'Kimse kucağına fabrika beklemesin!'

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan otomotiv sektöründe teşvik paketine ilişkin son dönemde eleştiri yapanların derslerine iyi çalışmadığını söyledi 'Kimse kucağına fabrika beklemesin' dedi

'Kimse kucağına fabrika beklemesin!'
'Kimse kucağına fabrika beklemesin!'
GİRİŞ 17.05.2012 13:23 GÜNCELLEME 17.05.2012 13:23

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, otomotiv sektöründen teşvik sistemine ilişkin yapılan eleştirilerle ilgili, ''Geçen günlerde okuyorum ki son derece talihsiz açıklamalar, son derece yanlış değerlendirmeler, dersini çalışmamış birkaç arkadaşımız çıkıp, haksız bir şekilde teşvik sistemini eleştiriyor. Kimse kusura bakmasın biz kimsenin kucağına fabrikayı kurup da vermeyiz. 'Fabrikayı yap kucağıma koy' derseniz, bunlar geçmişte kaldı'' değerlendirmesini yaptı

Çağlayan, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen, Otomotiv Sektöründe Ar-Ge Proje Pazarı ve Tasarım Yarışması etkinliğinde, Ekonomi Bakanlığı'nın otomotiv sektörünü çok önemli ve öncelikli sektörler arasında değerlendirdiklerini kaydetti.

Otomotiv sektörünü daha yüksek katma değerli ve daha yüksek teknolojili yapacak bir yapıya dönüştürmek istediklerini dile getiren Çağlayan, sektörde yerli üretimi artıracak bir yapı arzu ettiklerini belirtti.

Çağlayan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yapmış olduğu yerli otomobil çağrısını, bundan 10 yıl önce kendisi dahil herkesin tuhaf karşılayabileceğini belirterek, artık Türkiye'nin ekonomisinin gelmiş olduğu noktada Başbakan Erdoğan'ın çağrısının bir zorunluluk olduğunu ifade etti.

Yerli otomobilden kastlarının, yerli otomobilin isminin, ''Ali, Ahmet, Mehmet'' konulması olmadığına işaret eden Çağlayan, geçmişte Türkiye'nin bunu ''Doğan, Kartal, Serçe'' ismiyle yaptığını, ancak gelinen noktada Türkiye'nin tasarımını, dizaynını Türk mühendisinin yaptığı, yerlilik oranının yüksek olduğu bir otomobil yapması gerektiğini anlattı.

Türkiye'nin otomotiv sektöründe çok önemli ve olumlu gelişmeler gösterdiğine değinen Çağlayan, dünyada 170 fabrikası olan FIAT'ın, Türkiye'deki TOFAŞ Fabrikasının gümüş ödüle layık görüldüğünü, Türk mühendisinin ve Türk işçisinin bir araya gelince yapamayacağı hiçbir şeyin olmadığını ifade etti.

Bakan Çağlayan, Türk otomotiv sanayisinin kendi dizaynını ve tasarımını yapması gerektiğine işaret ederek, ''Fevkalade iyi bir yan sanayimiz var. Bugüne kadar geldiğimiz seviye iyi. Ama bugün otomotivi dış ticaret açığı veren konumdan uzaklaştıralım. Geçen sene 2 milyar dolar açık verdik.

Bu bize yakışmıyor. Kamu borçları, ihracat büyümesi, turizm başta, her alanda ve yaptığı demokratik reformlarda örnek gösterilen Türkiye'nin tek kusuru cari açık. Bu suratta bir sivilce zaman zaman çıban olan bir şeydir. Biz bunu düzeltmeliyiz'' diye konuştu.

Açıklanan teşvik sistemine de değinen Bakan Çağlayan, açıklanan teşvik sisteminin özel sektörün talepleri ve görüşlerinin alınarak oluşturulduğunu kaydetti.

''Bizden kimse fabrikayı kurup kucaklarına vermeyi beklemesin''

Zafer Çağlayan, şunları kaydetti:

''Aslan gibi teşvik sistemi getirdik. Yatırım indirimini geri getirdik. Otomotiv sektörünü büyük ölçekli ve stratejik yatırım başlığına aldık. Türkiye aktarma organı ve motora 6,7 milyar dolar ödeyerek istediğimiz noktaya gelemez. Bir yere gelemeyiz, bunları yapmadan. Biri bana 'yüzde 100 yapalım mı?' diye sordu. Benim güçlü yan sanayim var yüzde 85'ini yapabilir. Yüzde 85'ini yap, ama Türkiye de yap.

Stratejik yatırımda yüzde 50 yatırım indirimi verilecek. Yatırım anında kullanılabilecek. 'Yatırımı bitirin sonra gelin' demiyoruz. Geçen günlerde okuyorum ki son derece talihsiz açıklamalar, son derece yanlış değerlendirmeler, dersini çalışmamış birkaç arkadaşımız çıkıp, haksız bir şekilde teşvik sistemini eleştiriyor.

Kimse kusura bakmasın biz kimsenin kucağına fabrikayı kurup da vermeyiz. Bunu sanayici yapacak. Biz size destekler vereceğiz. 'Fabrikayı yap kucağıma koy' derseniz, bunlar geçmişte kaldı. Özel sektör ve kamunun bir arada çalıştığı ortam içindeyiz.''

Çağlayan, Türkiye'nin geçen yıl ihracatının yüzde 46'sını ekonomik krizle boğuşan Avrupa'ya yaptığını dile getirerek, Avrupa'da birçok ülkenin yoğun bakım çadırında olduğunu, buna rağmen, 2011 yılında Cumhuriyet tarihinin ihracat rekorunun kırıldığını anlattı.

KAYNAK: AA