Yıllıklandırılmış cari açık yaklaşık 9 yılın en düşüğünde

Türkiye'nin yıllıklandırılmış cari açığı ocakta 21 milyar 592 milyar dolar ile yaklaşık 9 yılın en düşük seviyesinde geriledi.

Yıllıklandırılmış cari açık yaklaşık 9 yılın en düşüğünde
Yıllıklandırılmış cari açık yaklaşık 9 yılın en düşüğünde
GİRİŞ 11.03.2019 13:39 GÜNCELLEME 11.03.2019 13:39

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından bugün açıklanan Ocak 2019 dönemine ilişkin ödemeler dengesi verilerine göre, cari işlemler açığı ocakta geçen yılın aynı ayına kıyasla 6 milyar 221 milyon dolar azalarak 813 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bunun sonucunda 12 iki aylık cari işlemler açığı 21 milyar 592 milyon dolara gerilerken bu rakam 105 ayın en düşük seviyesi olarak kayıtlara geçti.

Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan AA Finans Analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi, son on iki aylık cari açığın 21,6 milyar dolar ile belirgin gerileme gösterdiğini kaydetti.

Şubat ayı gümrük dış ticaret öncü verilerinin geçen yıla göre çok daha düşük dış açığa işaret ederek son on iki aylık cari açığın 18 milyar doların altına gerileyebileceğine işaret ettiğini bildiren Bürümcekçi şunları kaydetti:

"Ticaret Bakanlığı, her ayın ilk iş günü bir önceki aya ilişkin resmi olmayan ihracat ve ithalat verilerini açıklıyor. Söz konusu verilere göre, şubat ayında ihracat 13,6 milyar dolar ve ithalat 15,8 milyar dolar düzeyinde oluşmuş. Böylece, dış ticaret açığı 2,2 milyar dolar düzeyinde gerçekleşmiş. Bu ise, dış ticaret açığının yıllık olarak belirgin azalış göstereceği (geçen şubat 5,8 açık) anlamına geliyor."

Bürümcekçi, önceki yıl cari açığı artıran faktörlerin başında gelen enerji ticaretindeki gelişmelerin devam edip etmeyeceğinin kritik olduğunu belirterek, petrol fiyatlarındaki son dönemdeki toparlanmaya rağmen halen 2018 yılı ortalamasının (72 dolar) belirgin altında seyretmesinin cari açığı azaltıcı etkide bulunacağını söyledi.

Altın ticaretinde ise geçen yıl 8,7 milyar dolar net açık ile 2017 yılına göre 1,3 milyar dolar azalış kaydedildiğini anımsatan Bürümcekçi, bu eğilim devam edebileceğini bildirdi.

Bürümcekçi, şunları kaydetti:

"Son çeyrek milli gelir ve ilk çeyrek öncü verilerinden görüldüğü kadarı ile ekonomik aktivitenin sert bir yavaşlama içine girdiği gözlenmektedir. Bu gelişmenin, dış ticaret açığı üzerinde diğer unsurlardan daha güçlü etkide bulunacağını düşünmekteyiz. Ayrıca, AB pazarı ve genel olarak küresel çapta büyümenin 2018 yılı ilk yarısında güçlü seyretmesi ihracat açısından destekleyici olmuştu, bu bağlamda bu bölgelerden gelen yavaşlama sinyallerinin ne ölçüde ihracatı etkileyeceği takip edilecektir. Aralık-Şubat döneminde ihracat artışının çok yavaşlaması bu yönde bir sinyal olabilir. Buna karşılık, turizm gelirlerinin, turist sayısının artış eğilimini koruması ile toparlanma göstermeye devam edeceği beklenmelidir. Bu doğrultuda, 2019 yılsonu tahminimizi 16 milyar dolar açığa revize ederken, risklerin aşağı yönde devam ettiğini belirtmeliyiz."

 Avrupa ekonomilerindeki yavaşlama, ihracatta da yavaşlamaya neden oldu

 GCM Yatırım Ekonomisti Enver Erkan da ocak ayındaki dış ticaret verilerine paralel bir şekilde, cari işlemler dengesi altındaki dış ticaret dengesi kaleminde de ithalattaki güçlü çift haneli daralma ve ihracattaki zayıf tek haneli artış rakamlarının etkilerinin görüldüğünü söyledi.

