Babacan'dan bankalara 'gemi' uyarısı

Bakan Babacan 2. Saraybosna İş Forumu'na hareketinden önce soruları cevapladı. Bankalar için 'herkes Türkiye'nin gemisinde herkes yasalara uymakla mükellef' dedi

Babacan'dan bankalara 'gemi' uyarısı
Babacan'dan bankalara 'gemi' uyarısı
GİRİŞ 06.04.2011 15:26 GÜNCELLEME 06.04.2011 15:26

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bankalarla ilişkiler ve bankacılık düzenlemeleriyle ilgili olarak, ''Bankalar Birliği önemli bir kurum, bir sivil oluşumdur.  Bunun yanında şunu da unutmamak lazım ki, kamu kuruluşlarımızın düzenleme, denetleme yetkisi görevi vardır. Bu bir anayasal görevdir, yasal görevdir. Bankacılıkla ilgili düzenlemeler yapacak kurumlarımız bellidir, kuralı koyan otoritelerimiz vardır. Bankalarımız bu düzenlemelere uymakla mükelleftir'' şeklinde konuştu.

Babacan, ''Bizim herhangi bir banka genel müdürüyle ya da Bankalar Birliği başkanıyla polemik anlamına gelecek böyle karşılıklı basın üzerinden görüşmek gibi bir usulümüz, pozisyonumuz yok'' dedi.

Devlet Bakanı Babacan, 2. Saraybosna İş Forumu'na katılmak üzere Bosna Hersek'e hareketinden önce havaalimanında düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Babacan, bir gazetecinin, Hükümete, bazı konularda Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkarma yetkisi veren yasa tasarısının TBMM'de kabul edildiğini hatırlatarak, ''bu çerçevede atılacak adımlar içinde Ekonomi Bakanlığının kurulmasının söz konusu olduğu, bunun için nasıl bir yapı öngörüldüğünü'' sorması üzerine, söz konusu yasal düzenlemenin cumhurbaşkanının onayına sunulacağını, cumhurbaşkanının onayından sonra da bakanlar kurulu kararıyla bir kanun hükmünde kararnamenin düzenleneceğini söyledi.

Şu andaki yasal düzenlemenin sadece bu konuda hükümete bir yetki verdiğini, bunun ötesindeki detayların ise kararname ile belirleneceğini ifade eden Babacan, ''Bizim 2001 parti programımıza, 2002 seçim beyannamemize bakarsanız bir Ekonomi Bakanlığının kurulması aşağı yukarı 9-10 yıllık bir tasarımız, gerçekleştirmeyi arzu ettiğimiz bir konu.

Sadece Ekonomi Bakanlığı değil aynı zamanda sosyal hizmetlerle ilgili bir bakanlık söz konusu. Sosyal konuların, ekonomik politikaların koordinasyonu bu yeni yapılanmayla bir miktar daha kolaylaşacak diye düşünüyorum'' dedi.

Babacan, ancak detayların bu kanun çıktıktan sonra düzenlenecek Bakanlar Kurulu kararıyla oluşacağını yineledi.

''KURALI KOYAN OTORİTELERİMİZ VARDIR''

Babacan, ''eski İş Bankası Genel Müdürü ve Bankalar Birliği Başkanı Ersin Özince görevlerinden ayrılırken, mart ayı başındaki bankalara yönelik tedbirler konusundaki sözlerinize yanıt niteliğinde açıklamalar yaptı. Bütün bu istifa süreci bu açıklama ekseninde değerlendirildi. Siz nasıl bakıyorsunuz?'' sorusu üzerine, herhangi bir banka genel müdürü ya da Bankalar Birliği Başkanı ile polemik anlamına gelecek, karşılıklı basın üzerinden görüşmek gibi bir usulleri, pozisyonları olmadığını söyledi.

Bankacılarla her şeyi görüştüklerini vurgulayan Babacan, şöyle devam etti:

''Pek çok banka müdürü tek tek ziyarete gelirler, onlarla istişaremizi yaparız. Gerekirse biz davet ederiz, banka genel müdürlerimizle sektörün gidişatını inceleriz.

Bankalar Birliği biliyorsunuz önemli bir kurum, bir sivil oluşumdur. Ancak öte yandan, konuların hepsi çok detaylı bir şekilde aramızda görüşülür, konuşulur, her şey değerlendirilir.

Bunun yanında şunu da unutmamak lazım ki devletimiz, ilgili otoritelerimiz, kamu kuruluşlarımızın düzenleme, denetleme yetkisi görevi vardır.

Bu bir anayasal görevdir, yasal görevdir. Bankacılıkla ilgili düzenlemeler yapacak kurumlarımız bellidir, kuralı koyan otoritelerimiz vardır. Bankalarımız bu düzenlemelere uymakla mükelleftir.

Bu düzenleme konusunda da çok geniş yetkiler vardır. Kurumlarımız, 'ister Merkez Bankası, ister BDDK, ister Hazine' deyin. Bakanlar Kurulunun gerekirse yapacağı işler, adımlar vardır.

