Bütçe gelirleri yüzde 10,8 arttı

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2014 yılı Ocak-Mart döneminde bütçe gelirlerinin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10,8, bütçe giderlerinin ise yüzde 11,3 arttığını bildirdi.

Bütçe gelirleri yüzde 10,8 arttı
Bütçe gelirleri yüzde 10,8 arttı
GİRİŞ 15.04.2014 13:22 GÜNCELLEME 15.04.2014 13:22
Bu Habere 1 Yorum Yapılmış

Bakan Şimşek, düzenlediği basın toplantısında 2014 yılı Ocak-Mart dönemindeki bütçe gerçekleşmelerini açıkladı.

Bu yılın mart ayında bütçenin, geçen yılın aynı ayına göre 300 milyon lira azalışla 5,1 milyar lira açık verdiğini belirten Şimşek, faiz dışı dengede ise geçen seneye göre önemli iyileşme kaydedildiğini söyledi. Geçen yıl mart ayında 460 milyon liralık faiz dışı açık varken, bu yıl 538 milyon liralık faiz dışı fazla verildiğini anlatan Şimşek, "Gerek bütçe açığı gerekse faiz dışı denge açısından bakıldığında 2014 yılı mart ayında 2013 martına göre daha iyi performans söz konusu" dedi.

-Ocak-Mart dönemi

Ocak-Mart döneminde 1,5 milyar liralık bütçe açığı oluştuğunu ifade eden Şimşek, ilk çeyrekteki açığın 2014 yılı için gördükleri 33,3 milyar liralık bütçe açığının yüzde 4,6'sına denk geldiğini belirtti. Şimşek, geçen yılın ilk çeyreğindeki 5 milyar liralık özelleştirme geliri dikkate alındığında bu senenin bütçe performansının iyi olduğunun görüldüğünü kaydetti.

Faiz dışı fazlanın da bu yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 12,6 daha düşük gerçekleştiğini ifade eden Şimşek, ilk çeyrekte 12,5 milyar lira faiz dışı fazla verildiğini bildirdi. Şimşek, bu rakamla birlikte faiz dışı fazla hedefinin yüzde 66,5'ine ulaşıldığını söyledi.

İlk çeyrekte bütçe giderlerinin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11,3 artış gösterdiğini ifade eden Şimşek, bütçe harcamalarının ilk 3 ayda bütün yıl için öngörülen bütçe hedeflerinin yüzde 24,2'sine denk geldiğine işaret etti. Bu kapsamda bütçe gider gerçekleşmelerinin başlangıç hedefleriyle uyumlu olduğunu vurgulayan Bakan Şimşek, toplam harcamalar içerisinde faiz hariç bütçe giderlerinin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 15 arttığını belirtti. Şimşek, bu rakamın yüksek seyretmesinde özellikle yatırımlar, personel giderleri, sosyal güvenlik giderleri gibi bir çok faktörün etken olduğunu dile getirdi.

Şimşek, faiz giderlerinin ise bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 7,8 oranında azaldığını bildirdi.

-Bütçe gelirleri öngörülenden fazla arttı

Bakan Şimşek, Ocak-Mart döneminde bütçe gelirlerinin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10,8 oranında arttığını kaydetti. 2014 yılı bütçesini yaparken bütçe gelirlerinde yüzde 3,5'lik artış öngördüklerini hatırlatan Şimşek, yüzde 10,8'lik artışın bütçe hedeflerine göre iyi bir noktada olunduğunu gösterdiğini belirtti. Şimşek, "Yılın ilk döneminde iç talebin bir miktar yavaş seyrettiği, ekonominin bir miktar yavaşladığı dikkate alınırsa bu önemli bir kazanımdır" diye konuştu.