İthalattaki düşüş, ithal ikamesi kaynaklı olmadığı için ekonomik durgunlukla ilintili bir görüntüye işaret ettiğini ifade eden Erkan şunları kaydetti:

"Birkaç ay önce ithalattaki güçlü düşüşe zayıf Türk lirası ve görece güçlü seyreden dış talebin de etkisiyle ihracat artışı da eşlik ediyordu. Türk lirasının yeniden değerlenmesi ve küresel ekonomilerde, özellikle Avrupa ekonomilerindeki yavaşlama, ihracatta da yavaşlamaya neden olmuştur. AB’ye ihracat, Türkiye’nin ihracatında yaklaşık yüzde 50 paya sahiptir, özellikle Almanya çok önemli bir ticaret ortağıdır. O bakımdan, Avrupa’daki yavaşlama Türkiye açısından elverişli değil. Nitekim son Avrupa Merkez Bankası (ECB) toplantısında 2019 büyüme öngörüsü yüzde 1,7'den yüzde 1,1'e düşürüldü." 

Erkan, önceki çeyreğe ek olarak, iç talepteki gibi dış talepteki yavaşlamanın ticaret dengesi ve cari işlemler dengesi üzerinde olumsuz etki yapmasını beklediklerini belirterek, negatif büyüme koşullarının hüküm sürmesini bekledikleri 2019, 1. ve 2. çeyrek  dönemlerinde büyüme hızındaki yavaşlamaya bağlı olarak cari açığın düşük kalmasını beklediklerini bildirdi.

"Dış açıkta yaşanan azalmanın ana nedeni ekonomik aktivelerde yaşanan yavaşlama"

İntegral Yatırım Araştırma Uzmanı Seda Yalçınkaya Özer, cari işlemler dengesinin ocakta piyasa beklentilerine paralel olarak 813 milyon dolar açık verdiğini anımsattı.

Dış ticaret açığının geçen yıla göre yüzde 80 azalmasının cari işlemler dengesinde etkili olduğunu ifade eden Yalçınkaya, dış açıkta yaşanan azalmanın ana nedenin ekonomik aktivelerde yaşanan yavaşlama olduğunu söyledi.

Yalçıknkaya, ödemeler dengesi ile eş zamanlı olarak açıklanan büyüme verisinde milli gelirin 784 milyar dolar olarak açıklandığını belirterek, bu rakamla cari açığın milli gelire oranın yüzde 2,7 gibi düşük bir seviyede oluştuğunu dile getirdi.

2019 yılı için büyüme aktivitelerinin ne kadar ön plana çıkarılacağı cari işlemler dengesi açısından önemli olduğunu bildiren Yalçınkaya şunları kaydetti:

"Şu anda ekonomik koşullar daralmayı gösterdiği ve talep koşulları azaldığı için cari işlemlerde dengeli bir görünüm var. Geçen yılı yüzde 2,6 büyüme ile kapattık. Ancak çeyreklik olarak yüzde 3 daralma yönünde açıklandı. 2019 yılı 3. ve 4. dönem için ekonomik büyümenin artırılması desteklenirse, biz dışarıya borçlanmaya devam eden bir tablo ortaya koymayı sürdüreceğiz. Başka bir ifadeyle, büyümenin ne şiddetle tercih edileceği dışa bağımlılığımız açısından belirleyici olacak." 

Yalçınkaya, cari işlemler dengesinde ithalattaki daralmanın en önemli gösterge olduğunu belirterek, turizm gelirlerindeki artış hizmetler dengesinin önemli katalizörü olmaya devam ettiğini bildirdi.

Şubat ayı içinde düşük bir cari açık verisi gelebileceğini ifade eden Yalçınkaya, "Finansman tarafında portföy girişlerinin hızında yavaşlama öngörüyoruz. Finansman hesabının ağırlıklı olarak sıcak para ile gerçekleşmiş olması çok olumlu değil. Yılın ikinci yarısından itibaren ekonomide beklenen canlanmanın başlaması durumunda yüzde 2,7 cari açık rakamı yükselebilir. Ancak bu oranlar içeride dövize yukarı yönlü baskı yaratacak nitelikte değil." 

KAYNAK: AA