Arslan: Tasarı böyle geçerse kaos olur

Hak-İş Konfederasyonu Başkanı Mahmut Arslan, Toplu iş İlişkileri Kanunu Tasarısı konusunda Türkiye'de tam bir kafa karışıklığı oluşturulmak istendiğini ifade ederek, ''Bir kısım çevreler ısrarla dezenformasyon yaparak, 'Sendikalar Yasası böyle kabul edilirse bütün iş yerlerinde kaos olur, KCK-İş kurulur' diyor. Bu yaklaşım, Türkiye'nin büyük bir kısım iş çevrelerinin ifadeleri. Bunu ne yazık ki bir kampanyaya dönüştürdüler'' dedi.

Arslan, Kayseri Büyükşehir Belediyesi, Kayseri Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (KASKİ) Genel Müdürlüğü ile 5 ilçe belediyesinde çalışan 1.470 işçiyi kapsayan toplu sözleşme imza töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye'de ilk kez toplumun katılımıyla yeni bir anayasa yapılması çalışmasının devam ettiğini söyledi.

Hak-İş'in bu konuda duyduğu sorumluluk gereği üyelerinden oluşan bir anayasa komisyonu kurduğunu, hazırladıkları 84 maddelik anayasa önerisini Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na sunduklarını anımsatan Arslan, referandumdaki kısmi değişikliği yeterli bulmadıklarını, yeni anayasaya herkesin destek vermesi gerektiğini belirtti.

Toplu İş İlişkileri Kanunu Tasarısının komisyondan geçtiğini ve Genel Kurul gündemine geldiğini ifade eden Arslan, ''Bu konuda Türkiye'de tam bir kafa karışıklığı yapılmak isteniyor.

Bir kısım çevreler ısrarla dezenformasyon yaparak, 'Sendikalar yasası böyle kabul edilirse bütün iş yerlerinde kaos olur, KCK-İş kurulur, Türkiye'de çalışma hayatındaki dengeler bozulur ve çatışmalar olur, rekabet edemeyiz, ihracat yapamayız, Batı krizde, bizi de batırırsınız' diyor.

 Bu yaklaşım, ne yazık ki Türkiye'nin, böyle isimlerinin başında koca koca harfler olan büyük bir kısım iş çevrelerinin ifadeleri. Bunu ne yazık ki bir kampanyaya dönüştürdüler'' diye konuştu.

1980 yılında Türkiye'de çalışan kayıtlı işçi sayısının 2 milyon 200 bin, bunların 1 milyon 50 bininin sendikalı olduğuna dikkati çeken Arslan, ''Bugün kayıtlı işçimiz 11 milyon. TÜİK'in rakamlarına göre yüzde 43 de kayıt dışı var. Bu rakam 16 milyon civarında.

Biz kayıtlıyı esas alalım. 11 milyon içinde 3 tane konfederasyon dahil, bağımsız sendikaların toplam işçilerinin üye sayısı 880 bin. Bunların sadece 550 bini toplu sözleşme hakkını elde ediyor.

Bunların da 350 bini belediyeler ve kamuda çalışıyor. Bütün Türkiye'de özel sektördeki sendikalı işçi sayısı 200 bin. Buna bile tahammülleri yok'' dedi.

''Yunanistan'daki işçi hareketini militanlar yönetiyor''

Mevcut yapının modern endüstri ilişkiler sistemi kurmayı engellediğine dikkat çeken Arslan, ''Böyle yürütmek isterseniz bizim yerimizi militanlar doldurur. Meşru mücadele araçlarını bu mücadelenin dışında tutarsanız ki Yunanistan'da bunları yaşadık.

Yunanistan işçi sendikaları sadece tabela konfederasyonu oldular. Onların yerini sokak aldı. Sokaklardaki militanlar Yunanistan'daki işçi hareketini yönetiyor. Türkiye'yi böyle bir kaosa, yanlış noktaya taşımamak gerekiyor'' dedi.