Yıl sonu için öngördükleri bütçe gelirlerinin yüzde 25,9'unu ilk 3 ayda elde ettiklerini ifade eden Şimşek, şunları kaydetti:

"Bütçe giderlerine oranla bütçe gelirlerinin gerçekleşme performansı daha yüksek. Bütçe gelirlerinin temel kalemi olan vergi gelirleri ise yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10 oranında artmıştır. Bütçede biz, vergi gelirlerinin yüzde 6,8 oranında artacağını öngörmüştük. Dolayısıyla yılın ilk çeyreğinde benzer şekilde vergi gelirlerinin ekonomideki bir miktar yavaşlamaya rağmen yüksek seyretmesi önemlidir.

Geçen yılın ilk çeyreğindeki rakamlarda BOTAŞ'ın geçmiş dönem borçları için yaptığı 3,4 milyar liralık ödemesi söz konusu. Bu ödemeleri de dikkate alırsanız aslında vergi gelirlerindeki artış oranı yüzde 15 gibi yüksek düzeye çıkmış oluyor. Vergi dışı gelirler ise bu yılın ilk çeyreğinde yıllık bazda yüzde 14,4 oranında artmıştır. Vergi dışı gelirler içerisinde bu yılın ilk çeyreğinde yaklaşık 3 milyar liralık sermaye geliri yer almaktadır. Bu sene 2B'den toplamda 961 milyon liralık bir gelir öngörüsünde bulunmuştuk. Yılın ilk çeyreğinde bunun yüzde 70'ini gerçekleştirmiş olduk. Yılın ilk çeyreğinde 2B gelirleri 670 milyon liraya ulaşmıştır, dolayısıyla bu sene için 2B'de öngördüğümüz hedefleri rahatlıkla tutturacağımızı söyleyebiliriz."

İlk çeyrek gerçekleşmelerine bakıldığında yılın başındaki öngörüler çerçevesinde bir gidişatın söz konusu olduğunu anlatan Şimşek, "Ne giderlerde ne gelirlerde önemli bir sapma söz konusu değil. Hatta gelirlerde bizim öngördüğümüzden daha güçlü bir performans var. Yılın kalan 9 ayında da ilk 3 ayda olduğu gibi mali disiplini güçlü bir şekilde devam ettireceğiz. Bu sonuçlar 2014 yılı bütçe dengesi ve faiz dışı denge hedeflerini rahatlıkla yakalayacağımızı göstermektedir" diye konuştu.

Bakan Şimşek, Mart ayında çok önemli bir seçim sürecinin geride bırakıldığını da anımsatarak, bu seçimde halkın kendilerine olan güvenini, desteğini tazelediğini, iradesini siyasi istikrardan yana kullandığını söyledi.

Seçimi takip eden 2 haftalık süreçte piyasalarda bir rahatlama görüldüğünü ifade eden Şimşek, bu olumlu tablonun önümüzdeki dönemde reel ekonomiye yansıyacağını kaydetti.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "2014 yılında büyümenin ılımlı ama dengeli süreceğini, enflasyonun inişe geçeceğini, kamu borç dinamiklerindeki iyileşmenin devam edeceğini, cari açıkta ciddi bir azalma olacağını öngörüyoruz ve ilk 3 aydaki gidişat da bu bahsettiğimiz öngörüleri destekleyici mahiyettedir" dedi.

Şimşek, bakanlıkta düzenlediği basın toplantısında, 2014 yılı Ocak-Mart dönemi bütçe gerçekleşmelerini açıkladı.

Küresel ekonomide uzun bir süredir toparlanma söz konusu olduğunu dile getiren Şimşek, bu toparlanmanın güçlendiği bir döneme girildiğini söyledi. Şimşek, küresel ekonomideki toparlanmanın aynı zamanda tabana yayıldığını vurguladı.

IMF'nin Küresel Ekonomi Görünüm Raporu'na göre küresel ekonomide bu yıl yüzde 3,6 civarında bir büyüme öngördüğüne işaret eden Şimşek, gelişmiş ülkelerin yüzde 2,2, gelişmekte olan ülkelerin ise yüzde 4,9 civarında büyümesinin beklendiğini belirtti.

