Milli ilaç projesinde geri sayım başladı

İlaçların patenti için yıllık 30 milyar lira ödeyen Türkiye’nin milli ilaç projesinde geri sayım başladı. İlk etapta kurulması planlanan Türk Sağlık Yatırımları Fonu ile ABD’de yaşayan Türk bilim insanlarının çalışmalarına yatırımlarda bulunulacak.

Milli ilaç projesinde geri sayım başladı
Milli ilaç projesinde geri sayım başladı
GİRİŞ 13.04.2018 13:44 GÜNCELLEME 13.04.2018 13:59
Bu Habere 3 Yorum Yapılmış

Stratejik alanlarda yaptığı 'millileşme' hamleleriyle dikkatleri üzerine çeken Türkiye, gerçekleştireceği milli ilaç projesiyle ilaçların patenti için yurt dışına ödenen yıllık 30 milyar liralık faturayı azaltmayı hedefliyor. İlk etapta kurulması planlanan Türk Sağlık Yatırımları Fonu ile ABD'de yaşayan Türk bilim insanlarının, patenti Türkiye'ye ait milli ilaç çalışmaları finanse edilecek.

7 FİRMA ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYACAK

 

Milli ilaç projesinin koordinasyonunu sağlamak için Başbakan'dan aldığı talimat üzerine ilaç firmalarıyla görüşen ekipte yer alan Amerikan Türk İş Geliştirme Konseyi (ATBD Council) Genel Başkanı Uğur Terzioğlu ve uzun yıllar boyunca ABD'de yaptığı çalışmalarla adından söz ettiren Türk bilim adamı Dr. Kemal Oğuz Kalafat, açıklamalarda bulundu.

Milli ilaç için birçok firma ile görüştüklerini ve bu firmaların içinden 7 tanesinin, 'Taşın altına elimizi koyarız' dediğini belirten Amerikan Türk İş Geliştirme Konseyi Genel Başkanı Uğur Terzioğlu, Başbakan ile yaptıkları görüşmeden bahsederek, "Geçen sene sonuna doğru Başbakan'ın, ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ile randevusu için biz öncü olarak gittik ve bazı sivil toplum örgütleriyle bir çalışma yaptık. O meyanda bir akşam konuşurken Türkiye'nin, Amerika'da ilim adamları, Profesörleri gibi çok ciddi temsilcileri var. Bunlar ilaç sanayiinde yeni patentler üzerine çalışıyorlar dedik. Başbakan bunun üzerine; 'Ben çok ilgileniyorum bu konuyla. Senede 28-30 milyar lira patent parası ödüyoruz. Bunu 10 milyar liraya düşürürsek büyük başarı. Ne çalışma yapmak gerekiyorsa buyurun yapın' dedi. Biz de ilaç firmalarıyla konuşmamız lazım dedik. O günden sonra da yaptığımız temasları kendisine götürüp arz ettik ve en sonunda dün Başbakan'a, 7 firmayla konuştuğumuzu söyledik. Hepsi, 'Bu yolda biz de varız. Taşın altına elimizi koyarız' dediler. Başbakan da, 'Ben onlarla devletin başı olarak oturup konuşacağım' dedi. Herhalde o şirketleri davet edip konuşacaklar. O devletin iş insanlarıyla yapacağı direkt ilişki" diye konuştu.

"BİZİM GÖNLÜMÜZ RUHUMUZ ÜLKEMİZLE BERABER"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım'ın toplumun ve kurumların önüne geçerek yapmaya çalıştıkları millileşme hamlelerinin kendilerine cesaret verdiğini kaydeden Dr. Kalafat, "Bizler 20-25 yıl önce Amerika'ya gitmiş insanlarız ve şu anda belli yerlere geldik. Ben kendi alanımda bir yerlere geldim. Çok değerli hocalarımız kürsülerde bir yerlere geldiler. Biz hiçbir zaman ülkemizle bağımızı koparmadık. Herhangi bir gelişme olduğunda Türkiye'deki arkadaşlarımızdan daha önce o haberlere ulaştık. Bizim gönlümüz ruhumuz ülkemizle beraber. Hükümetimizin, Cumhurbaşkanımızın ve Başbakanımızın toplumun ve kurumların önüne geçerek millileşme, teknolojiyi Türkiye'ye çekme hedefleri doğrultusunda bunlar bize cesaret verdi" ifadelerini kullandı.

Bu destek sonucunda uzun yıllar ikna edilmeye çalıştıkları ilaç firmaları ve özel üniversiteler ile bir araya gelmeye başladıklarını aktaran Kalafat, "Bu proje için ellerinden gelen her türlü desteği verme sözünü de bizlere ve hükümete bildirdiler. Bu projenin içine girmiş olan firmalarımız, üniversitelerimiz oluşturacağımız bir stratejik ve ekonomik bir güçle hocalarımızın çalışmalarına direkt olarak yatırımlarda bulunacağız. Bu kişiye yatırım demek değildir. Bahsettiğim bir Türk bilim insanı diyelim Harvard Üniversitesi'ndeyse Harvard'ın teknoloji transfer ofislerinde şirketleşmiştir bunların teknolojileri. Yani biz dünyanın en önde gelen 400-500 yıllık üniversitelerin, en önemli teknolojilerin can damarı olan teknoloji transfer ofislerine, kuluçka merkezlerine direkt olarak ortaklıkta bulunuyoruz" ifadelerini kullandı.

'MİLLİ İLAÇ'TA ÖNCELİK: ONKOLOJİ, KALP VE TÜRKİYE'YE ÖZGÜ HASTALIKLAR

Amerikan Türk İş Geliştirme Konseyi Genel Başkan Yardımcısı ve Türk bilim adamı Dr. Kemal Oğuz Kalafat, milli ilaç üretiminde önceliklerinin onkoloji, kalp hastalıkları ve ülkemizde yaygın olan diğer hastalıklar olacağını belirtti. Dr. Kalafat, "Bu konuda Hükümetimiz zaten 3 yıllık bir planlama çalışmasıyla bizim Türk toplumu olarak ilaç harcamalarının hangi terapötik alanlarda çoğalacağı konusunda çalışmalar yaptı. Tabi ki bu alanların başında onkoloji geliyor. Kalp hastalıkları ve ülkemize has, ülke insanımızın genetiğine özgü bir takım hastalıklar var. Önceliklerimiz bu alanlar olacak. Ama bu demek değildir ki biz bu üç alana yatırım yapacağız. Kaba olarak 5 ile 6 terapötik alan belirledik. Bunları belirlerken de dünyadaki ilaç trendleri artı bilim insanlarımızın çalışmakta olduğu alanların analizini yaptık" açıklamasında bulundu.

KAYNAK: İHA
YORUMLAR 3
  • Doktor 6 yıl önce Şikayet Et
    ülkede bir gıda terörü varki bizi hasta edende iyileştrmek için ilaç satanda onlar gıdaya sahip çıkmalı...
    Cevapla
  • dkdjl 6 yıl önce Şikayet Et
    her 2 ayda bir ilaç hebrleri çıkar Türkiye'de.
    Cevapla
  • Misafir 6 yıl önce Şikayet Et
    ilaca verdiğmiz parayıda azaltmak gerek onun için meyve sularına fazladan gilokoz şuruplarını ve şeker yasaklanmalı. diğer aburcuburlarda ise gilikoz yasaklanmalı sadece toz şeker kullanılmalı konulan diğer katkı madeleride zararsızlarıyla değiştirilmelidir. Hastalıklar bu gıda yüzünden artıyor ithal gıdada önemli bir risk alanı.
    Cevapla