Faiz indirimi için hiçbir engel kalmadı iddiası

"Faizlerde yeni bir indirim dalgası beklemek hakkımız" diyen Sabah Gazetesi ekonomi birimi Merkez Bankası'nın faiz indirmesini engelleyen iki önemli nedenin artık kalmadığını söyledi.

Faiz indirimi için hiçbir engel kalmadı iddiası
Faiz indirimi için hiçbir engel kalmadı iddiası
GİRİŞ 12.06.2012 09:26 GÜNCELLEME 12.06.2012 09:26

Oğuz Karamuk'un analizi

Merkez Bankası'nın faiz indirmesini engelleyen iki önemli neden artık yok. Hem cari açık hem de enflasyon önümüzdeki dönemde Türkiye için sorun olmaktan uzaklaştı. Faizlerde yeni bir indirim dalgası beklemek hakkımız

Son bir haftada açıklanan veriler, Türk ekonomisinin yüksek faiz ödemesine neden olan iki korku tünelinin sonuna gelindiğini gösteriyor. Beklenenden hızlı düşen ve önümüzdeki aylarda da artması için herhangi bir neden kalmayan enflasyon...

Ve yılın ilk dört ayında beklenenin çok ötesinde gerileyip adeta "tuş" olan cari açık, artık Merkez Bankası'nın faiz indiriminin önünde bir engel ya da bahane değil. Bu yüzden Merkez Bankası'nın bu ayki toplantısında, piyasadaki tüm faiz hadlerini belirleyen fonlama oranlarını gevşetmesini öngörmek haksız bir beklenti sayılmaz. 

Sözün özünü yazdıktan sonra; ilgilenenler ve kendi faiz kazançlarının azalacağı gerekçesiyle tezimize itiraz etmeye hazır olanlar için küçük bir analiz yapmakta fayda var.

Cari açık beklentilerden çok iyi

Dün açıklanan nisan ayı cari açık rakamı, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 35 geriledi ve 4.95 milyar dolara indi. Cari açıkta yılın ilk dört ayındaki gerileme ise yüzde 27.5 düzeyinde. Üstelik nisan ayında cari açıkta yaşanan hızlı gerileme petrol fiyatlarının ortalama 120 dolar düzeyinde seyrettiği bir dönemde gerçekleşti.

Dolayısıyla cari açığı düşüren gelişmeler dış etkenlerden çok, Türkiye'nin iyi yönetilen bir ekonomi olmasından kaynaklanan, dinamiklerden etkilendi (Artan ihracat ve hizmet gelirleri, gerileyen ithalat) diyebiliriz... Öte yandan petrol fiyatlarındaki yaklaşık 20 dolarlık düşüş, kaba bir hesapla Türkiye'nin aylık cari açığı üzerinde 600- 700 milyon dolar düşürücü etki yapıyor (Yıllık bazda 8 milyar dolar yani GSMH'nin yüzde 1'i kadar).

Küresel ekonomideki yavaşlamaya rağmen, uzun süre spekülasyon nedeniyle yüksek kalan petrol-enerji fiyatlarındaki düşüş, önümüzdeki aylarda cari açığın daha da gerileyeceğini işaret ediyor. Oysaki daha birkaç ay öncesine kadar küresel faiz lobisi ile onların Türkiye'deki temsilcileri konumundaki'karavanacı ekonomistler', Türkiye'nin cari açık rakamının bu yıl, alınan tüm önlemlere rağmen azalmayacağını söylüyordu.

Enflasyonda düşüş devam edecek

Nisan ayında yüzde 11.1'le son dönemin en yükseğine çıkan yıllık enflasyon, mayısta gıda ve akaryakıt fiyatlarındakidüşüşün etkisiyle yüzde 8.3'e geriledi. Kuraklık tehlikesinin ortadan kalkması ve petrol-emtia fiyatlarındaki düşüş nedeniyle enflasyonda önümüzdeki aylarda da ılımlı gerilemenin sürmemesi için herhangi bir neden gözükmüyor.

Ayrıca Türkiye'nin Rusya ve İran'dan aldığı doğalgaz fiyatlarının formülasyonu (petrol fiyatlarındaki değişim 6-9 ay arasında gecikmeli yansıyor) nedeniyle geçen yıl sonu ve bu yılın başında yaşadığımız doğalgaz- elektrik zammı gibi enflasyonu artırıcı bir fiyat artışı baskısı da yok.

Dövizde tehlike kalmadı

Faiz lobisinin Merkez Bankası'na karşı "Faiz düşürürsen dövizi artırırım, enflasyon yükselir, dengelerin bozulur" söyleminin daha önce test edildiğini... Ve lobinin buna gücü olmadığının görüldüğünü de hatırlatmak isterim. Döviz kurları (yarım dolar+yarım euro) yılbaşında gördüğü 2.19 seviyeye göre yüzde 6.5 aşağıda.

Öte yandan Merkez Bankası'nın faiz indiriminde çekince olarak görebileceği tüketici kredilerinde ve tüketimde (dolayısıyla cari açıkta) hızlı artış riskinin ise; politika faizi yerine, BDDK'nın aldığı 'karşılık' önlemleriyle daha etkin çözüldüğünü geçen yıl alınan kararlarla son derece yakından gördük. Bu yüzden aynı cari açıkta olduğu gibi, enflasyonda da Merkez Bankası'nın faiz indirimini engelleyebilecek herhangi bir neden yok.

 

KAYNAK: SABAH