Türkiye'de 28 iş kolunun 15'inde tek sendika olduğunu belirten Arslan, şunları söyledi:

''O tek sendika anlayışı da 1980 darbesinin ürünü. 12 Eylül'ü yapan generaller, Türkiye'de tek konfederasyon olması için düzenleme yaptılar. O konfederasyonunun genel sekreterini de 1980'deki Bülent Ulusu hükümetinin bakanı yaptılar.

Bir ihtilal oluyor, bir darbe yapılıyor, işçilerin temsilcilerinden birisini darbeciler bakan yapıyor. Ve o bakan marifetiyle de kazanılmış haklarımız alınıp, götürülüyor.

Bugün hala 12 Eylül'ün izleri, Sendikalar Yasası'nda devam ediyor. Bu yasalar Milli Güvenlik Konseyi'nin imzasını taşıyor. 12 Eylül ile hesaplaşacaksak, bu yasaları da değiştirmemiz gerekiyor.''

Taşeron işçilerin sorunları

Taşeronlarda çalışan işçilerin ciddi sorunları olduğuna de değinen Arslan, belediye işçisiyle yan yana çalışan, aynı masada, tezgahta, araçta, parkta çalışan, sendikalı ve toplu sözleşmeli sistemin dışında kalan taşeronların ücretleri arasında büyük fark bulunduğuna dikkati çekti.

Bu durumun herkesi rahatsız ettiğini belirten Arslan, ''Buna bir çözüm bulmak zorundayız. Bu insanlar da bizim çocuklarımız. Gencecik yaşlarında, gelecekle ilgili hayalleri, beklentileri var. Bizden de beklentileri var. Bu konuda bizler bir şeyler yapmak zorundayız.

Sayın Çalışma Bakanımızın bana verdiği en son rakamlara göre, kamuda 450 bin taşeron çalışan var. Ne yazık ki bunların büyük çoğunluğu kıdem tazminatı hakkını alamıyor.

Büyük çoğunluğunun sendikalaşma ve toplu sözleşme hakkı yok. Bu, Türkiye'ye yakışmıyor. Bu kangreni çözmemiz gerekiyor. Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanımızın bu konudaki çabasını takdir ediyorum'' dedi.

''Taşeron işçiler konusunda bir çalışma var''

Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki de taşeron çalışanlarla ilgili sıkıntılı bir sürecin yaşandığını söyledi.

Kamuda ve özel sektörde çalışan taşeron işçilerin aldıkları ücretlerin insani olmadığını ifade eden Özhaseki, ''Biz bazen bakıyoruz, asgari ücretin bile üstüne çıkmayınca, yemek parası, otobüs parası diyerek, 150-200 liraya kadar çıkarabiliyoruz ve sıkıntılı bir süreç yaşanıyor.

Bunu, büyükşehir belediye başkanı arkadaşlarımızla sık sık bir araya geldiğimizde gündem maddesi olarak konuştuk. Sonra da sayın Başbakanımız'a, 'geçmiş olsun'a gittiğimizde bu konuyu ben açtım. Olayı anlattık.

Sayın Başbakanımız da Çalışma Bakanımıza talimat verdiler. Orada bir bir gayret, bir çalışma var. İnşallah bu çalışmanın neticesi hayırla sonuçlanır, biz de buna vesile olmaktan mutluluk duyarız'' diye konuştu.

Sendikayla 10. kez toplu sözleşme imzaladıklarını belirten Özhaseki, bugüne kadar sendika yöneticilerine ''gönlümüz razı geldi'' sözünü söyletmeden masadan kalkmadıklarını ifade etti.

Konuşmaların ardından Kayseri Büyükşehir Belediyesi ve KASKİ ile Melikgazi, Kocasinan, Talas, İncesu ve Hacılar Belediyesi'nde çalışan 1.470 işçiyi kapsayan sözleşme, taraflarca imzalandı.

İmzalanan toplu sözleşmeyle işçilerin maaşına, ilk yıl için ücretlerde ve sosyal haklarda yüzde 16-18 oranında artışla yaklaşık 200 lira zam yapılmış oldu. Sözleşme, ikinci yıl için de aynı oranlarda artış sağlayacak.