Döviz mevduatlarındaki gizem çözüldü

Dolar kurundaki düşüşe rağmen döviz tevdiat hesaplarındaki yükselişin nedeni bir süredir merak ediliyordu. Doların zirve yaptığı Ağustos 2018'de 79,1 milyar dolara inen vatandaşın döviz hesabı o günden sonra 92.5 milyar dolara çıkarak 13.4 milyar dolar tırmandı. Vatandaşın o günden sonra sürekli düşen dövizi ucuza alma isteğinin yanı sıra bankacılar güvensizlik nedeniyle bankacılık sisteminden çıkıp kasalara ve yurtdışına götürülen paraların tekrar sisteme geri geldiğini belirtiyor.

Döviz mevduatlarındaki gizem çözüldü
Döviz mevduatlarındaki gizem çözüldü
GİRİŞ 12.02.2019 08:52 GÜNCELLEME 12.02.2019 08:52
Bu Habere 16 Yorum Yapılmış

Finans piyasalarında son günlerin ikilemi Döviz Tevdiat Hesapları'ndaki (DTH) güçlü yükselişin döviz kurunu neden yükseltmediği. Gerçek kişilerin yani vatandaşın döviz hesapları Ağustos 2018'den bu yana tam 13.4 milyar dolar, yılbaşından bu yana ise 7.2 milyar dolar arttı.

 

 

Son hafta açıklanan veriler ise 2.2 milyar dolarlık artışa işaret ediyor. Bu durum normalde vatandaşın piyasadan dolar veya Euro alıp mevduat yaptığı anlamına geldiği için piyasada döviz kurunun artması beklenirdi. Ancak görüldüğü gibi kur uzun süredir düşüş eğiliminde. Diğer yandan bir süredir Türkiye'ye para girişi olduğu da görülüyor.

Bu durumda yabancıların yüksek faizden yararlanmak için getirdiği dövizi yerlilerin satın aldığı ve kur seviyesinin böylece sabit kaldığı yani ne düştüğü ne de yükseldiği şeklinde yorumlanabilir. Ancak DTH'deki artışın yüksek olması burada daha başka gerçekleşmelerin olduğunu ortaya koyuyor. 

 

 

PARA ÖNCE GİTTİ

Bankacılar, yerli yatırımcıların döviz kuru yükseldiğinde DTH bozup düştüğünde ise döviz alıp bankada mevduat yaptığını ancak son dönemde farklı bir durumun da gerçekleştiğini ifade ediyor. Vatandaşın DTH hesaplarına bakıldığında Eylül 2017'de 95,4 milyar dolar olan DTH'ın Ağustos 2018'e kadar 16,2 milyar dolar azaldığı görülüyor.

O günden sonra yükselişe geçen DTH hesapları son dönemdeki hızlanma ile yeniden 13.4 milyar dolar arttı ve 92,5 milyar dolara zıpladı. Bankacılar 16,2 milyar dolarlık azalmada o dönemki güvensizlik nedeniyle (bir bölümü dövizini boz kampanyası nedeniyle gerçekleşti) bankalardan çekilen dövizin kasalara ve yurtdışındaki bazı hesaplara götürüldüğünü belirtiyor.

SONRA GERİ GELDİ

DTH hesaplarındaki son dönemdeki yükselişte ise bankacılara göre işte bu sürecin tersine dönmesinin etkisi büyük. Yani güvensizlik nedeniyle bankalardan çıkıp yurtdışına ve yastık altına giden dövizler uygulamaya alınan Yeni Ekonomi Programı (YEP) Merkez Bankası'nın sıkı para politikası ve ardından döviz kurundaki ateşin sönmesi ve enflasyondaki görece geri geliş ile yeniden sisteme girmeye başladı. Ancak para Türk Lirası'na dönmüyor.

Döviz olarak çıktığı sisteme yine döviz olarak gelip kalıyor. İşte bu nedenle DTH hesapları arttığı halde döviz kuru yükselmiyor veya tam tersi döviz kuru yükselmediği halde DTH artıyor. Diğer yandan ülkeye para girişi de olduğu halde bu para döviz olarak bankalara park ettiği için döviz kurunu düşürmüyor. Kur, yabancıların girişi, vatandaşın talebi, yastık altından çıkan veya yurtdışından gelen ancak Türk Lirası'na dönmeyen döviz arasına sıkışıp 5,25 civarında seyrediyor.

