Başçı: Bağımsızlıkta sorun görmüyorum

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, ülkenin sağlam bir şekilde ileriye doğru ilerlemesi için Merkez Bankası'nın bağımsızlığının son derece önemli olduğunu belirterek, "Toplum olarak hep birlikte bunu korumalıyız. Ben bağımsızlık konusunda hiçbir sorun görmüyorum" dedi.

Başçı: Bağımsızlıkta sorun görmüyorum
Başçı: Bağımsızlıkta sorun görmüyorum
GİRİŞ 30.07.2013 15:59 GÜNCELLEME 30.07.2013 15:59

Başçı, Enflasyon Raporu'nu açıklamak amacıyla düzenlediği basın toplantısının sonunda gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir soru üzerine Merkez Bankası bağımsızlığının son derece önemli olduğunu ifade eden Başçı, MB Kanunu'nun 4. maddesinde bankanın hükümete müşavirlik görevinin olduğunun açıkça yazıldığını söyledi. Dolayısıyla MB'nin hükümete danışmanlık ve müşavirlik görevi olduğunu ifade eden Başçı, bunu rutin uygulama olarak yılda 2 kez Bakanlar Kurulu'na sunum yaparak gerçekleştirdiklerini, onun dışında da ne zaman hükümet brifing isterse bunu yerine getirdiklerini kaydetti.

"Türkiye için çok değerli"

Merkez Bankasının bağımsızlığının Türkiye için çok değerli olduğunu belirten Başçı, şöyle konuştu:

"Enflasyon hedefini hükümetle birlikte belirliyoruz. Yüzde 5'lik bir enflasyon hedefi önümüzdeki 3 yıllık periyot için açıklanmıştı. Şimdi yeni bir kalkınma planı çalışmaları sırasında bize soruldu. 2014-2018 dönemi 5 yıllık Kalkınma Planı yapılıyor. Bu dönemdeki enflasyon hedefi konusunda biz, 'yüzde 5'ten daha düşük bir hedef yazalım' dedik. 2018 yılında da yüzde 4,5 hedefi öngörüldü.

Bu henüz açıklanmadı ama bu konuda mutabık kaldık. Hükümetle birlikte enflasyon hedefi belirleniyor, bağımsızlık nerede devreye giriyor? Bu hedefe ulaşma konusunda MB tek yetkili ve tek sorumludur. Bunun önemi ne? İster iktidarda olsun, ister muhalefette olsun siyasetçinin hayatını bu kolaylaştırıyor.

Özellikle iktidardaki bir parti, faiz veya döviz konusu ile ilgili bir görüş veya politika belirleyecek olursa dövizin yükselmesini isteyen vatandaş olabilir veya dövizin düşmesini isteyen vatandaş olabilir. İhracatçılar yükselmesini, ithalatçılar düşmesini ister. Yani vatandaşın yarısı farklı düşünür. Faiz oranları konusunda aynı şekilde. Bir kısmı faiz oranlarının yükselmesini ister, çünkü bankada mevduatı vardır, başka bir kısım vatandaş ise borçludur faiz oranlarının düşmesini ister. Bir siyasetçi bunlarla ilgili karar alırsa veya görüş bildirirse o zaman toplumun geniş kesimlerini karşısına almış olur."

Kurumsallaşmanın önemine işaret eden Başçı, ülkenin sağlam bir şekilde ileriye doğru ilerlemesi için Merkez Bankası bağımsızlığının son derece önemli olduğunu, toplum olarak hep birlikte bunun korunması gerektiğini söyledi. MB'nin bağımsızlığı konusunda hiçbir sorun görmediğini vurgulayan Başçı, "Bunu birinci ağızdan rahatlıkla ifade edebilirim.

