Ekonomi için önemli hamle! Türkiye avantaja çevirebilir

Son açıklanan dış ticaret rakamlarını değerlendiren Yeni Şafak yazarı Ahmet Ulusoy, döviz kurlarındaki yüksekliğin ihracatı ucuzlatmasıyla beraber yakalanan dış ticaret açığındaki önemli azalmayı, Türkiye’nin yapısal reformlarla avantaja çevirebileceğine dikkat çekti.

Ekonomi için önemli hamle! Türkiye avantaja çevirebilir
Ekonomi için önemli hamle! Türkiye avantaja çevirebilir
GİRİŞ 17.07.2019 17:25 GÜNCELLEME 17.07.2019 17:25
Bu Habere 2 Yorum Yapılmış

Üç temel nedenle ülkeler dış ticaret yaparlar.

 

 

Birincisi, ülkeler arasındaki fiyat farkları nedeniyledir. Dışarda düşük fiyatlı ürünleri ithal edip içerde fiyatları düşürme baskısıyla yapılır (son dönemde tarımsal ürün fiyatlarındaki artış karşısında fiyatları kontrol altına almak için ithalat yapılması gibi).

Diğer nedenler ise iç üretim yetersizliği ve mal farklılaşmasına (ürün çeşitliliği) gitme düşüncesidir.

 

 

Dünyada hiçbir ülke kendine yeterli değil.

Dünyada hiçbir ülke kendine yeter değil ve bir şekilde dışarıya mal ve hizmet sattıkları gibi, alırlar da.

Tamamen dışa kapalı ülkeler bile düşük düzey de de olsa dışardan mal almakta, rekabete ve dünyadaki gelişmelere kapalı bir yapıyla fakir bir toplum olarak yaşamak zorunda kalmaktadırlar (Küba ve Kuzey Kore örneği).

Açıkçası dış ticaret ülkeler için vazgeçilmezdir.

Dış ticaret fazlaları ekonomileri güçlendiren, refahı artıran bir olgu olduğu gibi; kronik dış ticaret açıkları ise ciddi şekilde ülke ekonomilerinin sıkıntıya girmesine, refah kaybına ve bağımlı bir ekonomik yapıya (krizlere) neden olmaktadır.

Bu söylediklerimiz daha çok az gelişmiş ve gelişen ülkeler için geçerlidir.

DIŞ TİCARET AÇIĞI ÖNEMLİ ÖLÇÜDE AZALMIŞ

Şimdi de son açıklanan veriler doğrultusunda Türkiye ekonomisinin dış ticaret yapısındaki gelişmeleri değerlendirelim.

Son açıklanan dış ticaret rakamlarını değerlendiren Yeni Şafak yazarı Ahmet Ulusoy, 

Burada söylememiz gereken öncelikli konu; son dönemde kurlardaki yükselişin ithalatı nispi olarak pahalı hale getirdiği ve ihracatı ucuzlattığıdır.

YAPISAL REFORM ŞART
Bu nedenle dış ticaret açıklarında önemli bir iyileşme ortaya çıkmıştır. Bu iyileşmenin kalıcı olması için bir yapısal dönüşümü de beraberinde getirmesi gerekmektedir.

2019 yılı Mayıs ayında, 2018 yılının aynı ayına göre ihracat yüzde 12,1 artmış, ithalat ise azalmıştır (yüzde 19,3).

Diğer önemli bir gösterge ise ihracatın ithalatı karşılama oranıdır. Bu oran 2000 yılında yüzde 51 iken 2018 yılı sonunda yüzde 75 ve 2019 Mayıs ayı itibariyle yüzde 89,7 seviyesine ulaşmıştır.

ARA MALI İTHALATI YÜKSEK SEVİYESİNİ KORUYOR

Sektörel açıdan bakıldığında imalat sanayii ürünlerinin ihracat içindeki payı yüzde 95 civarında. Tarım, madencilik ve diğer sektör ihracatı da yaklaşık yüzde 5.

Mayıs 2019 ithalatının içinde sermaye malı payı yüzde 11,9, ara malı yüzde 79,1 ve tüketim malı yüzde 8,7 olarak gerçekleşmiş.

Önceki yılın aynı dönemine göre ara malı ithalatının payı artmış, tüketim ve sermaye malının payı azalmıştır.

Yani dış ticaretimizde en önemli yapısal sorun olanara ve yatırım mallarının dışa bağımlılığının ikame edilme noktasında pek bir gelişme olmadığı, ara malları payının arttığı görülmüştür.