GÖZLER KULAKLAR ABD-ÇİN GÖRÜŞMELERİNDE

Türk Lirası'na içeride vatandaşların bu hareketleri etkilerken dışarıda ise Çin ile ABD arasındaki ticaret görüşmeleri kurun yönünü belirleyecek en önemli unsur olarak görülüyor.

Görüşmelerin olumsuz sonuçlanması halinde ticaret savaşları hızlanacağı ve bu da küresel ticareti olumsuz etkileyeceği için ihracatla büyüme politikasına sarılmış Türkiye'de Türk Lirası ve Borsa İstanbul da bundan olumsuz etkilenebilecek. Tersi ise TL ve Borsa İstanbul'un değer kazanmasını sağlayacak. Diğer yandan Merkez Bankası'nın son toplantısında tam tersi bir sinyal vermiş olmasına rağmen ani ve sert faiz indirimi beklentisinin artmasının kuru yükseltebileceği ifade ediliyor.

Politika faizi yüzde 24 olan Türkiye'de 10 yıllık tahvil faizi yüzde 14.23 ve mevduat faizleri ise yüzde 19 civarında. İşte bu nedenle Merkez'in faiz indirimi için önemli bir marjı bulunuyor. Ancak bir yandan reel sektördeki sorunlar diğer yandan yeterince aşağı gelmeyen enflasyon önemli bariyerler olarak duruyor. 

KAYNAK: HABERTÜRK
YORUMLAR 16
  • Filozof 5 yıl önce Şikayet Et
    Doları spekülasyon oyunlarla belki bir iki basamak indi çıktı yapılarak vurgun yapabilirler, o da kısa süreli.Doların pili bitmiş kim ne dersin.Abd haddinden kat kat fazla dolar bastı sürdü piyasaya.Ve ayrıca güclü devletlerin kasalarında ciddi oranda dolar rezervi mevcut.Dolar fırlar doğru ama yukarı değil yerin dibine
    Cevapla
  • Bosdolar 5 yıl önce Şikayet Et
    Abd kendini yerden yere vursa doları yukarı çıkaramaz. Bunu uzman ekonomistler çok iyi bilir.Abd boşuna başka devletlerin yeraltı kaynaklarına dadanmiyor. Vatandaşın mevduat hesabını bir kenara bırakın, büyük devletlerin kasalarındaki dolar rezerv miktarlarını görseniz aklınız tutulur.
    Cevapla
  • FAİZ BELADIR 5 yıl önce Şikayet Et
    Dolar 3 lirayken faizi sıfırlasaydık Dolar kaç lira olurdu? Sıfırlamadık şimdi kaç lira? Faizler yükselince ne oluyor gördün mü? Mesela şimdi parası olan müteahhitler paralarını faize koyup çok daha fazla kazanıyor! parası olmayan müteahhitler de faizler çok yüksek biz onu geri ödeyemeyiz deyip kredi çekmiyor, inşaat yapmıyor. SONUÇ: İnşaat sektörü ve inşaata bağlı 200 sektör kilitlendi. Bu sektörlerde çalışanlar işsiz kaldı. Yüksek faizle kredi çekmek zorunda kalan milyonlarca insan, iflas etmemek ve o faizi ödeyebilmek için çabalıyor. Yolunmak hoşunuza mı gidiyor. Madem bu kadar sıkıntı çekmeye razıyız o halde faizleri yükselterek değil düşürerek bu sıkıntıya bir kere katlanalım.
    Cevapla
  • SÖZÜM SİZE 5 yıl önce Şikayet Et
    Siyonistlerin ülkemize saldırdıkları bir zamanda ve zorunlu olmadığı halde sırf para kazanacağım diye Dolar almak savaş halindeyken düşmana mermi satmak gibidir. Sözüm sadece vatanını milletini seven ve Allah'tan korkanlar içindir.
    Cevapla
  • Yakub 5 yıl önce Şikayet Et
    Yabancı şirketleri bankaları kovun gitsinler. Hele hele içecek gıda ve elbise sektörleri devletin ve yerli milli sermayenin elinde kontrolünde olması zorunludur. Sapık inançlı faizci ticaret anlayışı bize ait değildir. Paramıza sahip çıkalım. Sadece şekerin bozulduğundan beri şeker hastası sayısı ha bire arttı. Dedik ya para benim cebimde durmalı.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle