İkisi birden vurdu! Tüm dünya tedirgin! Tarihin en sert düşüşü...

Düşük büyüme, düşük enflasyon ve sınırlı politika hareket alanının olduğu cari ekonomik ortam küresel ekonomiyi negatif gelişmelere karşı daha kırılgan hale getirirken, pandemi olarak ilan edilen yeni tip corona virüs (Kovid-19) salgınına petrol savaşlarının da eklenmesi durgunluk endişelerini artırdı.

İkisi birden vurdu! Tüm dünya tedirgin! Tarihin en sert düşüşü...
İkisi birden vurdu! Tüm dünya tedirgin! Tarihin en sert düşüşü...
GİRİŞ 15.03.2020 16:12 GÜNCELLEME 15.03.2020 16:35
Bu Habere 31 Yorum Yapılmış

Çin'in Hubey eyaletine bağlı Vuhan kentinde ortaya çıkan Kovid-19'un dünya genelinde bulaştığı kişi sayısı 135 bine yaklaştı. Her ne kadar Çin'de görülen vaka sayısı azalsa da salgının ABD ve  Avrupa'da giderek yaygınlaşması konunun ciddiyetini ortaya koyarken, şimdiye  kadar hem hükumetler hem de merkez bankalarının aldığı tedbirler, küresel  ekonomideki panik havasını dağıtamadı.

Salgını önlemek için yapılan her harcamanın ileriye dönük bütçede  sıkılaşma riskini doğurması, halihazırda manevra alanı daralan hükumetleri ve  merkez bankalarını zora sokuyor. Diğer taraftan salgından etkilenen bireylerin  harcamalarının azalması da iç talepte düşüş sorununu beraberinde getiriyor.

Kovid-19 sonrası hükümetlerin koruyucu ekipman, tarama, tanı testleri  ve hastane kapasitelerini artırıcı yöndeki sağlık alanındaki harcamaları bütçede  ek yük oluştururken, başta turizm ve hava yolu sektörü olmak üzere ticari  faaliyetleri etkilenen ve likidite sıkıntısı çeken şirketlerin destek verilmemesi  halinde batma ihtimalinden söz ediliyor.

Ülkelerin gerek kendi içinde gerekse diğer ülkelerle gerçekleştirdiği  ekonomik faaliyette gözlenen bu daralma, azalan turizm gelirleri ve emtia bazlı  ihracat gelirlerindeki potansiyel düşüşle birleştiğinde sermaye piyasalarında da  kayıpların derinleşmesi kaçınılmaz oldu.

 

Altın fiyatlarını koronavirüs vurdu! Altın sert düştü


TARİHİN EN SERT DÜŞÜŞÜ YAŞANDI

Ticaret savaşının ardından yorgun düşen piyasalar, Kovid-19 salgını ve  petrol şokunun ardından gelişen sermaye girişlerinde ani duruş riski ile tarihin  en sert düşüşünü yaşadı. Bu gibi durumlarda güvenli liman olarak görülen "altın" gibi varlıklarda da likidite endişeleriyle sert değer kaybı görüldü.

Sadece bu hafta, Rusya'da RTS endeksi yüzde 23'ün üzerinde düşüş  yaşarken, Almanya, Fransa ve İngiltere başta olmak üzere Avrupa borsalarında da  kayıplar yüzde 20'nin üzerinde gerçekleşti. ABD'de borsalarında ise tarihin en  hızlı düşüşleri görüldü ve Dow Jones, S&P 500 ve Nasdaq endekslerinde ortalama  yüzde 18 kayıp yaşandı.

Uluslararası piyasalarda altının onsu geçen haftaki yüzde 5,2'lik  kazancını geri verirken, Aralık 2012'den bu yana en yüksek seviye olan 1.700  dolardan düşüşe geçti ve yeniden 1.600 doların altına indi.

Brent petrolün varil fiyatı ise ocakta yüzde 15, şubatta yüzde 11,1  gerilemesinin ardından mart ayında tarihinin en sert düşüşlerinden birini  kaydetti. Fiyatlar, 9 Mart'ta tarihin en sert düşüşlerinden birini kaydederek  31,1 dolara kadar gerilerken, 13 Mart itibarıyla aylık bazda da yüzde 30'un  üzerinde azalışla 33-34 dolar bandında bulunuyor.