Daha olmadı yeni kanunlar bile çıkarılabilir bu konularda. Bizim arzumuz, beklentimiz bütün bankalarımızın, uygulamakta olduğumuz makro ekonomik program ve hedefler çerçevesinde işleri yürütmeleri.

Hiç kimse aynı gemide olup, 'bu geminin selameti beni ilgilendirmez, bu geminin üzerindeki alış verişimde nasıl para kazanırım, gemi batmış çıkmış, geminin altında delik varmış bu beni ilgilendirmez' diyemez.

Onun için bankalarımız, bütün reel sektör kuruluşlarımız, Türkiye'de faaliyet gösteren herkes Türkiye Cumhuriyeti gemisinde seyretmekte. Bunun makro ekonomik istikrarıyla alakalı sorumluluğu da bizim üzerimizde.''

Beklentilerinin, tüm bankalardan, uygulanmakta olan makro ekonomik politikalara ve konulmuş olan kurallara harfiyen uymaları olduğunu ifade eden Babacan, ''Bu kurallar, çizilmiş olan çerçeve içerisinde tabii ki mümkün olduğunca serbest rekabet ortamını da biz görmek istiyoruz bankalarımız arasında.

Çünkü devlet bir yandan düzenleme çerçevesini çizer ama o çerçeve içerisinde de hizmet yarışı olmalıdır. Daha iyi hizmeti daha uygun şartlarda vatandaşlarımıza, iş dünyamıza sağlayacak iyi bir rekabet ortamını da bankalarımız arasında görmek istiyoruz. Bu, dünyanın bütün gelişmiş ülkelerinde böyledir. Türkiye'de de böyle olması gerekmektedir'' dedi.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, kredilerin sıkılaştırılması konusunda, ''BDDK zaten önlemler aldı, eğer gerekirse ilave tedbirler BDDK tarafından alınabilir, gerekirse Hazine burada başka işler yapabilir'' dedi.

Kurumlar arasında herhangi bir uyumsuzluğun bulunmadığını vurgulayan Babacan, tam tersine güçlü bir koordinasyonun bulunduğunu, kurumların aynı hedefe, aynı amaca yönelik işlem yaptığını kaydetti.

Babacan, Saraybosna'da bu yıl ikincisi düzenlenen ve Anadolu Ajansı'nın medya sponsoru olarak destek verdiği, ''2. Saraybosna İş Forumu'' toplantılarına katılmak üzere Bosna Hersek'e hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda basın toplantısı düzenledi ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bakan Babacan, Bosna'daki temaslarına ilişkin bilgi verirken, program için kendisine Dışişleri ve Hazine Müsteşarlığından yetkililerin eşlik edeceğini, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun de beraberindeki heyette yer alacağını söyledi.

Bosna Hersek'in, Balkanların tam merkezinde, Balkanların istikrarı ve güvenliğiyle ilgili kilit konuma sahip bir ülke olduğuna işaret eden Babacan, Bosna Hersek'in istikrarını, bağımsızlığını toprak bütünlüğünü son derece önemsediklerini ifade etti.

Bakan Babacan, ''kurmuş olduğumuz güçlü mekanizmalarla Bosna Hersek-Türkiye-Sırbistan, Bosna Hersek-Türkiye-Hırvatistan mekanizmalarıyla, Bosna-Hersek'in istikrarını ve oradaki siyasi gelişmelerin mümkün olduğunca sıhhatli bir şekilde gitmesine destek veriyoruz, katkı veriyoruz'' dedi.

Bosna-Hersek'in, Nato'nun üyelik eylem planına kabul edilmesiyle ilgili geçen sene çok yoğun çabalarının olduğunu, böylece Nato sürecine Bosna-Hersek'in de katıldığını anlatan Babacan, bundan sonraki gelişmelerin ülkenin kendi iç reformlarıyla alakalı olacağını belirtti.

Babacan, bir yandan siyasi reformların, bir yandan da ekonomik reformların Bosna-Hersek'in istikrarı için, ülke halkının refahı için son derece önemli olacağını vurguladı.

Ali Babacan, Saraybosna'daki temasları sırasında ayrıca, 2. Saraybosna İş Forumuna katıldıktan sonra Bosna Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyesi Bakir İzzetbegoviç ile ikili görüşme yapacağını, ardından Bosna Hersek Dışişleri ve Maliye Bakanları ile görüşmelerde bulunacağını bildirdi.

Görüşmelerde, iki ülke arasındaki ikili ilişkileri ele alacaklarını ifade eden Babacan, Türkiye ile Bosna Hersek'in beraberce yer aldığı uluslararası kuruluşlardaki işbirliğini de gözden geçireceklerini anlattı.

Babacan, özellikle Avrupa Yatırım ve Yeniden Yapılandırma Bankasında, IMF ve Dünya Bankasında Bosna Hersek'le olan işbirliğini daha da geliştirmek istediklerini sözlerine ekledi.

YENİDEN YAPILANDIRMA RAKAMI

Daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bakan Babacan, yeniden yapılandırma başvuru süresinin bitmesine az kaldığı hatırlatılarak, gelirlerden memnun olunup olunmadığının sorulması üzerine, kamu alacaklarının yeniden yapılandırılmasıyla ilgili düzenlemenin oldukça kapsamlı olduğunu kaydetti.

