İlaç endüstrisinin dernek ve vakıfları

Sağlık alanındaki sivil toplum kuruluşlarının büyük bölümü ilaç endüstrisi tarafından kurulup finanse edildiği ortaya çıktı. Otoriteye dönüşen STK'larda parayı veren kuralları koyuyor.

İlaç endüstrisinin dernek ve vakıfları
İlaç endüstrisinin dernek ve vakıfları
GİRİŞ 18.12.2011 07:38 GÜNCELLEME 18.12.2011 07:38
Bu Habere 1 Yorum Yapılmış

Metin Can'ın haberi

Türkiye'de sağlıkla ilgili dernek ve vakıfların sayısı son yıllarda hızla artıyor. Sağlık Bakanlığı'nın son verilerine göre ulusal ve uluslararası çapta faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşu (STK) sayısı 2011 sonu itibarıyla 256. Oysa bu sayı 2001'de 100'ü bulmuyordu. Rakamların dışında, dernek ve vakıfların sağlık sektöründeki yönlendirici etkisi de hızla artıyor. Güçlü finansal bütçelere ulaşan SKT'lar, faaliyet alanlarında zamanla bir otorite merkezi haline geliyor. Bu tablo, sivil toplum kültürünün yerleşmesi açısından oldukça önemli bir veri olarak kabul edilebilir. Ancak sağlık derneklerini kuran ve büyüten yapıyı incelediğimizde karşımıza pek de 'sağlıklı' bir tablo çıkmıyor. Buna göre, dernek ve vakıfların neredeyse tamamı ilaç firmalarının desteği ile kurulmuş ve yine ilaç firmalarının sponsorluğunda faaliyet gösteriyor. Türkiye'deki birçok STK maddi sıkıntı yaşarken, sağlık alanındaki STK'lar, adeta lüks içinde yüzüyor. Gösterişli genel merkezlerin yanı sıra milyon dolarlık bütçelere de sahipler.

FARKLI YÖNTEM

İlaç endüstrisi hiçbir derneğe direkt olarak finansal destekte bulunmuyor. Ödemeler dolaylı olarak derneğin kasasına sokuluyor. İlk yöntemde kongreler kullanılıyor. Birçok dernek yılda irili ufaklı en az üç kongre düzenliyorve bunlar tamamen ilaç firmalarının sponsorluğunda gerçekleşiyor. İkinci yol ise ödül ve yarışmalar. Çeşitli dallarda düzenlenen organizasyonlara yine ilaç firmaları sponsor oluyor. Sonuçta da parayı veren kuralları koyuyor. Böylece faaliyetlerin tüm içerik ve işleyişinde aslında ilaç endüstrisinin dediği oluyor.

YÖNETİCİLER UNUTULMUYOR

Bunun yanı sıra dernek yöneticileri de es geçilmiyor. Yöneticilere firmanın yaptığı toplantılarda konuşmalar yapması sağlanıyor ve hizmet bedeli olarak ödeme yapılıyor. Yine yazdıkları kitaplar büyük rakamlara satın alınıyor. Avrupa ve ABD'de dernekler tüm finansal girdi ve çıktılarını açık şekilde internet sitesinde yayınlamak zorunda. Türkiye'de ise bu kültür henüz oturmuş değil. Derneklerin finansal yapısı müthiş bir gizlilikle saklanırken, hiçbir şekilde de dışarıya bilgi verilmiyor.

DERNEK İLAÇ REKLAMI YAPARSA

Derneklerin sağlık alanındaki etkisi yakın zamanda kolesterol ilaçları üzerinde yaşandı. Bazı gazete ve televizyonlarda bu ilaçların çok da gerekli olmadığı iddiaları üzerine kardiyoloji alanında faaliyet gösteren tanınmış bir dernek geniş katılımlı bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Türkiye'nin en büyük halkla ilişkiler firmalarının organize ettiği toplantıda, dernek yöneticileri alenen ilaç reklamı yaptı. İlaç kullanılmazsa büyük bir sağlık sorununun baş göstereceği ifade edildi. Bununla da yetinmeyen dernek, kolesterol düşürücü ilaca başlatmak için kolesterol değerini 250'den 150'ye düşürdü. Bu da gençleri ilaç kullandırmaya ve pazarı en az iki kat artırmaya yetti.

HEPSİNİN PR VE REKLAM AJANSI VAR

Sağlık alanındaki STK'ların dikkat çeken bir diğer özelliği ise hemen hepsinin Türkiye'nin en fazla tanınan reklam ve halkla ilişkiler firmaları ile çalışıyor olmaları. Bu şirketlere yıllık milyonlarca lira ödeme yapan STK'lar bu sayede yazılı ve görsel basını en etkin şekilde kullanıyor ve gerektiğinde Türkiye gündeminde söz sahibi olabiliyor.

HEKİMLİK REFLEKSİ Mİ SPONSOR RİCASI MI?

Dernek yöneticilerinin bu çıkışı iyi niyetli bir hekim refleksi olarak yorumlanabilir. Ancak bu derneğin sponsorlarının tamamı aynı zamanda bu kolesterol ilacını üreten firmalar ise oluşan soru işaretlerini açıklamak zorlaşıyor. Bu sponsor bağlantılarını bulmak da zor değil. Derneğin internet sitesi detaylı şekilde araştırıldığında bütün etkinliklerin kolesterol ilacı üreten firmalar tarafından finanse edildiği kolayca görülüyor.

BAKANLIK DEVREYE GİRDİ

Tüm bunlar üzerine Sağlık Bakanlığı "ilacın kullanımı zorunlu değildir" açıklaması yapmak zorunda kaldı. Ayrıca kurul ilacın tehlikeli yan etkilerine dair dikkat çeken bir rapor da yayınladı

KAFA KARIŞTIRAN İLİŞKİLER

Dernekler aynı zamanda sıkça kafa karıştıran sosyal projelerin de içinde yer alıyorlar. Örneğin diş sağlığı ile ilgili bir derneği şekerleme ve sakız reklamlarında, kalp sağlığı ile ilgili başka bir derneği de margarin reklamlarında görmek mümkün. Son örneği biraz daha açarsak, hedefi kalp sağlığını korumak olan STK'ların margarini 'kalp dostu' şeklinde sunması kamuoyunda cevap bekleyen bir konuya dönüştü. SABAH, bu derneklere ulaştı ve hem kampanyalarının amacını hem de projelerin finansal ayrıntılarını sordu. Ancak dernekler bu konuda hiçbir yorumda bulunmadı.

SABAH

YORUMLAR 1
  • mevhibe inal 12 yıl önce Şikayet Et
    İlaç endüstrisi... İlaç şirketleri araştırma ve geliştirmeye ayırdığı paranın 2 mislini Tanıtım için harcıyor deniyor. Pazarlama ve lobbycilik için harcanan dolarlar..tıp bilimini, tıbbi yayınları ve hükümet politikalarını etkilemek ve kontrol etmek için kullanılıyor deniyor. Aşırı güçlenen, şeffaf ve açık olmayan ilaç endüstrisi kimsenin soru sormasına, alternatif ilaç ve tedavilere tahammül edemiyor ve karşısına çıkanı yok etmeye çalışıyor deniyor. Yine de kendi ülkelerinde bunlarla mücadele eden, tekelcilik karşıtı doğa ve doğal sevdalısı insanlar var..
    Cevapla