"Türkiye'de konut satışında balon etkisi yok"

MÜSİAD İnşaat ve Çevre Sektör Kurulu Başkanı Özdemir: - "Konutta bizde neden balon olmaz, çünkü biz konutta krediye endeksli alımı haddinden fazla yapmıyoruz"

"Türkiye'de konut satışında balon etkisi yok"
"Türkiye'de konut satışında balon etkisi yok"
GİRİŞ 11.12.2014 17:31 GÜNCELLEME 11.12.2014 17:31

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) İnşaat ve Çevre Sektör Kurulu Başkanı Burhan Özdemir, Türkiye'de konut satışında balon etkisi olmayacağını belirtti.

MÜSİAD'dan yapılan açıklamaya göre, İnşaat ve Çevre Sektör Kurulu tarafından hazırlanan "İnşaat Sektöründe Türkiye’nin Dünyadaki Konumu ve Gelecek Projeksiyonu" konulu rapor, İstanbul’da gerçekleştirilen toplantıyla basına sunuldu.

Özdemir, toplantıda yaptığı konuşmada, "17-25 Aralık girişimleri olmasaydı konut satışında yeni bir rekor kırmış olacaktık" dedi. Türkiye’de konut satışlarında balon etkisinin olamayacağını söyleyen Özdemir, "Avrupa’da bankalar peşinat almadan krediyle ihtiyaç sahiplerine konut almaları için kredi sağladılar. Bu oran yüzde 80’lere kadar yükselmişti. Konutta bizde neden balon olmaz, çünkü biz konutta krediye endeksli alımı haddinden fazla yapmıyoruz, bu oran bizde yüzde 40’lara denk geliyor" görüşünü paylaştı.

Özdemir, 2014 yılının ilk çeyreğinde konut satışında yaşanan artışın 2013 yılındaki oranı aşamadığını, 2013'ün bu alanda rekor yılı olduğunu anlattı. "17-25 Aralık girişimleri"yle ekonomik ve siyasi bir kriz oluşturulmaya çalışıldığını ifade eden Özdemir, Türkiye'de konutta krediye endeksli alımın haddinden fazla yapılmamasından dolayı konut balonunun söz konusu olmadığının altını çizdi.

"17-25 Aralık olmasaydı (konutta) yeni bir rekor kırmış olacaktık"

Özdemir, yüzde 40 olan krediye endeksli alımın 2014 yılının ilk yarısında yüzde 28’lere kadar gerilediğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"17-25 Aralık olaylarından dolayı 2014 yılının başında, ortadaki siyasi çalkantıdan dolayı dolar yükseldi, doların ateşini almak için faizler arttırıldı ve halen bizim istediğimiz seviyelere gelmiş değil, konut sektörü faizleri. Bu nedenle insanlar kredili konut almak istemediler, piyasayı görmek istediler. 30 Mart seçimlerinden sonra piyasa direk tepkisini gösterdi, rakamlar olumlu şekilde şekillenmeye başladı.

Ocak ayıyla nisan arasında ipotekli satışlar yüzde 28’lere düşmüşken, nisan ayından sonra yüzde 33-34-36 şeklinde tırmanmaya başladı. Ekim ayında da gene yüzde 40’ları yakaladı. 2014 yılı verileri, 2013 yılını yakalayacak mertebelere geldi. Bu girişimler olmasaydı biz bugün 2013 yılı verilerinin üstüne çıkmış olacak, yeni bir rekor kırmış olacaktık."

"İstanbul’da konut birim satış fiyatları 12 yıldır artıyor"

Özdemir, metrekare birim satış değerlerinin Londra ve Moskova'da çok yüksek olduğunu vurguladı. Krizin göbeğindeki Atina'da bile metrekare satış fiyatının İstanbul’un önünde olduğunu ancak konut satın alma ve kira randımanı açısından bakıldığında İstanbul'un bu tablonun içerisindeki tüm şehirleri geride bıraktığını aktaran Özdemir, şu bilgileri paylaştı:

"Neden yabancılar gelip İstanbul’dan konut alıyorlar diye sorduğumuzda, yatırımcı işe endeksli olarak, yatırımını geri almak ister. Son 16-17 yılda konut sektörü geri dönüş skalası veriyor ve konut birim satış fiyatları istikrarlı olarak 12 yıldır İstanbul’da yükseliyor. Bu, yatırımcılar açısından bakıldığı zaman hangisine yönelmesi gerektiği konusunda İstanbul’u işaret ediyor.

2023 yılında ulaşılması hedeflenen 500 milyar dolar ihracat hacmi için şu anki 30 milyar dolarlık müteahhitlik hasılatı 100 milyar dolarlara çıkarılması gerekiyor. Bunun olabilmesi için çalışılan alanlar özellikle Ortadoğu ve Kuzey Afrika’dır. Biz düşündük, buralara nasıl gideriz diye araştırma yaptık, Ortadoğu’da Suudi Arabistan, Irak, İran, Afrika’da Cezayir, Libya, Sahra Altı ülkelerin muazzam bir konut ihtiyacı var.

Bu ülkeler, buradaki hükümetler çok ciddi bir şekilde konut yapmaya başladılar ama bizim gibi planlayamıyorlar. Bizim TOKİ gibi son 6 yılda 600 bin konut yapmış bir kurumumuz var. Biz TOKİ eliyle bu ülkelere açılırsak ve hükümetler arası sözleşmeler imzalarsak, o zaman bizim yurt içindeki, yurt dışına açılmaya çalışan firmalarımıza çok ciddi bir alan açmış oluruz. TOKİ şemsiyesi altında bu firmaları biz o alanlara taşırsak, 3-4 sene sonra bu firmalar orada kendi başlarına iş yapabilirler. Devlet eliyle oralara açılmamız gerektiğini düşünüyoruz."

KAYNAK: AA