Bu dereceyi hak etmiyoruz

DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, Türkiye'nin; borcunun yüzde 80'ini ödemeyen, kalanını 35 sene vadelerle uzatan Yunanistan ile aynı derecede olmasının adil olmadığını söyledi. Ateş, "Borcunu ödeyen ve ödemeyeni aynı kefeye koymamak lazım. Türkiye'nin hak etmediği bir dereceyle uğraşıyoruz" dedi.

Bu dereceyi hak etmiyoruz
Bu dereceyi hak etmiyoruz
GİRİŞ 02.12.2019 09:11 GÜNCELLEME 02.12.2019 09:30

Kredi derecelendirme kuruluşlarının sağlam bir dayanak olmadan Türkiye'nin notunun düşürülmesine tepki gösteren DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları tarafından Türkiye'nin kredi notunun yatırım yapılabilir derecenin 4 puan altında bulunduğunu söyledi. 9. Uluslararası Resort Turizm Kongresi öncesi düzenlenen toplantıda sorularımızı yanıtlayan Ateş, "Ufacık bir Sırbistan ekonomisini ele alın; sanayi çeşidi vesaire olarak hiçbir şey yok ama yatırım derecesinin 1 puan altında. Türkiye'nin; borcunun yüzde 80'ini ödemeyen, kalanını 35 sene vadelerle uzatan Yunanistan ile aynı derecede olması da adil değil gibi geliyor. Borcunu ödeyen ve ödemeyeni aynı kefeye koymamak lazım. Bana göre adil değil. Türkiye'nin hak etmediği bir dereceyle uğraşıyoruz" dedi.

 

 

EN ÖNEMLİ MESELE İSTİHDAM

Ülkeye katma değer sağlayan firmaların yaşatılması gerektiğine işaret eden Ateş, "Borçların ödeme imkanları doğrultusunda uzun vadeye yayılması hem onların ekonomiye katma değerini artıracaktır hem de istihdamı koruyacaktır ki Türkiye'nin en önemli meselesi büyüme ve istihdamdır. Şu anda yapılandırmanın olabildiğince sağlıklı yapılabilmesi için bütün bankalar çalışıyor. Faizlerin düşmüş olması da hem firmaların hem bankaların işini kolaylaştırıyor. Ayrıca, yeniden yapılandırma kanununun getirdiği önemli avantajlar da var" diye konuştu.

 

 

Ateş, Türkiye'nin risk primi düştükçe ve kredi notu arttıkça sendikasyon ve yurt dışı borçlanma faizlerinin otomatik olarak düştüğünü söyleyerek, "Önümüzdeki hafta sendikasyonumuzu kapatıyoruz. 6 yıl sonra tekrar toptan borçlanma pazarlarından çok güzel bir neticeyle karşınızda olacağız. Bütün işlemlerimiz tamamlandı. Dünyanın dört bir yanından talep oldu. İhtiyacımız kadarını alacağız" bilgisini paylaştı.

12 TRİLYON DOLAR NEGATİF FAİZDE

Hakan Ateş, dünya genelinde tedavüldeki tahvil tutarının 55 trilyon dolar ve bunun 12,5 trilyon dolarının negatif faizde olduğunu belirterek, "Bunlar uzun dönemli tahviller. Ama bu getirisizlik insanların canına tak etti. Onun için gelişmekte olan pazarlara ciddi bir para akışı var. Türkiye, daha önce bundan 70 milyar doların üzerinde yararlanırken şimdi bu miktar 25-30 milyar dolarlara düştü. Bu para girişlerine ihtiyaç var. Çünkü bizim tasarruf miktarımız henüz büyüme emellerimizi tam olarak karşılamıyor. O nedenle burada da yapılması gereken çok şey var" değerlendirmesinde bulundu.

BANKA KÂRLARINDA ERİME OLABİLİR

Ateş, Avrupa'daki bankaların öz varlık getirilerinin kriz döneminde yüzde 1'lere düştüğünü ve Türkiye'de banka kârlarında da bu yıl bir miktar azalma görülebileceğini belirterek, şunları kaydetti: "Büyümenin yavaşladığı ortamda işsizliğin artması doğal. İşsizliği azaltacak şey de yatırımdır. Kimin yatırım yapacağı noktasında karşımıza özel sektör ve kamu çıkıyor. Kamunun borçlanmasının GSYH'ye oranı yüzde 33’ler seviyesinde. Büyüme de olunca oradaki cep, kamu yatırımı tarafında biraz daha imkan tanıyor. Reformlara müteakip, doğru, döviz kazandıracak ve istihdam yaratacak sektörlere gitmesi ve onların önünü açması işimize yarar."