Karadeniz Yaylalarına Arap turist akını

Turizm sektörü bazı sebeplerden dolayı kayıplarını alternatif turizm çeşitleri ile telafi etmeye çalışıyor.

Karadeniz Yaylalarına Arap turist akını
Karadeniz Yaylalarına Arap turist akını
GİRİŞ 13.05.2016 12:00 GÜNCELLEME 13.05.2016 14:48

“Turizmde Rus kaybını Karadeniz yaylaları telafi edecek”

Turizm sektörü kayıplarını alternatif turizm çeşitleri ile telafi etmeye çalışıyor. Türkiye’de yalnızca Karadeniz’de yapılabilen ‘yayla turizmi’ sektöre can suyu olacak. KAİAD Başkanı Murat Camadan, son 5 yılda Karadeniz’e gelen turistlerin sayısı 2 kattan fazla artış gösterdiğini belirterek “Bunda yayla turizminin büyük etkisi var. Körfez bölgesinden büyük ilgi var. Konaklama ve yatak sayısı yetersiz. Yeni yatırımlar gerekiyor” dedi.

Ortadoğu’da ve Rusya pazarlarında yaşanan son gelişmeler nedeniyle ciddi darbe alan turizm sektörü alternatif kanalları ile kayıplarını telafi etmeye çalışıyor. Son yıllarda deniz, kum ve güneş ile bütünleşen kıyı turizmine, sağlık, kış, iş, din, kültür, golf turizmi çeşitleri de eklendiği gözleniyor. Doğal güzellikleri ve tarihi mekânları ile Türkiye’nin en yeşil bölgesi Karadeniz de ‘Yayla turizmi’ ile turizm sektöründe ön plana çıkıyor. Turizm Bakanlığı’nca ilan edilen 26 yayla turizmi bölgesinin 24’ü Karadeniz bölgesinde yer alıyor. Yayla turizmi özellikle Körfez bölgesinden büyük ilgi görüyor. Karadenizli İş Adamları Derneği (KAİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Camadan, Rusya ve Avrupa pazarında yaşanan turist kaybını Körfez ülkeleriyle telafi edilebileceğini belirterek, Karadeniz’deki yayla turizmi potansiyelinin ortaya çıkmaya başladığını söyledi.

GELEN TURİST SAYISI 2 KATTAN FAZLA ARTTI

Ortadoğu ülkelerinden gelen turistin zaten sıcak ülkelerden gelmesi nedeniyle yeşil ve serin ortam istediğini anlatan Camadan “Deniz tatilinde insanlar bir yerde doyuma ulaştı. Tesisler birbirini tekrarlamaya başladı. İnsanlar değişiklik istiyorlar, bunun içinde ormanda, yeşillikte, kuş cıvıltıları eşliğinde yaylalar, kanyonlar ve şelalelerde tatil yapmak yeni bir seçenek oldu" dedi. Karadeniz’e gelen turist sayısının 2010 yılında 2 milyon 800 bin olduğunu hatırlatan Camadan “Bu rakam bugünlerde 6 milyonu aşmış durumda. Yaklaşık 5 yılda iki kattan fazla artış var. Bu artışın en büyük sebeplerinden biri de ‘Yayla turizmi’, Arap turistler yaylalarda konaklamayı tercih ediyor” diye konuştu.

BİRÇOK SOSYAL AKTİVİDE YAPILABİLİR

Yayla turizminde yapılacak etkinliklerden de bahseden Camadan şunları söyledi: “Dağcılık/tırmanış, atlı doğa gezisi, dağ yürüyüşü, yamaç paraşütü, flora/fauna incelemesi, jeep safari vb. doğa sporlarını yayla turizminde yapmak mümkün. Yayla turizm merkezlerinin seçiminde, doğal değerlere yönelik potansiyelin zenginliği, sivil mimari karakter, kent merkezine ulaşımın kolay sağlanması, yöre halkının sosyal yapısının turizme yakınlığı, aktivitenin ekonomik olarak sürdürülebilmesi ve diğer turizm çeşitleriyle entegrasyonunun sağlanabilir olması gibi kriterleri aranıyor. Öte yandan yayla turizmiyle kırsal kesimde yaşayanların da turizm gelirlerinden pay alması sağlanarak, işsizlik oranının azalmasına yardımcı olmak ve ekonomik girdiyi artırmak hedefleniyor.”

YENİ YATIRIMLAR GEREKİYOR

Karadeniz Bölgesi’nin turizm açısından en büyük sorununun konaklama tesis ve yatak sayısının azlığı olduğunu söyleyen KAİAD Başkanı Camadan “Doğu Karadeniz Bölgesi illerinin toplamında turizm ve yatırım işletme belgeli 143 tesis bulunuyor. Toplam oda sayısı 7 bin civarında iken yatak sayısı ise 15 bin’e yaklaşmaktadır. Son yıllarda yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı haline gelen Karadeniz, manastırları, ormanları ve kaynak sularıyla da bölge turizmine önemli katkı sağlıyor. Turistlerin ilgisinin artması nedeniyle yeni yatırımların hayata geçmesi kaçınılmaz görünüyor” dedi.

Camadan, “Yayla turizmini doğayı tahrip etmeden betona, çiviye karşı olan bir anlayışla destekliyoruz. Hepimizin buralarda evleri var, sık sık gidip geliyoruz. Biz burada dedelerimizden babalarımızdan öğrenmiş olduğumuz yayla kültürünü arzu ediyoruz. Sabah gidip, akşam dönülen, çöpünü etrafta bıraktığın bir kültürü değil. Yayla kültürü bir yaşam biçimidir. Dolayısıyla yaylalara gözümüz gibi bakmalıyız. Gün geçtikçe artan yayla turizmi ve gelirleri sayesinde bu yaylaların korunması yönündeki bilincinde katlanarak artacağını düşünmekteyim” diye konuştu.