FED YETERSİZ KALDI, TRUMP DEVREYE GİRDİ

Merkez bankalarının corona virüs ve petrol şoku ile sarsılan piyasalara  ilk likidite müdahalesi, virüsün ortaya çıktığı Çin'den geldi.

Çin Merkez Bankası (PBoC), piyasalardaki panik havasını dağıtmak için  devreye girerek, piyasaya önce 1,2 trilyon yuan likidite enjekte etti, 7 ve 14  günlük ters repo faiz oranlarında da indirime gitti. Banka daha sonra piyasaya  400 milyar yuanlık daha likidite sağladı. PBoC, 1 yıl vadeli faizi 10 baz puan, 5  yıl vadeli faizi ise 5 baz puan indirerek sırasıyla yüzde 4,05 ve yüzde 4,75'e  düşüren banka, son olarak zorunlu karşılıkları da bazı bankalar özelinde 0,5 baz  puan azaltarak yüzde 1'e çekti.

Virüsün Avrupa ve ABD'ye yayılarak küresel ticarette milyar dolarları  aşan kayıplara neden olacağı beklentilerinin artması sonrasında ABD Merkez  Bankası (Fed) ve Avrupa Merkez Bankası'ndan (ECB) da birbiri ardından açıklamalar  geldi.

Fed, 17-18 Mart'taki Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısı öncesi,  politika faiz oranını 3 Mart'ta 50 baz puan indirerek yüzde 1-1,25 aralığına  çekti. Söz konusu karar, FOMC'un 2008 küresel krizinden bu yana ilk kez planlı  toplantıları öncesi aldığı faiz kararı oldu.

Faiz indirimine karşın piyasalardaki oynaklığın artması ve kayıpların  derinleşmesi üzerine New York Fed, Kovid-19 salgını nedeniyle olağandışı  dalgalanmaların görüldüğü piyasalara toplam 1,5 trilyon dolarlık likidite  vereceğini açıkladı. Banka, 12 Mart'ta gerçekleştirdiği 3 ay vadeli repo  işlemiyle piyasaya 500 milyar dolarlık likidite sağlarken, cuma günü de 3 ay ve 1  ay vadeli 2 repo işlemiyle piyasaya 500'er milyar dolarlık likidite enjeksiyonu  yapılacağını bildirdi.

Fed'in hamlelerinin piyasalardaki düşüşe yeterince engel olamaması  sonrası, ABD Başkanı Donald Trump ulusal acil durum ilan ederken, salgınla  mücadele kapsamında 50 milyar dolara kadar fonun erişime açılacağını duyurdu.

GÖZLER JAPONYA MERKEZ BANKASI'NDA

Dünya Sağlık Örgütü tarafından Kovid-19 salgınının yeni merkezi olarak  ilan edilen Avrupa'da, ECB faizlerde herhangi bir değişim yapmamasına karşın, yıl  sonuna kadar geçici 120 milyar euroluk ek varlık alımı planladığını ve Euro Bölgesi finansal sistemine destek için geçici uzun vadeli refinansman  operasyonları (LTRO) sağlanacağı duyurdu.

ECB Başkanı Christine Lagarde, faizlerde alt sınırda olunmadığı ve  ihtiyaç duyulduğunda indirime gidileceğini de vurgularken, "Virüs üretimi  yavaşlatacak, talebi azaltacak. İddialı ve koordineli mali politika yanıtına  ihtiyaç var." ifadeleri ile konunun politika yönlendirmesi açısından takip  edileceği mesajını verdi.

Öte yandan İngiltere Merkez Bankası (BoE), olağanüstü toplantıyla, politika faiz oranını 50 baz puan indirerek yüzde 0,25'e düşürdü.

Japonya Merkez Bankası (BoJ) ise henüz bir aksiyon almamasına karşın, 18-19 Mart'ta gerçekleştirdiği toplantıda piyasa operasyonları ile uzun vadeli  kıymetleri kullanarak bol likidite sağlayacakları sinyalini verdi.
 

