Anadolu’nun Yarenleri Kütahya’da buluştu

Memur-Sen, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü`nü tarihte, ilk toplu sözleşmenin yapıldığı yer olan Kütahya’da kutladı.

Anadolu’nun Yarenleri Kütahya’da buluştu
Anadolu’nun Yarenleri Kütahya’da buluştu
GİRİŞ 01.05.2017 14:12 GÜNCELLEME 01.05.2017 14:12

Memur-Sen, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü`nü tarihte, ilk toplu sözleşmenin yapıldığı yer olan Kütahya’da kutladı. On binlerce kişinin katıldığı 1 Mayıs kutlamaları Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı, talepler Kütahya Zafer Meydan’ından haykırıldı, emek, kardeşlik, dayanışma ve birlik mesajları verildi.

Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Günay Kaya’nın konuşmasıyla devam eden 1 Mayıs kutlamalarında, BSPSH ve Yurt Dışı Sendika temsilcileri de coşkulu alanı selamladı.  Küresel mesajların verildiği kutlamalarda, Yeni, Büyük, Güçlü Türkiye iradesi haykırıldı, küresel emperyalizm ve batının faşizan politikaları kınandı. Programa 25 ülkeden gelen ve Memur-Sen’in misafiri olan "Sendika Dış İlişkiler Uzmanı" adayları da katıldı.

1 Mayıs bildirisinin okunmasının ardından kürsüye Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın çıktı. Zafer meydanında on binlere seslenen Yalçın, 4. Dönem Toplu Sözleşme için kurulacak masaya getirecekleri teklifleri deklare etti, konfederasyonun kırmızı çizgilerini açıkladı, terör örgütleri, vesayet bekçileri ve küresel şer odaklarına meydan okudu.

Coşkulu kalabalığa hitap eden Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, "1 Mayıs’ta; Birlik mayasının yüreklere çalındığı, kardeşlik harcının inançla karıldığı, beylikten devlete geçiş kararının alındığı diyardayız. Tarihte, ilk toplu sözleşmenin yapıldığı yer olan Kütahya, kamu görevlilerinin ilk toplu sözleşmesini imzalayan Memur-Sen’i, Memur-Sen’lileri bağrına basıyor" dedi.

Anadolunun Her Yerini, Her Meydanını 1 Mayıs Meydanı Bildik

Tarihte 1 Mayısların olaylı geçtiğini hatırlatarak sözlerini sürdüren Yalçın, "1 Mayıs’ı emeğin hakkını haykırmak yerine kışkırtma ve provokasyon fırsatı olarak görenler olabilir. Kan, vandalizm, anarşizm üzerinden emeğin itibarına, dayanışma zeminine zarar verip, meydanları germek isteyenler olabilir. Biz paylaşmanın, hakça bölüşmenin erdemini anlatma derdindeyken çatışmanın, restleşmenin tezgâhını kurmaya, yakmaya, yıkmaya, kırmaya, dökmeye odaklananlar olabilir. Haklarımızı artırmanın, kazanımları çoğaltmanın, çalışma şartlarını insanileştirmenin peşine düşmek yerine geçmişin acıları üzerinden zihinleri bulandırmaya yeltenenler olabilir. Marjinal gruplar 1 Mayıs’ı Taksime çıkma ayini görebilir. Aymazlık gösterip bazıları örgütlü gücü ideoloji değirmeninde öğütebilir. Biz bu tuzaklara düşmediğimiz için Anadolu’ya çıktık ve ülkenin her şehrini her meydanını 1 Mayıs Meydanı bildik. Memur-Sen olarak, Ne Taksim’i kutsamayı, Ne de 1977’de Taksimde yaşanan acıyı yok saymayı da doğru bulmadık. '1 Mayıs sadece Taksim’de kutlanmalı' anlayışını haksız, '1 Mayıs kesinlikle Taksim’de kutlanmamalı' bakışını yersiz bulduk" değerlendirmesinde bulundu.