Bu düzenlemeden ne kadarlık gelir beklediklerini hükümet olarak açıklamadıklarını, resmi tutumlarının bu şekilde olduğunu hatırlatan Babacan, bütçeyi yaparken de buradan herhangi bir gelir gelmeyecekmiş gibi bir bütçe yaptıklarını ifade etti.

Dolayısıyla yeniden yapılandırmadan ne kadar gelir sağlanırsa, bunun plana programa ilave bir gelir anlamına geleceğini anlatan Babacan, şöyle devam etti:

''Başvurular devam ediyor, henüz bir süre daha var. Fakat bu tür düzenlemelerde özellikle son bir iki hafta başvuralar yoğunlaşır, geleneksel olarak son güne kadar maalesef beklenilir.

Düzenlenmenin son gününe kadar bekleyeceğiz. Burada sadece Gelir İdaremiz muhatap değil, Sosyal Güvenlik Kurumu, belediyeler... Alacaklı pozisyonda olan çok kurum var.

Doğalgazdan tutun da elektrik paralarına kadar, odaların aidat ücreti alacağına kadar çok geniş bir kapsam var. Dolayısıyla bütün bu verilerin toplanması, toplamda kaç kişi başvurmuş, ne kadarlık tahsilat öngörülüyor buna bakılması gerekiyor.''

Toplam yeniden yapılandırılan miktarın da ölçü olmadığına dikkati çeken Babacan, geçmiş tecrübelerinden, eğer ödeme peşin yapılmadıysa takside bağlandıysa bazen yeniden yapılandırma için müracaatın yapıldığını ilk taksidin ödendiğini ondan sonra ödemelerin gerisinin gelmediğini görebildiklerini anlattı.

Babacan, ''dolayısıyla toplam yeniden yapılandırılan rakamdan öte her ay bizim kasamıza giren rakama bakmak gerekiyor.

Ancak kasamıza o tahsilat girdikten sonra (tamam, bu tahsilatı yaptık, bu gelirle ne yapacağız) diye onun hesabını yapmamız gerekiyor'' diye konuştu.

Yeniden yapılandırma rakamının bütçe geliri anlamına gelmediğine, 36 aya kadar taksitlerin söz konusu olduğuna işaret eden Babacan, taksitlendirmenin son gününe kadar fiili tahsilata bakmak gerektiğini söyledi.

KREDİLERİN SIKILAŞTIRILMASI KONUSU

Merkez Bankasının, kredilerin sıkılaştırılması konusundaki kararına ilişkin yalnız bırakıldığı yönünde eleştiriler bulunduğunun belirtilmesi üzerine de Babacan, Merkez Bankasının uygulamakta olduğu finansal istikrarla ilgili bütün işlemlerin, finansal istikrar adına alınan bütün önlemlerin ilgili kuruluşlarla bir koordinasyon içerisinde yürütüldüğünü vurguladı.

Bugüne kadar alınan bütün kararların aynı hedefe, aynı sonuca yönelik kararlar olduğuna işaret eden Babacan, şöyle devam etti:

''Bundan sonraki dönemde de böyle olamaya devam edecek. BDDK zaten önlemler aldı, eğer gerekirse ilave tedbirler BDDK tarafından alınabilir, gerekirse Hazine burada başka işler yapabilir. Burada bizim kurumlarımız arasında herhangi bir uyumsuzluk söz konusu değil. Tam tersine güçlü bir koordinasyon söz konusu ve tüm kurumlarımızın aynı hedefe aynı amaca yönelik bir işlem yapması söz konusu.

Elde her türlü enstrüman var, kurumlarımızın elinde her türlü imkan var. Hedeflerimize ulaşmak için gerekli bütün adımlar atılacaktır, tabii gerekirse atılacaktır. Bankacılıkla ilgili bütün gelişmeler hafta hafta izleniyor her hafta raporlar yayınlanıyor. Bütün bu gelişmelere bakarak iç ve dış diğer gelişmelere bakılarak kararlar alınıyor.''

Şu ana kadar alınan kararların isabetli kararlar olduğunu, kurumların zamanında ve doğru adımlar attığını vurgulayan Babacan, bundan sonraki dönemde de eğer gerekirse bu tür adımların gelebileceğini, gerekmezse de bir süre izlenebileceğini kaydetti.

Babacan, hafta hafta gelişmeleri izleyip, buna göre uygulamalarını yönlendireceklerini bildirdi.

MERKEZ BANKASI BAŞKANININ SEÇİMİ

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Babacan, Merkez Bankası Başkanlığı seçimine ilişkin bir soruya yanıt verirken, Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'ın görev süresinin 18 Nisan'da dolacağını ve ilgili mevzuata göre, görev süresinin uzatılması ya da tekrar bir dönem daha atanmasının mümkün olmadığını hatırlattı.

Babacan, ''Dolayısıyla sayın Yılmaz'dan sonraki Merkez Bankası Başkanımızın ismini biz günü gelince, kararlar verilince açıklayacağız'' dedi.

KAYNAK: AA