''Gezi olayları" öncesi için tek engel kaldı

Borsa İstanbul gözünü Gezi Parkı odaklı gelişmelerin başlamasıyla oluşan 2.600 puanlık boşluğa dikti.

''Gezi olayları" öncesi için tek engel kaldı
''Gezi olayları" öncesi için tek engel kaldı
GİRİŞ 10.06.2014 11:25 GÜNCELLEME 10.06.2014 11:25


Borsa İstanbul 100 (BIST 100) Endeksi 2,5 aylık yükseliş trendinin ardından gözünü Gezi Parkı odaklı gelişmelerin başlamasıyla oluşan 2.600 puanlık boşluğa dikti.

BIST 100 endeksi Mart ayı başından bu yana düzenli olarak yükseliş trendinde hareket ederek yatırımcısına yüzde 30 kazandırırken, aynı zamanda son bir yılın en yüksek seviyesine çıktı. Gezi Parkı odaklı gelişmelerin başladığı günün ertesinde analistlerin deyimi ile yaklaşık 2.600 puanlık bir fiyat boşluğu bırakarak düşüş trendine giren endeks, 29 Ocak'ta 60.753,53 puana kadar gerilemişti. Son üç ayda içinde bulunulan yükseliş trendi ile 80 bin puanı aşan endeks için analistler, Gezi Parkı odaklı gelişmelerle bırakılan fiyat boşluğunun doldurulması için 80.000 puan üzerinde yapılacak kapanışların önemine dikkati çekiyor.

31 Mayıs 2013 tarihinde en düşük 84.867 puanı görerek günü 85.990 puandan tamamlayan BIST 100 endeksi, Gezi parkı olaylarının başlamasının ardından ilk işlem gününe yaklaşık 5.500 puanlık düşüşle 80.463 puandan başlamış ve gün içinde en yüksek 82.218 puanı gördükten sonra düşüşünü sürdürerek günü 76.984 puandan tamamlamıştı.

- Gelişen ülkeler endeksi mayıs ayı zirvesini iki kez test ederken, BIST 100 negatif ayrıştı

AA muhabirine konuyla ilgili görüşlerini aktaran Marbaş Menkul Değerler AŞ Araştırma Müdürü Üzeyir Doğan, geçen yıl 22 Mayıs'ta dönemin ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Ben Bernanke'nin parasal genişleme stratejisinden çıkışa dair planlardan bahsetmesiyle başlayan sürecin gelişen ülkelerin geneli için olumsuz bir hava oluşduğunu hatırlatarak "Endeks 22 Mayıs'tan 'Gezi Olayları' olarak bilinen sürecin başladığı 31 Mayıs'a kadar kabaca 93 binden 86 bine kadar sert bir düşüş yapmıştı. 31 Mayıs'ta Gezi olaylarının başlaması ile yaklaşık 2,650 puanlık bir boşluk oluştuktan sonraki dönemde yaşanan her yükselişte bu boşluk bu sefer dolacak mı beklentisi oluştu" dedi.

Doğan, MSCI Gelişmekte Olan Ülkeler Endeksi'nin 22 Mayıs'tan sonraki bir yılda biri Ekim 2013'te biri de içinde bulunduğumuz ayda olmak üzere iki kere 22 Mayıs 2013 seviyesini test ettiğine dikkati çekerek, BIST 100 endeksinin ise bu dönemde en fazla "Gezi sonrası" görülen zirveleri görebildiğini hatırlattı.

- "BIST 100 endeksi 81.000 üzerinde kalabilirse hedef 84.850"

Endeksteki şu anki fiyatlamada "Gezi Olayları" ve "17 Aralık" sürecinin neden olduğu bir negatif etkiden bahsetmenin mümkün olduğunu dile getiren Doğan, değerlendirmesine şöyle devam etti:

"Daha doğru bir ifade ile 22 Mayıs'ta Fed ile başlayan süreç ana etken olmakla birlikte bu dönemde yaşanan "Gezi Olayları" ve "17 Aralık" sürecinin getirdiği endişeler de endeksin yurt dışında tarihi rekorlar kırılırken, hala Gezi olaylarında oluşan boşluğu dolduramamasının sebebi. Endeks bugünlerde geçtiğimiz yıl eylül ve ekim aylarındaki denemenin ardından üçüncü kez bu boşluğu doldurma denemesi yapıyor. 81,000 seviyesi bu dönemdeki en kritik seviye konumunda. Buranın üzerinde tutunulabilirse 84,850 civarı görülerek bu boşluk doldurulabilir. En büyük risk ise yine siyasi konjonktür. Cumhurbaşkanlığı seçimi yeni bir belirsizlik yaratacak olursa bahsettiğimiz o boşluğun doldurulması başka bir bahara da kalabilir."

- TCMB'ye ilişkin faiz indirim beklentileri piyasayı destekliyor

Saxo Capital Strateji Uzmanı Cüneyt Paksoy ise geçen yılın ikinci yarısındaki diğer gelişen ülkelerle olan negatif ayrışmanın Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'na (TCMB) yönelik faiz indirim beklentileri ile yerini tekrar pozitif ayrışmaya bıraktığına değinerek "TCMB Başkanı Erdem Başçı'nın ifade ettiği gibi enflasyon mayısta tepe yapacaksa, bundan sonraki enflasyonun seyrinin TCMB'nin elini faiz indirimi konusunda rahatlatacağını söyleyebiliriz. Geçen hafta açıklanan Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) faiz indirimi ve yeni önlemleri de buna eklenince faiz indirimi beklentileri arttı ve bu da TL varlıklarına ilgiyi artırdı" dedi.

Draghi'nin ekonomiyi desteklemek için daha radikal kararlar alabileceğini söylemesinin çok önemli olduğuna değinen Paksoy, Avrupa'daki negatif faiz sürecinin piyasalarda henüz tam olarak kavranamadığını, bundan sonra açıklanacak makroekonomik verilerden paranın nereye gittiğinin haftalık ve aylık olarak takip edilerek bundan sonra atılabilecek adımlar konusunda işaretler aranacağını kaydetti.

- "Yükseliş trendini bozacak en önemli risk yurtdışı piyasalara gelebilecek satış"

Paksoy, Fed'in bir sürpriz yapmaması ve söylemlerde şahin tutuma geri dönmemesi durumunda TCMB'nin faiz indirimi konusunda önünün açıldığını belirterek değerlendirmesine şöyle devam etti:

"Gösterge tahvilin bileşik faizinin seyri ve TCMB'ye ilişkin faiz indirim beklentisine karşın döviz kurlarının pozitif seyri dikkati çekiyor. TCMB, bir miktar TL'nin değer kaybetmesini isteyebilir. Dolar/TL'nin 2,15 - 2,20 bandı sürdürülebilir olması halinde bunun her kesimin işine geleceğini söyleyebiliriz. TCMB'den gelecek bir faiz indirimi banka bilançolarını ve sanayi şirketlerini rahatlatacak. Avrupa bölgesine ihracattaki artış da dikkate alındığında makroekonomik anlamda borsa destekleniyor. BIST 100 endeksinde 80.000 üzerinde kapanışlar geldikçe ilk hedef 82.500 ve 83.300 dirençleri olacaktır. 80.000 puanın altında ise 77.000 seviyesinin "zarar kes" seviyesi olarak görülmesini tavsiye ediyoruz. Yükseliş trendini bozacak en önemli risk olarak ise; aşırı alım bölgesinde olan ve tarihinin en yüksek seviye rekorlarını kıran gelişmiş ülke borsalarında sert bir düzeltme hareketinin gelmesini göz ardı etmemek gerekir."

KAYNAK: AA