Yurtiçi üretim aramalı ithalatına bağımlı olarak varlığını sürdürmüş ve yeni yatırım olmadığından sermaye malı ithalatı, satın alma gücü azaldığından da tüketim malı ithalatı, düşmüştür.

YAPISAL DÖNÜŞÜM İŞARETİ YOK

Dış ticaretimizi nitelik açısından irdeleyelim biraz.

Burada en önemli gösterge ihraç edilen sanayi ürünlerinde teknoloji seviyesidir.

İmalat sanayii ürünleri için yüksek, orta ve düşük teknolojili ürünler olarak üçlü gruplandırma yapılmaktadır.

Toplamda bir önceki yıla göre artan ihracatı teknoloji seviyesine göre değerlendirildiğimizde, Mayıs 2018 yılında yüksek teknolojili ürünler 550 milyon dolar iken, Mayıs 2019 tarihinde 519 milyon dolara gerilemiştir (hem mutlak değer hem de oran olarak azalma olmuş). Bu oran toplam içinde yüzde 3,4’lük bir pay anlamına gelmektedir.

Orta yüksek, orta düşük ve düşük teknolojili ürünler ihracatında ise artış gerçekleşmiştir.

İhracat artışına karşılık yüksek teknolojili ürün ihracatında artış olmaması, ihracatta yapısal dönüşüm yönünde bir gelişme olmadığını, sadece fiyat avantajıyla toplam ihracat gelirinin arttığını göstermektedir.

Oysa, sürdürülebilir bir ihracat artışı sağlamanın ve orta gelir tuzağından kurtulmanın yolu ihracat artışı yanında yüksek teknolojili ürünlerin payını da artırmaktan geçmektedir (payı kısa sürede yüzde5’in üzerine çıkarmaktır).

YÜKSEK TEKNOLOJİLİ ÜRÜN İTHAL EDİYORUZ

İthalatın yapısına baktığımızda ise; 2019 Mayıs ayında yüksek teknolojili ürünlerin toplam ithalat içindeki payı yüzde 15 olarak gerçekleşmiştir.

İthalatımız içinde en yüksek payı orta yüksek teknolojili ürünler, onu da sırasıyla orta düşük ve düşük teknolojili ürünler izlemektedir.

Bu veriler ışığında ağırlıklı olarak yüksek teknolojili ürünler ithal ettiğimizi, buna karşılık nispeten düşük teknoloji ürünlerin ihracat içindeki ağırlığını koruduğu söylenebilir.

İHRACATTA BİRİM DEĞER ENDEKSİ AZALMIŞ

Dış ticareti niteliğiyle ilgili bir başka gösterge de birim değer ve miktar endeksleridir. Mayıs 2019 itibariyle ihracatta toplam değer olarak artış olmasına rağmen, birim değer endeksi yüzde 5,4 azalmıştır.

Yine ihracat miktar endeksi ise yüzde 18,4 artmıştır.

Bu veriler açık bir şekilde ihracat artışının nispi fiyatlarda yaşanan düşüş kaynaklı, daha çok miktarda mal satarak gerçekleştirildiğini,niteliksel (yapışa) bir gelişme olmadığını göstermektedir.

ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞBİRLİĞİ AYAĞI SAKAT

İleri teknolojili yeni ürün geliştiren, yüksek kalite yakalayan, en uygun maliyetlerde üreten (birim maliyetleri minimize edebilen) rekabetçi ekonomiler ancak hızla gelişebilecektir.

Türkiye’nin 2023 ve sonrası ihracat hedeflerini gerçekleştirmesi ve ihracatı ekonomiyi sürükleyecek bir yapıya kavuşturması yüksek teknolojili ürün üretmesi ve ihraç etmesine bağlıdır.

Bunun en önemli ayağı üniversite-sanayi işbirlikleri olması gerekirken, bu süreci somut adımlarla destekleyecek kamu politikaları uygulamaya konulmalıdır.

Doğrusu üniversite-sanayi işbirliği ayağının, nihai çıktılara bakıldığında, iyi işlemediği görülmektedir.

YORUMLAR 2
  • der 4 yıl önce Şikayet Et
    Durum çok kötüye benziyor AKP iğneden ipliğe zam yapıyor bu da resmen hazinenin tükendiğini gösteriyor
    Cevapla
  • kenan 4 yıl önce Şikayet Et
    bazı üniversiteler bilim değil sorun ürettikçe ülke gelişemez. abd nin ankara üssü gibi çalışan adı malum üniversitedeki teröristik olaylara bakın
    Cevapla