ABD ekonomisinin nispeten daha hızlı bir toparlanma sürecine girdiğini dile getiren Şimşek, buna bağlı olarak Amerikan Merkez Bankası'nın tahvil alımını azalttığını, bu sürecin 2014'te sonlandırılmasının beklendiğini, faiz oranlarının uzun bir süre daha düşük seyredeceğinin tahmin edildiğini söyledi.

Şimşek, Avro Bölgesi'nde de büyümenin başladığını, bölgede büyümenin bu yıl pozitif olmasının beklendiğini, ancak toparlanmanın bölgeden bölgeye, ülkeden ülkeye önemli değişkenlik gösterdiğine işaret etti. Şimşek, borç stoğu yüksek AB ülkelerinde zayıf bir görünüm söz konusu olduğunu, öte yandan Avro Bölgesi'nin deflasyon kaygıları yaşadığını belirtti.

Bu durumda Avrupa Merkez Bankası'nın parasal genişleme politikası izleyip izlemeyeceğinin tartışıldığını anlatan Şimşek, "Avro Bölgesi'deki deflasyonist süreç eğer davam eder ve Avrupa Merkez Bankası bir parasal genişlemeye giderse bu, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için iyi bir haber olur özellikle küresel likidite açısından" diye konuştu.

Avronun güçlü seyretmesi ve değer kazanmasının da tartışma yarattığını ifade eden Şimşek, avronun güçlü olmasının Türkiye'nin dış ticareti açısından olumlu bir trend olduğunu dile getirdi.

Şimşek, gelişmekte olan ekonomilerde büyümenin dış ticari koşulların ve iç talebin zayıflaması nedeniyle bir miktar zayıfladığını belirtti.

Bakan Şimşek, buna karşın gelişmiş ülkelerdeki toparlanmanın, gelişmekte olan ekonomilerde dış talebi, dolayısıyla büyümeyi destekleyeceğini, bunun Türkiye için çok önemli olduğunu vurguladı. Şimşek, şöyle konuştu:

"Çünkü uzun bir süredir bizim en büyük ticaret ortağımız AB, Türkiye ekonomisini aşağıya çeken bir etkiye sahipti. Avrupa'daki toparlanma Türkiye'yi olumlu etkileyecektir, hem büyümeyi hem dış dengeyi olumlu olarak etkileyecektir. Önümüzdeki dönemi ilişkin aşağı yönlü küresel riskler tabii ki her zaman olduğu gibi mevcuttur. Bu riskler önemini koruyor. Burada 3 temel riskten bahsedebiliriz. Birincisi, gelişmekte olan ekonomilerde finansal koşullardan kaynaklanan riskler, yani küresel likiditenin daha da azalması ve bunun gelişmekte olan ekonomilere yansıması. Başta AB olmak üzere, gelişmiş ekonomilerdeki deflasyon riski de önemli bir risk. Son olarak jeopolitik riskler. Tabii ki yanı başımızda Suriye'deki insanlık trajedisi devam ediyor ama jeopolitik risk kapsamında Rusya, Ukrayna'daki son gelişmeleri de değerlendirmek lazım."

- "Büyüme dinamikleri güçlü" -

Mehmet Şimşek, Türkiye ekonomisinin, küresel ve bölgesel risk faktörlerinin yanı sıra içeride özellikle ilk çeyrekteki bir miktar siyasi belirsizlik ve üç temel faktöre rağmen ilk çeyrekte ılımlı büyümesini devam ettirdiğini söyledi. Bunun Türkiye ekonomisinin büyüme dinamiklerinin ne kadar güçlü olduğunu gösterdiğini vurgulayan Şimşek, geçen yılın son çeyreğinde Türkiye ekonomisinin yüzde 4,4 büyüdüğünü, yılın tamamında yüzde 4'lük büyümenin yakalandığını ifade etti.