Kamuoyunda zaman zaman bazı bakanlardan bazı görüşler gelebilir, bu da Merkez Bankasının bağımsızlığının aslında bir yerde olduğunu gösterir. Çünkü örneğin Çevre ve Şehircilik Bakanımızın kalkıp da Tarım Bakanının müsteşarını kamuoyu önünde eleştirir mi, eleştirmez. Ama MB eleştirilebiliyor, demek ki Merkez Bankası bağımsız bir şekilde hareket ediyor" diye konuştu.

Başçı, Merkez Bankası Başkanı olarak bir basın açıklaması yapmadan önce, bir sinyal vermeden önce iznini ve onayını alması gereken tek mercinin Para Politikası Kurulu üyeleri olduğunu ifade ederek, "Yine Eximbank kredileriyle ilgili limit artırımı konusunda herhangi bir açıklama yapmadan önce izin almam gereken, onayını almam gereken tek bir merci vardır, o da Merkez Bankası banka meclisi üyeleridir" dedi.

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, "Büyük ihtimalle bu yıl ki büyüme hızını bir miktar aşağıya doğru güncellemek söz konusu olabilir" dedi.

Başçı, Enflasyon Raporu'nu açıklamak amacıyla düzenlediği basın toplantısının sonunda gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Başçı, "Kredi miktarındaki artışı ya da yükselişi ciddi risk olarak görüyor musunuz?" şeklinde soru üzerine, yıl sonunda kredi büyüme hızının bugünküne göre bir miktar daha aşağıda gerçekleşebileceğini söyledi. Şu an itibariyle Türk bankalarının, özellikle Avrupalı bankalardan çok rahat bir şekilde borçlanmaya devam edebildiğini ifade eden Başçı, Türk bankalarının, yurt dışından borçlanmada ve fonlamada herhangi bir sıktıntıları bulunmadığı sürece rahatlıkla kredi vermeye devam edeceğini bildirdi.

Türkiye'nin yüzde 4 olan büyüme hedefini de değerlendiren Başçı, küresel belirsizlik şokunun büyüme üzerinde bir miktar etki yapabileceğini, büyük ihtimalle yıl sonu büyüme hızının bir miktar aşağıya doğru güncelleneceğini kaydetti. Başçı, 2014 yılı büyüme oranıyla ilgili ise değerlendirme yapmak için henüz erken olduğunu söyledi.

Bir başka soruyu yanıtlarken de enflasyon görünümünde tütün ve alkollü içecekler gibi kalemlerde vergi artışı varsaymadıklarını hatırlatan Başçı, bu yıl bütçe hedeflerinin ulaşılabilir düzeyde olduğunu, o yüzden herhangi bir vergi artışına ihtiyaç olmayacağını tahmin ettiklerini belirtti.

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu kararlarıyla ilgili de değerlendirme yapan Başçı, şöyle konuştu:

"Burada sevindirici bir gelişme var. Merkez Bankası ile ilgili yurt içinde ve dışında uluslararası analistlerin ve kuruluşların yaptığı yorumları okuyoruz ve inceliyoruz. Bizim yeni para politikası çerçevesi ciddi şekilde kabul gördü. Faiz koridorunu biz daha önce defalarca küresel şoklara karşı kullanmıştık ve son derece etkili bir araç olduğunu herkes gördü. O yüzden analistlerin ve kuruluşların yorumlarını eleştirilerini bu yeni çerçeve üzerine yapmaları aslında sevindirici."

Döviz rezervlerinin amacına uygun şekilde kullanıldığını da vurgulayan Başçı, önümüzdeki 4 ayda rezervlerde 4,7 milyar dolar artış olacağını belirtti.

Başçı, zorunlu karşılıklarda herhangi bir değişiklik sinyali de vermediklerini, bununla ilgili herhangi bir değişikliğin gündemlerinde olmadığını bildirdi.

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, ekonomik büyüme ve kredi büyümesi arasındaki ilişkide bir zayıflama görmediklerini belirterek, "Kredi büyümesi de ekonomik büyüme de güçlü" dedi.

