Soyanın ekim alanları daralıyor

TZOB Başkanı Bayraktar, soyanın, mısır, pamuk, buğday, yer fıstığı gibi ürünlerle rekabet edemediğini, ekim alanlarının daraldığını söyledi

Soyanın ekim alanları daralıyor
Soyanın ekim alanları daralıyor
GİRİŞ 25.05.2015 11:43 GÜNCELLEME 25.05.2015 11:43

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 400'ün üzerinde endüstriyel ürünün üretiminde kullanılan soyanın, fiyat, elde edilen gelir ve pazarlamada mısır, pamuk, buğday, yer fıstığı gibi ürünlerle rekabet edemediğini, ürünün ekim alanlarının artırılamadığını bildirdi.

Bayraktar yaptığı yazılı açıklamada, sağlıklı beslenmedeki öneminin yanı sıra tutkal, mürekkep, sabun, benzin, böcek ilacı, alkol, plastik ve lastik gibi 400'ün üzerinde endüstriyel ürünün üretiminde de kullanılan ender tarla bitkilerinden soya fasulyesinde ekim döneminin başladığına dikkati çekti.

Soyanın, fiyat, elde edilen gelir ve pazarlamada mısır, pamuk, buğday, yer fıstığı gibi ürünlerle rekabet edemediğinin altını çizen Bayraktar, ekim alanlarının bir türlü artırılamadığını kaydetti.

Bayraktar, birinci ürün soya ekiminin Karadeniz Bölgesi'nde mayısın ortalarından itibaren başladığını ve haziranın ortasına kadar devam edeceğini belirterek, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde ise soyanın genel olarak ikinci ürün olarak ekildiğini, ekimin buğday hasadından sonra yapıldığını ifade etti.

Soyanın, yağı alındıktan sonra geriye kalan küspesinin bol miktarda protein içermesi nedeniyle iyi bir hayvan yemi olduğuna da dikkati çeken Bayraktar, özellikle kanatlı yem rasyonlarında yüksek oranda kullanıldığını bildirdi.

Dünyada soya üretiminin birkaç ülkenin tekelinde olduğunun altını çizen Bayraktar, 2014 yılında dünya soya üretiminin yüzde 86'sının ABD, Brezilya, Arjantin ve Çin tarafından gerçekleştirildiğini belirtti.

Bayraktar, Türkiye'de ise geçen yıl toplam 15 ilde üretimi yapılan soyanın yüzde 61 ile en fazla Adana'da yetiştirildiğini ifade ederek, şunları kaydetti:

"Ülkemizde soya üretimi ihtiyaca yetmemekte, her yıl ithalat yapılmaktadır. Soya üretimi son 30 yılda en fazla 2013 yılında 180 bin ton olarak gerçekleşti. 2014 yılında ise soya üretimi 2013 yılına göre yüzde 16,7 oranında azalarak 150 bin tona geriledi.

Ülkemizdeki üretimi yeterli olmadığı için sanayicinin ihtiyacının hemen tamamına yakını ithal üründen karşılanıyor. Ayrıca gümrük vergi oranlarının düşük olması ithalatı cazip hale getiriyor. Yağlı tohumlar arasında ülkemizde en fazla soya ithalatı yapılıyor.

2014 yılında toplam yağlı tohum, yağ ve küspe ithalatına ödenen miktar 4,3 milyar doları buldu. Gerçekleştirilen toplam tutarın yüzde 34'ünü soya ve ürünleri oluşturdu. Geçen sene soya fasulyesi ithalatı bir önceki seneye göre yüzde 87 artarak 2 milyon tona ulaştı."

Soya fasulyesinde her yıl yapılan ithalat nedeniyle dünya fiyatlarının düşük gerçekleştiği yıllarda üreticilerin ürünü pazarlayacak yer bulmakta zorlandığına dikkati çeken Bayraktar, bu durumda da üreticinin daha kolay pazarlayacağı ürünleri tercih ettiğini bildirdi.

Soya yerine yer fıstığı

Bayraktar, Antep fıstığı ve fındık rekoltelerinin yaşanan don afeti nedeniyle azalmasının yer fıstığı tüketimini artırdığını ve talebin artmasıyla fiyatların yükseldiğini ifade ederek, Osmaniye'de bu durumu gözlemleyen üreticinin de soya yerine yer fıstığını tercih ettiğini belirtti.

Hayvancılık sektöründe ana girdilerden birinin yem olduğuna işaret eden Bayraktar "Ülkemizin dışa bağımlı soya üretimi ile hayvancılığa rekabetçi bir yapı kazandırması mümkün değildir" ifadesini kullandı.

Bayraktar, yağlı tohumlu bitkilerin üretiminde üretimi teşvik edici bir fiyat politikası izlemesi gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Ekim alanlarındaki artışa neden olabilecek en önemli faktör alımlar ve uygulanan fiyat politikalarıdır. Yağlı tohumlu bitkilerin üretimini teşvik etmek amacıyla uygulanan politikalardan biri de prim uygulamasıdır. Prim uygulamasının amacına ulaşabilmesi ise ancak primlerin yeterli miktarda verilebilmesine bağlıdır.

Dünya Ticaret Örgütü çerçevesinde soya ürünlerinin ithalatında uygulanan gümrük vergilerinin üst sınırları bellidir. Bu sınırlar, dış piyasa fiyatları ile üreticimizin rekabet edebilmesi için yüksek değildir. Bundan dolayı soyada özellikle üreticinin ürün pazarlama dönemi olan hasat ve sonrasında tarife dışı engellerle ithalat kesinlikle önlenmelidir.

Dünya Ticaret Örgütü ile yapılan anlaşmalar gereği, yağlı tohum ve ham yağ ithalatındaki sınırlamayı kaldıran vergi oranlarının, ülkemiz lehine yeniden düzenlenmesi gerekmektedir."