Araplar 102 yıllık Türk devinin peşinde

Yeme-içme sektöründeki yatırım cazibesi giderek artarken, 102 yıllık Develi de yabancı fonların gözdesi oldu.

Araplar 102 yıllık Türk devinin peşinde
Araplar 102 yıllık Türk devinin peşinde
GİRİŞ 11.05.2014 10:23 GÜNCELLEME 11.05.2014 10:27
Bu Habere 1 Yorum Yapılmış

Samatya'nın simgelerinden, Antep mutfağı ile ünlü Develi için Arap sermayeli fonlar harekete geçti. Araplar, kendi ülkelerinde zincir marka yapmak için ciddi tekliflerle Arif Develi'nin kapısını çalıyor. Develi ise kapıyı aralıyor.

Develi, İstanbul'un tarihi semtlerinden Samatya'nın simgelerinden biri haline gelmiş Antep mutfağıyla ünlü bir restoran. Gaziantep'te 102 yıl önce kurulmuş. 1962'de ise üçüncü kuşak Arif Develi tarafından İstanbul'a taşınmış. ABD Başkanlarından, Vehbi Koç, Sakıp Sabancı, Turgut Özal gibi işadamları ve siyasetçilere kadar birçok ünlünün mekanı olmuş Develi'yi şimdi Arif Develi ile birlikte iki oğlu Nuri ve Ali yönetiyor. Yeme içme sektörünün cazibesinin arttığı bugünlerde Arif Develi'nin ilk göz ağrısı Samatya'da buluştuk. Nuri Develi'nin de katıldığı sohbette markanın geleceğini konuştuk. Dördüncü kuşak temsilci Nuri Develi, "Arap fonlardan Develi'yi yurtdışında zincir yapmak için ciddi teklifler var. Hisse satışına sıcak bakıyoruz. Ama yönetimi ve işletmeyi asla bırakmayız" diyor.

Nasıl başladınız?
- Arif Develi: Develi'yi 1912'de Gaziantep'te dedem kurdu. Ben mesleğe altı yaşında başladım. Ağabeylerim tarafından çok iyi yetiştim, hatalarımı affetmediler. Antep'te aileler çocuklarını o yaşlarda yazları çalıştırırlar. Emir almayı, eğilmeyi, sorumluluk sahibi olmayı öğrensinler diye. Askerden sonra İstanbul'a gelmeye karar verdim. İlk adımı Samatya'dan attım. Bu restoran benim gözbebeğim, hala her gün gelirim.Sabancı'dan Koç'a yıllarca burada ağırladım.

Markanızın sırrı nedir?
- Biz kebapla tanındık. Kebabın eti özel olacak. Biz sadece süt kuzusu kullanıyoruz. Sermayemiz et. Kullanılan malzeme çok önemli. Pul biberi biz 18.5 TL'ye alıyoruz dışarda 45 TL. Kimse bunu alıp kullanmaz. Biber Maraş'tan. Biber salçasını Antep'te yaptırıyoruz. Ucuz diye başkasına gitmem. Artık laboratuarımız var. Gelen tüm ürünler laboratuvardan geçiyor. 7 restoranımız var. 30 metrekare ile başlayan restoranımız bugün toplam 20 bin metrekare alana sahip. Çalışan sayısı 800. İki tane de baklavacı dükkanımız var. Restoranımızın biri balıkçı. 1.5 milyona yakın müşterimiz oluyor.

Kurumsallaşma için nasıl adımlar attınız?
- Nuri Develi: Aile anayasası oluşturacağız. Köklü bir şirketiz. Babam hâlâ başta, iki kardeş uyumluyuz. Sıkıntı yok. Gelecek kuşaklar için de şirketlerimizi kurumsal kimlik çatısı altında biraraya getirme çalışmalarımız sürüyor.
Türkiye'ye yabancı mutfaklar da girmeye başladı.. Yerel mutfaklar değerli. Unutulmuş yemeklerimiz var. Antep mutfağı sadece kebap değildir. Ev yemekleri de çok önemli.