Petrol devleri 1 haftada 495 milyar dolar kaybetti


FAİZ SİLAHI ÇEKİLDİ

Büyük merkez bankalarını takiben gelişmekte olan ülkelerin birçoğunun  da düşük faiz politikasına hızlı bir geçiş yaptığı görülürken, yıl başından bu  yana 30'u aşkın ülke merkez bankası faiz silahını çekti.


Analistler, Büyük Buhran ve 2008 finansal krizinin ardından dünya  çapında hem arz hem de talep baskılarının sonucu yeni bir durgunluk riski ile  karşı karşıya kalındığına işaret ederek, cephanesi ve faiz manevrası azalan  merkez bankalarının parasal genişlemeye adım adım ilerlediğini belirtiyor.

BÜTÇE DENGESİZLİĞİ BORÇLANMANIN YOLUNU AÇABİLİR

Ekonomileri büyük ölçüde enerji ihracatına bağımlı ülkelerin bütçelerini dengede tutabilmeleri için küresel piyasalarda petrol fiyatlarının belirli bir seviyenin altına düşmemesi önem taşıyor.

Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) 2020 öngörülerine göre, bütçenin dengede kalabilmesi için petrolün varil fiyatının Suudi Arabistan için 78,3 dolar, İran için 124,4 dolar, Irak için 59 dolar ve Rusya için 49,2 dolar seviyesinde olması gerekiyor.

Söz konusu rakamlar, düşük petrol fiyatlarına en uzun süre  dayanabilecek ülkenin Rusya olduğunu teyit ederken, bu noktada ülkelerin rezerv  politikası ve mevcut miktarlar da dayanabilme gücü açısından önemli bir unsur  olarak öne çıkıyor.

Analistler, piyasalardaki oynaklık ve hükümetlerin giderek azalan  gelirlerine karşın giderlerindeki artışın, döviz giriş ve çıkışları arasındaki  uyumsuzluğa karşı koymak için acil bir ödeme dengesi ihtiyacına yol açabileceğini  vurguluyor.

Bunun bir sonucu olarak, ülkelerin Uluslararası Para Fonu (IMF) gibi  kurumlara başvuruları da gündeme gelebiliyor. Zira geçen hafta İran, Kovid-19 ile  mücadelede kullanılmak üzere 5 milyar dolar kredi talep etti.

IMF'nin blogunda yayımlanan ve Martin Mühleisen tarafından kaleme  alınan bir yazıda, corona virüs salgınının tetiklediği ciddi bir gerileme  durumunda, ilk tepki olarak IMF'nin gelişen ve gelişmekte olan ülkelere fon  sağlamak için 50 milyar dolara kadar acil durum finansmanı sağlayabileceğinin  tahmin edildiği, düşük gelirli ülkelerin bu miktarın yaklaşık 10 milyar  dolarından yararlanabileceği belirtildi. Yazıda ayrıca, acil durumun ötesinde üyelerin IMF'nin kota ve borçlanma kaynaklarından yaklaşık 1 trilyon dolarlık savaş sandığından yararlanabileceği vurgulandı.

 

 

KAYNAK: AA
YORUMLAR 31
  • kanka44 4 yıl önce Şikayet Et
    Beter olsunlar dünyayı yedi bitirdiler zengin geçinen kapitalistler.
    Cevapla
  • MEHMET 4 yıl önce Şikayet Et
    Petrolün varil fiyatı yarı yarıya düştü bizdede aynı şekilde neden düşmüyor yakıt fiyatları
    Cevapla
  • sederi 4 yıl önce Şikayet Et
    piyasayı emperyalistler şişiriyor, kağıdın doların euronun değeri kalmadı acil altına yönelin
    Cevapla
  • adnan 4 yıl önce Şikayet Et
    Altını kim kontrol ediyor.Ons'u dolar olarak fiyatlanmıyor mu?
    Cevapla
  • 6363 4 yıl önce Şikayet Et
    Dolar ve auro da düşüş olacak abd nin ekonomi batmış avrupa nın ekonomosi batmış insanlar neye yatırım yapacağını bilmiyor.
    Cevapla
  • Hasan huseyin 4 yıl önce Şikayet Et
    Kolonyaya yatirim sart
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle