"Bizi gözlüklü gangsterler olarak algılıyorlar"

DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, bankacılık sektörüne bakışı, "Bizi gözlüklü gangsterler algılıyorlar" şeklinde tanımladı.

"Bizi gözlüklü gangsterler olarak algılıyorlar"
"Bizi gözlüklü gangsterler olarak algılıyorlar"
GİRİŞ 27.04.2015 17:42 GÜNCELLEME 27.04.2015 17:42

DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, bankacılık sektörüne tepki göstermenin çok ön planda tutulduğunu belirterek, "Bizim 'gözlüklü gangsterler' gibi algılanmamamız lazım. Bizim kaynakların akılcı dağılımına aracılık eden yegane sektör olduğumuzun teslim edilmesi ve ona göre sektöre bu anlamda açılım sağlanması lazım" dedi.

Hakan Ateş, Forum İstanbul 2015 kapsamında gerçekleştirilen "Potansiyel Büyümenin Yakalanması ve Orta Gelir Tuzağı" başlıklı oturumda yaptığı konuşmada, orta gelir tuzağından çıkmak için istihdam yaratıp gelirleri artırmanın şart olduğunu dile getirdi.

Bu noktada tasarrufları artırıp yatırımları iç kaynakla fonlamanın da önemli olduğunu belirten Ateş, bürokrasiyi azaltıp hukuki altyapının geliştirilmesi, sağlıklı ve güçlü bir finansal sistemle reel sektör yatırımlarının desteklenmesi ve bankacılık sisteminin büyümeye devam edip finansmana erişimi kolaylaştırılması gerektiğini söyledi.

Kaldıraç vazifesi gören bankacılık ve sermaye piyasalarının doğru konumlandırılması ve algılanmasının önemli olduğunu vurgulayan Ateş, "Maalesef ülkemiz henüz o noktada değil. Finansçılara, özellikle bankacılara karşı tepki göstermek çok ön planda tutuluyor. Oysa, kaynakların akılcı dağılımını ancak bu işi bilen kurumlar tarafından organize edebilirsiniz" dedi.

Ateş, Türkiye'nin demografisi dolayısıyla eğitim ve sağlık, coğrafyası dolayısıyla gemicilik ve turizm, geçiş ekonomisi olması dolayısıyla enerji ve altyapı sektörlerinin öncelikli sektörler olduğuna işaret etti.

Bankacılığın bu noktada kaldıraç olarak kullanılmasının şart olduğunu belirten Ateş, şunları kaydetti:

"Türkiye şu anda çok kritik bir evreye giriyor. Bir sıçrama yapabilmesi için finansal kapsayıcılığı ve finansal okuryazarlığı mutlaka artırmamız lazım. Bizim 'gözlüklü gangsterler' gibi algılanmamamız lazım. Bizim kaynakların akılcı dağılımına aracılık eden yegane sektör olduğumuzun teslim edilmesi ve ona göre sektöre bu anlamda açılım sağlanması lazım. Bankacılığı ve kaynakları akılcı dağıtan yapıları 'hiç hizmet üretmiyor', 'olsa da bir olmasa da bir' kabilinden algılamak bize orta gelir tuzağını aştırmayacaktır."

"Türkiye, AB'de olsaydı Avrupa'daki istihdam düşmezdi"

Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Martin Raiser ise "Türkiye eşitsizlik konusunda iyileşme gösteren nadir ülkelerden biri. Avrupa'ya kıyasla eşitsizlik hala var ama hizmetlere erişim noktasında yoksulların hayatında önemli bir dönüşüm var. Türkiye'nin gelecekteki başarısı da burada" dedi.

Türkiye'nin 2023'te ilk 10 ekonomi arasında yer alması için kurumsal göstergelerde en azından dünyada ilk yüzde 30 arasında yer alması gerektiğini belirten Raiser, "AB'nin dönüşüm makinesinden istifade edebiliyorsanız 'Doğu Asya kaplanı' kadar agresif olmanız gerekmiyor. Aslında Türkiye Avrupa dönüşüm makinesinin bir parçası. O yüzden yüksek gelire geçme potansiyeline dair iyimser olma sebebi var" diye konuştu.

Raiser, son 5 yılda Türkiye'nin çok güzel istihdam yarattığını ve dünya şampiyonu olduğunu aktararak, "AB'de krizden bu yana 6 milyon iş kaybı oldu. Türkiye ise krizden bu yana 5 milyonun üzerinde istihdam yarattı. Yani, Türkiye, AB'de olsaydı Avrupa'daki istihdam düşmezdi. Ama Türkiye'de istihdam yüzde 4,5-5 artarken ekonomi yüzde 4'ten fazla büyümedi. Yani üretkenlik düz seyrediyor. Uzun vadede üretkenlikte de artış gerekli" yorumunu yaptı.

Dünya Bankası Kalkınma Öngörüleri Grubu Direktörü Ayhan Köse, orta gelirden ötesine geçebilmek için ekonomik büyümeyi yönlendiren üç faktörün insan sermayesine ve fiziksel sermayeye yatırım, yenilikçilik ve kurumların iyileştirilmesi olduğunu söyledi.

IFC KOBİ Finans Forumu Kıdemli Danışmanı Jeffrey Anderson, yatırım ve istihdam için istikrarın önemli olduğuna işaret ederek, "2001 krizinden sonra Türkiye'de daha istikrarlı ve sağlam mali yönetim gördük. Örnek teşkil eden bir bankacılık reformu gördük. Çok cesur bir para politikası gördük. Bunlar Türkiye'nin o zamandan bu yana olan başarısına da zemin hazırladı" ifadelerini kullandı.

Ağaoğlu Şirketler Grubu Üst Yöneticisi (CEO) Hasan Rahvalı da orta gelir tuzağının aşılabilmesi için finansın "olmazsa olmaz" niteliği bulunduğunu kaydetti.

Teknolojik ve beşeri sermaye ile girişim ruhunun da önemli olduğunu vurgulayan Rahvalı, "Kadınlarımızın iş gücüne katılımının da orta gelir tuzağında eşiği aşmakta önemli bir faktör olacağını düşünüyorum. Ayrıca, bölgeler arası gelişmişlik farkının giderilmesi için, barış sürecinin önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Orada yatırımcılar için güvenli ortamın sağlanması ve oradaki ekonomik faaliyetlerin hızlanması önem kazanıyor" yorumunu yaptı.

Citibank Türkiye Genel Müdürü Serra Akçaoğlu ise Türkiye'nin dünyadaki demografi, ekonomi ve teknoloji alanlarındaki mega trendleri avantaja çevirebileceğini dile getirdi.