1 Mayıs 1977 Taksim Olayları Aydınlatılsın

"Buradan 1 Mayıs vesilesiyle, hükümete ve siyasi partilere sesleniyorum" diyen Yalçın, şu çağrıda bulundu:

"1 Mayıs 1977 olaylarını aydınlatacak Meclis Araştırma Komisyonu kurun, faili bulun, 1977 üzerinden alanları gerenlerin sermayelerini de ellerinden alın. Kim yaptı, kimler kan akıttı ise ortaya çıkarın. Gözyaşı dökenler ile kan dökenler birbirinden ayrılsın. Faili meçhul aydınlansın. Her 1 Mayıs öncesi haber başlıklarında; “Taksim Israrı” yerine, “Emekçiler Milli Gelirin Adil Bir Şekilde Taksimini İstiyor” manşetleri yer alsın. Emek, hangi meydandan, hangi şehirden, hangi ülkeden ses verirse versin. Bakın biz Kütahya’dayız. Kütahya Zafer Meydanında milletimizle, halkımızlayız. Emeğimiz, haklarımız, kazanımlarımız için buradayız. Daha önce de Ankara’da, Çanakkale’de, Diyarbakır’da, Konya’da ve Maraş’taydık. Emek dayanışmasını her yıl Anadolu’nun farklı bir ikliminde yapıyoruz. Yeni, Büyük, Güçlü Türkiye iradesine destek için buradayız. 4. Dönem Toplu Sözleşme için kurulacak masaya getireceğimiz teklifleri deklare etmek için meydanlardayız."

Toplu Sözleşme Masasında Tekliflerimiz Kazanıma Dönüşmeli

Konuşmasında Ağustos ayında yapılacak olan 4.Dönem Toplu Sözleşmesi'ne ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Yalçın, "Toplu sözleşmede tekliflerimiz kazanıma dönüşmeli" diyerek, talepleri şu şekilde sıraladı:

Kadrolu istihdam mutlak isteğimiz!

İş güvencesi kırmızıçizgimiz! 4/B’lilerin, 4/C’lilerin kadroya geçirilmesi en büyük hedefimiz.

Amalı, fakatlı cümlelere tahammülümüz yok artık. Kamuda görev yapan taşeron işçilerin, memur işi yapıp, işçi kadrosunda bulunanların, beklentilerinin zamana yayılmasını, üzerinde çalışılmasını değil, atılan imzaya sadık kalınmasını, kadroya geçiş vaadinin toplu sözleşmeyle imza altına alınmasını isteyeceğiz. Ekonomik gelişmişlikten, refah artışından pay isteyeceğiz.

Özel sektöre KDV indirimi ile bazı yüklerden muaf tutulurken, kamu görevlilerinin vergi matrahı ile maaf edilmesine hayır diyeceğiz. Türkiye’nin makro ve mikro ekonomik göstergelerinde sürekli bir iyileşme, yükselme ve artış var. Fakat kamu görevlilerinin ek göstergelerinde hala bir artış yok. Genç nüfusumuz bizi, hem bölgede hem de AB nezdinde avantajlı kılıyor. Anayasamız da, aile toplumun temelidir diyor. Eş ve çocuk yardımı hatırı sayılır rakamları bir türlü göremiyor. Yetkili sendika üyeleri ile diğer sendika üyeleri hatta sendika üyesi olmayan kamu görevlileri arasında hiçbir fark yok. Yetkili sendika olmanın ya da yetkili sendika üyesi olmanın farklılık oluşturmadığı sendikal örgütlenme ve toplu pazarlık sistemini değiştirmeyi teklif edeceğiz. Toplu sözleşme ikramiyesinin yetkili sendika üyelerine artırımlı ödenmesini, yetkili sendikaya dayanışma aidatı verilmesini isteyeceğiz. Yapanın da, çatanın da, yatanın da aynı değerlendirildiği bir adaletsizlik kabul edilemez. Dayanışma aidatı gelmeli, örgütlü olanla örgütsüz olan, yetkili olanla yetkisiz olan ayrılmalı, üretim sektöründe nasıl ki patent hakkı ödeniyorsa, dayanışma aidatı da ödenmeli ve bedavadan geçinme dönemi bitmeli, adalet yerini bulmalı. Maaş zammına gelince… Enflasyona karşı koruyan değil, enflasyonun üstünde konuşlanan; Gerçekleşen enflasyon ile tahmini enflasyon verileri arasındaki makası kapatacak, erime riski oluşturmayan oran teklifleriyle masada olacağız. Taban aylıkta artış, emekliliğe etki eden tazminat yansıtma oranlarında yukarı yönlü bakış isteyeceğiz. 16 Nisan’da Türkiye’yi Evet ile vesayetten kurtardık ama Kamu görevlileri hala 1982 Model, Kenan Evren patentli Kılık-Kıyafet Yönetmeliği’nin vesayeti altında. Toplu sözleşme masasında; Kılık-kıyafet serbest olmalı! Kamu görevlileri nefes almalı diyeceğiz."

İş Güvencesi Kırmızı Çizgimizdir

İş güvencesinin kırmızıçizgileri olduğunun altını çizen Yalçın, "Kütahya Zafer Meydanı’ndan bir kez daha deklare ediyoruz; iş güvencesi Memur-Sen’in kırmızıçizgisidir. Emek ve Dayanışma Günü’nde bir kez daha haykırıyoruz: Çalışma mevzuatı üzerinde restorasyona evet, iş güvencesini deformasyona hayır. İş güvencesine; dokunulmasına da, iş güvencesinin yıpratılmasına da, bunun üzerinden kamu görevlilerinin hedef gösterilmesine de seyirci kalmayız. Tepkimizi verir, alanlara sığmayız! İş güvencesine yönelik her olumsuz adımı, emeğimize, helal ekmeğimize saldırı, taciz sayarız. Performans sistemi diyerek, başarı değerlendirme diyerek, surda gedik açma, iş güvencesi kalesinin altına tünel kazma çabaları varsa; O gediği açtırmayız, o tüneli kazdırmayız. Kaliteli kamu hizmetine, verimliliğe, etkinliğe dair her tür çabanın öncüsü ve paydaşı oluruz. Fakat bu kavramları ve sistemleri Truva atına dönüştürüp iş güvencesinin işgaline ve iptaline izin vermeyiz" ifadelerini kullandı.

Mülakata Hayır – Güvenlik Soruşturmasına Evet

Yalçın sözlerini şu şekilde sürdürdü:

"Siyaset ve Bürokrasi, iş güvencesini yok etmenin değil, ihanete tevessül etmeyecek insanları istihdam etmenin peşinde olmalı. Bu yüzden, kamuya istihdamda güvenlik soruşturmasına tereddütsüz Evet, fakat adil soruşturma yapılması kaydıyla… Bununla birlikte kamu hizmetine ilk defa alınmada mülakata kesinlikle ve kararlı bir şekilde Hayır diyoruz. Çünkü mülakatta, adil davranılıp davranılmadığının denetlenemeyeceğini biliyoruz. Kamu İşvereni, tekliflerimizi reddetmek için geçmişte mali disiplin ve bütçe imkânları başlıklarıyla gerekçe üretiyordu. 16 Nisan’daki ‘Evet’lerle bu gerekçeler, gerçekle ilişkisi olmayan bu cümleler hükmünü yitirdi. Kamu İşvereni, Toplu Sözleşme masasına, mali disiplin söylemine sığınarak değil, kamu maliyesine güvenerek oturmalı. Biz şimdi bahane kalmadı 'Evet' diyeceğiz. Onlarda 'Evet' demeli. Gelin kamu personel sisteminde de sessiz fakat ses getirecek bir devrim yapalım. Kamu görevlilerini mağdur eden kadro ve derece sınırlamalarını artık kaldıralım. İşçilikte geçen süreleri hizmetten sayalım. Ulaşım ve yemek giderini dahi karşılamayan “fazla mesai ücreti”ni yükseltelim. Kıdem aylığında süre sınırlamasını kaldıralım, gösterge rakamını artıralım. Yemek yardımının doymaya, giyecek yardımının uygun elbiseyi almaya, yardımların tüm kamu görevlileri için olmaya ihtiyacı var. Emekli maaşı ve ikramiyesi emekleme dönemini geride bırakmalı. Yürüme bile değil, koşma evresine geçmeli. Emekli olunca aile ve çocuklar buharlaşmıyor ama maaşlar buharlaşıyor. Bu tezadı ortadan kaldıralım."

Yalçın konuşmasının sonunda Memur-Sen Konfederasyonu'na bağlı sendikalara ve komisyonlara teşekkür etti.

Ali Yalçın, "1 Mayıs’ta; Birlik mayasının yüreklere çalındığı, kardeşlik harcının inançla karıldığı, beylikten devlete geçiş kararının alındığı diyardayız. Tarihte, ilk toplu sözleşmenin yapıldı yer olan Kütahya, kamu görevlilerinin ilk toplu sözleşmesini imzalayan Memur-Sen’i, Memur-Sen’lileri bağrına basıyor" dedi.