Işık: Lisansla üretim yapan olmak istemiyoruz

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, "Türkiye'nin artık lisansla üretim yapan bir ülke olarak kalmasını istemiyoruz.'' dedi.

Işık: Lisansla üretim yapan olmak istemiyoruz
Işık: Lisansla üretim yapan olmak istemiyoruz
GİRİŞ 21.05.2015 13:48 GÜNCELLEME 21.05.2015 13:48

İstanbul Autoshow 2015 Fuarı'nın açılışında Işık, Türkiye'nin en güçlü alanlarından biri olan otomotiv sektörünün cari fazla verdiğini, sektörde yıllık yüzde 17'lik büyümenin geçen yılın baz etkisi çıkarıldıktan sonra Avrupa'nın hayal bile edemediği bir büyüme olduğunu anlattı.

Cari fazlayı sağlayan faktörün otomotiv yan sanayi olduğunu kaydeden Bakan Işık, şöyle devam etti:

"2013'te Türkiye'nin kullandığı her 100 aracın 79'u ithal araç. Türkiye eğer her 100 aracın 79'unu ithal etmeye devam edecekse bu, otomotiv yan sanayinin ürettiği cari fazlayı bizim yurt dışının üretimini finanse etmemiz anlamına geliyor. Burada ülke olarak biraz daha dikkatli olmalıyız. Türkiye'nin eski araç stoğunu biliyoruz. 2008 yılında hurda teşviği getirdik ve krizin etkilerini minimize ettik. Bunu yapmak hükümetimiz açısından zor da değil ama her 100 aracın 79'unu ithal eden bir ülkede cari açığı yok sayarak hurda teşviği ya da eski araçları hemen düzeltin demeniz çok da gerçekçi değil. Arzumuz şu, Türkiye artık kendi markasını da üretmeli. Evet Tofaş bir Türk markasıdır. Her yönüyle destekliyoruz. Renault Türkiye'de üretim yaptığı sürece Türk markasıdır. Her türlü çalışmasını destekleriz. Toyota'nın Türkiye'deki üretimi bizim açımızdan yerli üretimdir, her açıdan destekleriz. Hyundai ve Honda'yı destekliyoruz. Türkiye'de üretim yapan bütün firmaları biz Türk firması olarak görüyoruz."

Son kararların başka merkezlerde verildiği noktalarda otomotiv yan sanayisinin stratejik olma konumuna yükselemediğini, böyle olunca tedarikçi olmanın ötesine geçemediğini vurgulayan Işık, yan sanayinin otomotiv sektörünün stratejik ortağı konumuna geldiği zaman, hurda teşviği ve eski araçların toplanması noktasında verginin yeni bir paradigma değişimine uğraması konusunu çok daha rahat konuşacaklarını vurguladı.

"Bu, hükümet olarak da bakanlık olarak da üzerinde çalıştığımız konulardan bir tanesi. Bu açıdan da Türkiye'nin artık yerli otomobil markasını çıkarması zamanının geldiğini düşünüyoruz" diyen Işık, otomotivde tüketici tercihlerinin yeniden şekillenmeye başladığını, gelecek dönemde seri üretimde çeşitlilik ve esnekliğin artacağını bu açıdan İstanbul Autoshow 2015 Fuarı'nı önemsediklerini belirtti.

Otomotiv sektöründe araç hafifletmenin gelecek dönemin en önemli öncelik alanlarından biri, çevre ve tüketici dostu yeşil araçların da otomotiv sektörünün önceliklerinden olacağını dile getiren Işık, 2020'de dünyada her 5 otomobilden birinin elektrikli olmasının öngörüldüğünü belirterek, şöyle konuştu:

"Türkiye'nin artık lisansla üretim yapan bir ülke olarak kalmasını istemiyoruz. Türkiye'de yerli bir markanın dünya piyasasına çıkması için önemli çalışmaları yürüttük. Birinci fazın son noktasına geldik. Hedefimiz menzili artırılmış elektrikli araçta Türkiye'nin bir marka çıkarması. Bunun için de önemli çalışmaları yaptık. Bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz. İnanıyorum ki Türkiye bu yarışta bundan sonra 'ben de varım' diyecek."