Bu yıl için de yüzde 4'lük büyüme öngördüklerini anımsatan Şimşek, şunları kaydetti:

"Bu büyümeye ilişkin bir takım aşağı yönlü riskler olsa da büyümenin yine de ılımlı şekilde devam edeceği kanısındayız. Çünkü yerel seçimler sonrasında siyasi risk algısı önemli ölçüde azalmıştır. Mesela nisan ayında tüketici güven endeksinde çok ciddi bir artış söz konusu. Hemen yansıyor. Dolayısıyla siyasi belirsizliğin azalmış olması, siyasi istikrarın devam edeceğine ilişkin beklentilerin pekişmiş olması Türkiye'de büyümeyi destekleyici bir faktördür.

Bu çerçevede ilk çeyrekte yavaşlayan iç talebin bir miktar toparlanması ihtimalini yüksek görüyoruz. Kurdaki düzeltme Türkiye'yi daha rekabetçi bir konuma getirmiştir ama bunun ötesinde AB'deki toparlanma dış talebi Türkiye ekonomisi açısından destekleyici bir noktaya getirmiştir. Bütün bunlar büyümeyi destekleyen faktörlerdir. Sanayi üretimi ve reel kesim güven endekslerine de ilk 1-2 ayda baktığımız zaman büyümenin ılımlı bir şekilde devam ettiğini gösteriyor."

- "Türkiye potansiyelinin altında büyüyor" -

Türk lirasındaki değer kaybı, gıda fiyatlarının olumsuz seyri nedeniyle enflasyonun yılın ilk 3 ayında yükselişini sürdürdüğünü dile getiren Şimşek, "Ancak uygulanan sıkı para politikası, yürürlüğe koyduğumuz makro ihtiyati tedbirler, ılımlı seyreden iç talep ve TÜFE'deki baz etkisinin de zaman içerisinde ortadan kalkmasıyla birlikte enflasyonun bu yılın ikinci yarısından itibaren bir istikrara kavuşması, daha sonra da düşüş trendine girmesi beklenmektedir" dedi.

Türkiye'nin şuanda potansiyelinin altında büyüdüğüne değinen Şimşek, ciddi bir atıl kapasitenin söz konusu olduğunu, bunu da enflasyonu aşağı çekecek çok önemli bir faktör olduğunu vurguladı.

Cari açığın bu yıl önemli ölçüde daralacağını dile getiren Şimşek, çünkü iç talebin daha ılımlı olduğunu, kurda destekleyici bir süreç yaşandığını, dış talepte bir güçlenmenin söz konusu olduğun belirtti.

Altın ithalatının da normalleştiğini, geçen senenin istisnai bir yıl olduğunu ifade eden Şimşek, Türkiye'nin, geçen yıl olduğu gibi net altın ihracatçısı olmayacağını kaydetti. Şimşek, şöyle konuştu:

"Bütün bu faktörleri bir arada düşündüğümüzde cari açıkta öngördüğümüz 55,5 milyar dolarlık, yani gayri safi yurt içi hasılaya göre, yüzde 6,4'lük bir rakamı temsil ediyor. Bu hedefe oranla cari açığın daha da düşük gerçekleşmesi ihtimali yüksektir. Yani biz daha küçük bir cari açık ile bu seneyi kapatacağız.

2014 yılında büyümenin ılımlı ama dengeli süreceğini, enflasyonun inişe geçeceğini, kamu borç dinamiklerindeki iyileşmenin devam edeceğini, cari açıkta ciddi bir azalma olacağını öngörüyoruz ve ilk 3 aydaki gidişat da bu bahsettiğimiz öngörüleri destekleyici mahiyettedir."

 

KAYNAK: AA
YORUMLAR 1
  • furkan demir 9 yıl önce Şikayet Et
    Vergi artarsa . gelir artar...
    Cevapla