Başçı, bu yılın üçüncü Enflasyon Raporuna ilişkin Merkez Bankası binasındaki basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Başçı, bu yılın Orta Vadeli Program'da (OVP) öngörülenden daha düşük bir cari açık verisi ile tamamlanabileceğini söyledi.

Tahvil getiri eğrisi ile ilgili soru üzerine Başçı, mayıs ortalarında yüzde 6-6,5 civarına düşen 10 yıllık tahvil faizlerinin en stresli dönemde yüzde 9,5'lere kadar yükseldiğini hatırlattı.Tahvil fiyatının ABD'deki 10 yıllıklara göre çok daha fazla düştüğünü ifade eden Başçı, getiri eğrisinin kısa ucunda sıkılaştırma sinyali verdiklerinde ve ölçülü sıkılaştırma yaptıklarında getiri eğrisinin yataylaştığını gördüklerini dile getirdi.

Gelişmekte olan ülkelerin genelinde bir fiyat ayarlaması olduğunu anlatan Başçı, Türkiye'de ise bunun daha fazla olduğunu ve bu durumu "olumlu bir gelişme" olarak değerlendirmek gerektiğini belirtti.

"Kredi ve ekonomik büyüme güçlü"

Reel efektif kur endeksinin seviyesine ilişkin bir soru üzerine Başçı, endeks için referans değerin 120 olduğunu ifade ederek, şu anda aşırı değerli denebilecek seviyenin oldukça uzağında olduklarını söyledi.

Türkiye'de finansman kanadı çalıştığı için cari açık verilmeye devam edileceğini anlatan Başçı, "Bizim 2003 yılında da cari açığımız düşüktü. 2003'ü bugüne getiren kur da 120" dedi.

Kredi büyümesi ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkiye dair soruyu yanıtlayan Başçı, "Orada aşırı bir zayıflama görmüyoruz. Aslında çeyrekten çeyreğe ekonomik büyümeye baktığınızda ilk çeyrek fena değildi. İkinci çeyrek de pek fena olmayacak. Dolayısıyla kredi büyümesi de güçlü, ekonomik büyüme de güçlü. Fakat dönem dönem bu tür ilişkiler kopabilir" diye konuştu.

Başçı, kredi büyümesi artarken büyüme hızı düşerse ilave tedbir almak gerekebileceğini ama şu anda öyle bir durum olmadığını kaydetti.

"Kredi büyümesinde yüzde 15 kırmızı çizgi değil"

Başçı, bir gazetecinin, "Faiz artırımın kredi büyümesi söz konusu olduğunda gelebileceğini söylemiştiniz ama son PPK toplantısına kadar Merkez Bankası yüzde 15'in üzerindeki kredi büyümesini tolere etti. Son faiz kararının TL'deki değer kaybını durdurmaya dönük ve özellikle bankacılık dışı özel sektörün yabancı para cinsinden borçlanmasının hızlandığı bir döneme denk gelmesi acaba bundan sonra TL'nin stabilizasyonunun daha öncelikli bir hedef olacağı şeklinde yorumlanabilir mi?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Yüzde 15 bir kırmızı çizgi değil, referans kredi büyüme oranı. TL'nin stabilizasyonu devam edecek mi? Buna kısaca 'evet' diyebilirim. Çünkü şu anda dikkat ederseniz küresel düzeyde ayarlama oldu. Bunun bir kısmı da gelişmekte olan ülkelerin döviz kurlarında oldu. Döviz kurlarındaki ayarlamanın daha az kredilerdeki ayarlamanın daha fazla olmasını tercih ederiz."

Başçı, döviz satışlarını tamamen sıfırlamayacaklarını, bu konuda bir esneklik bulunduğunu dile getirdi.

"Enflasyonun yüzde 5'e inmesi lazım"

Enflasyon, büyüme ve cari açığın, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'ya (GSYH) oranının yüzde 5'er olarak hedeflenmesine karşın şu an bu rakamların görülmediğinin belirtilmesi üzerine Başçı, bu durumun yeni para politikası çerçevesi ile bağlantılı olmadığını söyledi.