- "Şu anda 1 milyara dolara yakın bilgi ihracatımız var"

Otomobilde geleceğin teknolojilerini TÜBİTAK önderliğinde sektörle birlikte çalışmaya devam edeceklerini dile getiren Işık, batarya yönetim sistemlerinden, hidrojen yakıtlı araçlara kadar pek çok alanı birlikte çalışacaklarını ifade etti.

Pazar odaklı değil de üretim odaklı anlayışın benimsenmesi gerektiğini kaydeden Işık, "Yoksa çok güçlü olduğumuz otomotiv yan sanayini tedarikçi konumdan stratejik ortak noktasına taşımakta zorlanacağız. Bu açıdan da biz hükümet olarak otomotiv sektöründe Ar-Ge'ye ve inovasyona çok ciddi yatırım yapıyoruz. Bununla ilgili 2016 yılının başında otomotiv mükemmeliyet merkezinin inşaatına başlamayı hedefliyoruz" dedi.

Işık, Türkiye'nin gelecek dönemde yeni trendde bir aktör olması için ellerinden gelen gayreti göstermeye devam edeceklerini belirterek, Türkiye'nin 2008 yılında çıkarttığı kanunla Ar-Ge merkezlerini desteklemeye başladığını ve şu anda 184 Ar-Ge merkezine ulaştığı bilgisini verdi.

Otomotiv ve otomotiv yan sanayi ile ilgili 61 Ar-Ge merkezi olduğunu ve bunun sevindirici bir durum olduğunu aktaran Işık, şöyle devam etti:

"Türkiye mal satmak kadar bilgi satmanın da hesabını yapmalı. Şu anda 1 milyara dolara yakın bilgi ihracatımız var. Pek çok Ar-Ge merkezimiz bilgiyi ihraç etmeye başladı. Bilgi ihracatımız toplam ihracatımız çok daha önemli noktaya gelmeli. Bunun için de Türkiye'nin ucuz işgücünü cazip kıldığı bir ülke değil nitelikli iş gücünü Ar-Ge ile inovasyonla birleştiği hem üretimdeki hem Ar-Ge'deki avantajın birlikte kullanıldığı bir ülke konumuna gelmesini istiyoruz. Otomotiv sanayinin Türkiye için ne kadar büyük bir sanayi olduğunun bilincindeyiz. Bunun içinde otomotiv sanayine her türlü desteği vermeye devam edeceğiz.

Türkiye'de yatırımlar ve üretim artıyor. Türkiye artık sadece ucuz iş gücünden dolayı tercih edilen bir ülke değil. Gelecek günlerde daha farklı gelişmeleri de birlikte yaşayacağız. Otomotiv sektörü bizim için kritik önemde bir sektördür. Sektörde özellikle bundan sonrası için yerli üretimi, yeşil üretimi desteklemeye devam edeceğiz ama sadece tüketimi artıracak tedbirleri bizden kimse beklemesin. Üretim ile birlikte tüketimi artırmaya varız. Ama sadece 'ÖTV'yi düşürün de biz daha fazla araç satalım, ithalat yapalım' derseniz ona çok sıcak bakmıyoruz. Gelin üretimi de iç pazarı da birlikte büyütecek tedbirleri konuşalım"

Türkiye'nin üretmeden refah artışı vaatlerine karnının tok olduğunu vurgulayan Işık, üretim olmadığında vaad edilen her bir kuruşluk refah artışının ülkenin geleceğini ipotek altına alacağını söyledi.

Bu noktada özellikle otomotivin gösterge sektör olduğunu dile getiren Işık, sözlerini şöyle tamamladı:

"Şu anda Türkiye otobüs üretiminde Avrupa birincisi. Hafif ve ağır ticari araç üretiminde Avrupa ikincisi. Otomobil üretiminde Avrupa 7.'si. Otomotivde, toplamda Avrupa 6.'sı. İşin ilginç yanı Türkiye Avrupa'da 6. büyük ekonomi. Otomotiv üretiminde dünyada 17.'yiz. Türkiye dünyanın 17. büyük ekonomisi. Bunun anlamı şu; Türkiye dünyada 10. büyük ekonomi olacaksa otomotiv sektöründe de dünyada 10. büyük ülke olmak durumunda. Türkiye'nin kaderi ile otomotivin kaderi at başı gidiyor. Otomotiv sektörünü, Ar-Ge ve üretim ağırlıklı nasıl desteklediysek, bundan sonra da desteklemeye devam edeceğiz."

KAYNAK: AA