Doğuş'la görüştünüz mü?
- Nuri Develi: Şahenkle hiç görüşmedik. Ancak yabancı fonlardan çok teklif alıyoruz. Fonlar da bize soruyor, 'Şahenk'in girmesini nasıl değerlendiriyorsunuz' diye. Doğuş Grubu'nun sektöre girmesi bizim için mutluluk verici.Sektörün geldiği noktayı gösteriyor. Bu sektör sadece Türkiye'de değil dünyada da yarattığı istihdamla en önde gelen sektör. Büyük firmaların bu sektöre katacağı artı değerler olacaktır. Biz Develi olarak gardımız şu. Biz 100 yıllık bir firmayız trend bir marka değiliz.

Fonlardan gelen tekliflere nasıl bakıyorsunuz?
- İki üç yıldır Arap dünyasından teklifler geliyor, ciddi rakamlar konuşuyorlar. Zincir halinde büyümek istiyorlar. Yeni jenerasyonda daha fast food'a yöneltip zincir olabilir ama restoranla çok fazla sayılara ulaşmak doğru değil. Develi olarak yatırımlarımızı öz sermaye ile yapıyoruz. İlerleyen şartlar ne gösteririz, bilemeyiz. Güçlü bir ortak, itici kuvvet olabiliyor.

Yani ortaklık olabilir diyorsunuz?
- Şu an ortaklığa kesinlikle hayır demiyoruz ama yönetimi kesinlikle bırakmayız, diyoruz. İşi bilen biziz. Markamızı komple bırakmayı düşünmüyoruz. Ekonomi, dünya değişiyor.

Dördüncü jenerasyon

Sizin stratejiniz ne olacak?
- 100 yıllık markayı uzun yıllar sürdürülebilir bir hale getirmek hedefimiz. Çünkü bizim en büyük özelliğimiz şu: Develi markası sadece Arif Develi ve oğullarının markası değil. İstanbul'da birçok insanın markası. Develi kiminin rahmetli babası, kiminin rahmetli annesi, kiminin ilk aşkı, kimisinin evliliği demek. Yönetimde dördüncü jenerasyonuz, akşam da buraya dördüncü jenerasyon misafirlerimiz geliyor. Babasının kucağında gelen şimdi oğlunu getiriyor. Yani trend bir marka değiliz.

Müşteri güler yüzle çıkmalı

Dışarıda bazen şok faturalar ödeniyor. Siz de nasıl durum?
- Müşterinin gittiği yerden güler yüzle çıkması lazım. Yoksa paranın hayrını görmeyiz. Bütün toplantılarda tüm personele söylerim. Müşterinin masasına yüklenmeyin. Adamın yanında misafiri var ses çıkaramıyor. Getiriyor koyuyor, koyuyor. Bunu yapmayın. Az verin bir daha istesin. Rakamı bilecek müşteri. Dürüst davrandığında müşteri her zaman seni tercih eder.

Erkekler azaldı aileler arttı

ARİF Develi, müşteri profilinin değişimi hakkında şu değerlendirmeyi yaptı: "Eskiden erkek müşterimiz çoktu. Şimdi aileler çoğaldı. Ekonomik durumu iyi olmasa bile insanlar ayda bir kere dışarda yemek yiyor. Türkiye için orta sınıf çok önemli. Orta sınıfın güçlenmesi lazım."

KAYNAK: HÜRRİYET
YORUMLAR 1
  • Türk Turan birligi 9 yıl önce Şikayet Et
    bir döner borsa´si bile yok türkiye´de. mc donald´s acmak icin mc donalds´a para ödemek sorundasin cünkü sincirleme onun markasini kullaniyon ama istedi kisi dönerci aciyor yunani aciyor döner bizim diyor almani aciyor ve almanlar diyor döneri almanya´da yasayan bir türk icaat etti...dünya´daki bir cok eser bize ayit yemek vs ama biz patent basvurusu yapmadimiz icin hem markamiz yok hem memleketimiz kazanmiyor döner´de bir türk patent almali ve borsa´da döner olmali bu antepli kardesimizde mutlaka bir patent almali ve bu yemek borsa´ya girmeli bence..
    Cevapla