Sorunun enflasyonun yüzde 6,2'nin altına hiç inememesiyle açıklanmasının önemine değinen Başçı, "Son 44 yılın en düşük enflasyonu yüzde 6,2 ile geçen sene gerçekleşti. Bu yıl için tahminimiz de yüzde 6,2. Bunun yüzde 5'e inmesi lazım. Bunun 2014'ün ortalarında olacağını tahmin ediyoruz" dedi.

Büyüme ve cari açığın GSYH'ye oranlarıyla ilgili de değerlendirmede bulunan Başçı, konjonktürel etkilerden arındırılmış cari açık-GSYH oranının yüzde 5 civarında olduğunu kaydetti. Başçı, yüzde 5 büyümenin de Türkiye'nin cumhuriyet tarihi boyunca gerçekleştirdiği ortalama büyüme oranı olduğunu belirtti.

"Sürekli koridorun üst sınırında kalmayı düşünmüyoruz"

Repo ihalelerinde üst sınırın kaldırılmasına dair bir soru üzerine Başçı, bunun esneklik artırımı olduğunu söyledi.

Aylık ihalelerde üst sınırın kaldırılmasının sıkılaşma olarak algılanması gerektiğine işaret eden Başçı, haftalık ihalelerde üst sınırın kaldırılmasını da esneklik olarak görmek gerektiğini dile getirdi.

"Sürekli koridorun üst sınırında kalmayı düşünmüyoruz" diyen Başçı, sıkılaştırmanın geçici olabilmesi için zaman zaman fazla fonlama yapılabildiğini belirtti. Başçı, bir günlük ek parasal sıkılaştırmaların daha sık görüleceğini ifade etti.

"Politika faizini mevcut seviyesinde tutmamız daha doğru"

Politika faizine dair bir soru üzerine de Başçı, dünyadaki büyük merkez bankalarının kısa vadeli faizleri daha uzun süre düşük tutacağını ifade ettiklerini belirtti. Sermaye akımlarındaki giriş çıkışların geçici olduğunu anlatan Başçı, "O yüzden kısa ucu kalıcı olarak yukarı yönlü ayarlamak için bir sebep görmedik. İleride bir neden görürsek yapmakta tereddüt etmeyiz ama bugün itibarıyla politika faizini mevcut seviyesinde korumamız daha doğru olabilir. Yeter ki yukarı yönlü esnekliğimiz olsun" değerlendirmesinde bulundu.

Kurumsal kredi kartlarının faiz oranlarına ilişkin de konuşan Başçı, tüketiciye yönelik kredi kartlarında faiz oranı üst sınır belirleme yetkisinin Merkez Bankasında olduğunu hatırlattı. Yeni düzenleme ile ticari kredi kartlarına ilişkin muafiyetin kaldırılmasının öngördüğünü kaydeden Başçı, kanun yayımlandığında Merkez Bankasının da aynı gün tebliğde değişiklik yapacağını bildirdi.

Başçı, bir başka soru üzerine para ve tahvil piyasasından fiyat etkisinden arındırıldığında sınırlı bir çıkış olduğunu belirterek, "Ama esas büyük etkiyi fiyat etkisi yaptı" dedi.

Döviz kurları

Başçı, Merkez Bankasının döviz kurları açısından herhangi bir seviyeyi savunmayacağını belirterek ama para politikasını likidite kanalından sıkılaştırarak döviz kurları üzerinde dolaylı bir etki yapmayı zaman zaman gerçekleştireceğini ifade etti. Başçı, "Burada biz, TL'ye değer kazandırma trendine dahi sistemi yönlendirebiliriz" diye konuştu.

Başçı, bir soru üzerine son dönemlerde yaşananların yeniden fiyatlama arayışı olduğunu ifade ederek, uzun vadeli kıymetlerin fiyatları yerli yerine oturduğunda gelişmekte olan ülke piyasalarına yeniden girişler olabileceğini sözlerine ekledi.