Onların gözünde "gün ışığı" doğdu

Türk Telekom'un Engelsiz Yaşama Derneği (Ey-Der) ile birlikte yürüttüğü "Günışığı Projesi" kapsamında, "Az gören eğitimi" programına dahil olan Çağla Kıcır ve Furkan Haktanır, eğitimler sayesinde görme yetilerini artırarak hayallerine bir adım daha yaklaştı.

Onların gözünde "gün ışığı" doğdu
Onların gözünde "gün ışığı" doğdu
GİRİŞ 19.01.2019 15:40 GÜNCELLEME 19.01.2019 15:40

Günışığı Projesi, Türk Telekom ve Ey-Der tarafından hazırlanıp uygulanan, görme oranı yüzde 1 ila yüzde 10 olan ve yasal olarak "görme engelli" kabul edilen çocukların eğitsel rehabilitasyonunu içeren sosyal bir proje olarak tanımlanıyor.

Ankara'nın Altındağ ilçesindeki Muammer Şahin Ortaokulunda öğrenim gören 14 yaşındaki Çağla Kıcır ve 13 yaşındaki Furkan Haktanır, "Okulumda Günışığı Projesi" ile aldıkları eğitimler sayesinde görme yetilerini geliştirmeyi başardı. Ey-Der Yönetim Kurulu Üyesi Kemal Binici, eğitimlerle ilgili olarak AA muhabirine yaptığı açıklamada, işlevsel görme değerlendirmesi ve görme ölçümlerinin ardından çalışmalara başladıklarını söyledi. Çocukların görme alanlarının birbirinden farklı olduğunu ve az olan görme yetilerini daha iyi kullanmalarını sağlamayı amaçladıklarını belirten Binici, "Göz egzersizleri yapmaya başlıyoruz ve mutlaka spor, müzik ve görsel sanatlar gibi yan becerileri de birlikte yürütüyoruz." dedi.

Çağla, müzikal yeteneğini keşfetti

Kemal Binici, görmenin bir bütün olduğunu ve koordinasyon eksikliği olduğu takdirde sadece görme çalışmanın bir anlamı olmayacağını belirterek, şunları söyledi: "Eğitimlerde Çağla'nın müzikal yeteneği ön plana çıktı ve daha detaylı çalışmaya başladık. Çağla güzel sanatlara hazırlanıyor ve umarım kazanarak devam edecek. Furkan da aynı şekilde eğitimlerden sonra arkadaşlarıyla dışarıda futbol oynayıp daha rahat hareket edebiliyor. Amacımız, onların sosyal yaşamlarını daha iyi geçirmelerine katkı sağlamak."

Az gören çocukların işitsel motivasyonun çok daha iyi seviyelerde olduğuna dikkati çeken Binici, piyano ve ses eğitimi alan Kıcır'ın kendini geliştirmeyi başardığını belirtti. Kemal Binici, dernek merkezinde yapılan yüz yüze eğitimlerin ardından tablet bilgisayarlarla uzaktan eğitime devam edildiğini ifade ederek, "Bizim yaptığımız şey, var olan görme potansiyellerini doğru kullanmalarını sağlamak. Bu, görmede bir kas sistemi ve bu kası ne kadar iyi kullanırsanız o kadar iyi geri dönüş alırsınız." diye konuştu.

"Az görmek bence özel bir şey"

Eğitimlere katılan Çağla Kıcır, piyano çalmayı öğrendiğini ve proje sayesinde 18 punto üzerinden okuma yaparak, yazma becerisini de geliştirdiğini ifade etti. Kıcır, aile ve okul hayatında büyük bir değişim yaşadığını belirterek, şöyle devam etti: "Az görmek bence özel bir şey. Bu yüzden de beni heyecanlandırıyor. İlk başlarda insan kabullenemiyor ama sonradan alışıyorsunuz. Mesela ben az görüyorum ama yeteneklerim çok. Önemli olan da bu yetenekleri işlevsel hale getirebilmek."

Çocukluğundan bu yana müziğe ilgi duyduğunu ifade eden Çağla Kıcır, sesini geliştirmekle daha çok ilgilendiğini ve opera sanatçısı olmayı hayal ettiğini söyledi.

"İdolüm, Rus opera sanatçısı Aida Garifullina"

Kıcır, ortaokul eğitiminin ardından güzel sanatlar lisesine devam etmek istediğini belirterek, "Müzik benim aldığım nefes, yaşam tarzım diyebilirim. Çünkü her şeyi müzikle ifade edip müzikle anlatıyorum." ifadesini kullandı. Altındağ'da yapılan ses yarışmasına katılarak jüri özel ödülü aldığını belirten Çağla Kıcır, "Uluslararası genç yetenekler yarışmasına katılacağım. Hedefim çok çalışarak güzel yerlere gelmek. İdolüm, Rus opera sanatçısı Aida Garifullina. Operacıları çok seviyorum." şeklinde konuştu.

Çağla'nın okulunda öğretmen olan annesi Mine Akın Kıcır ise kızının eğitimleri sonrasında normal bir okula devam ederek başarılı olacağını düşündüklerini söyledi. Kıcır, kızıyla aynı durumda olan çocukların "hiç görmüyormuş" gibi algılandıklarını belirterek, meslektaşlarına, az gören öğrencilerini derneğe yönlendirmeleri çağrısında bulundu.    

"Hedefim, matematik öğretmeni olmak"

Eğitimlerle görme yetisini geliştiren 8'inci sınıf öğrencisi Furkan Haktanır ise arkadaşlarıyla güzel dostluklar kurduğunu ve tüm arkadaşlarının okul içinde kendisine yardımcı olduğunu söyledi. Haktanır, eğitimlerle okuldaki başarısının da arttığını ve sosyalleştiğini ifade ederek, "Ders çalışma dışında koşmak ve futbol oynamak gibi aktivitelerim de oldu. Ama ben genellikle ders çalışmak istiyorum. Eğitimlerden sonra, yürürken veya bir iş yaparken daha rahat ettim. Hedefim matematik öğretmeni olmak." dedi.

Ey-Der Yönetim Kurulu Başkanı Gönül Gürsoy da Günışığı Projesi'nin 5'inci dönemine girdiğini ve 11 ilde 50 okulda projeyi devam ettirdiklerinin altını çizerek, "Benim tek hayalim, az gören çocukların Türkiye genelinde bilinmesi ve bütün çocukların sisteme dahil edilerek bunun bir program çerçevesine uygulanabilir hale gelmesidir." değerlendirmesinde bulundu.

KAYNAK: AA