler ya; 'Bir çeyreği kaybettiniz, maçı da daha kaybetmediniz.' Bu Volkswagen'in bir projesiydi. Crafter'ı üretmek ile ilgili Türkiye'yi, Türkiye ile birlikte Polonya'yı değerlendirdiler. Polonya ile birlikte iki ülkeyi daha değerlendirdiler."

"Crafter olmaz ise başka bir şey olabilir mi? sorusuna Aycı, "Her zaman. Bunu Volkswagen kendi ağzından da ifade ediyor. Ama detaylarını söyleyemem. Volkswagen ile görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Er ya da geç Volkswagen gibi firmanın Türkiye ile ilgili yatırım yapmak yönünde bir karar alacağını düşünüyorum" şeklinde cevap verdi.

Aycı, Körfez'den şu anda İslami bankacılık yapmak için Türkiye'ye gelmek isteyenler mevcut olduğunu belirterek, ayrıca Avrupa'dan, Uzakdoğu'dan veya ABD'den başka bankaların Türkiye'de ya satın alacak banka aradıklarını ya da yeni lisans görüşmeleri yürüttüklerini söyledi.

"Çin ve Malezya'dan bir bankacılık girişi görülür mü?" sorusunu Aycı, "Ben onlardan önce bir başka bankanın onlardan önde olduğunu söylüyorum. Onlardan öncelikli, onlardan daha ilerlermiş de olan var" şeklinde yanıtladı.

Türkiye'nin çektiği yatırımlarda ilk üçte enerjinin olduğunu belirten Aycı, ilk üç-dört yatırımlar arasında enerji görülmüyorsa yatırımın portföy kalitesinde sorun olacağını söyledi.

Aycı, Türkiye'nin yatırım çekme portföyünü kalitesinin giderek arttığını sadece miktar olarak çalışmadıklarını, yatırım portföy kalitesini de önemsediklerini ifade etti.

- "Japonlar bizden Ankara'da golf sahası istiyor"

Japonların kendilerinden Ankara'da golf sahası istediğini, sürekli Japon yatırımcılarla toplantının konusunu bu olduğunu aktaran Aycı, "Ankara'ya ne zaman golf sahası kuracaksınız? Yöneticilerimiz sürekli golf sahası istiyor. Ankara'da şu anda yapılıyor. Japon istiyor. Ben her hafta golf oynanırım diyor" dedi.

KAYNAK: AA