30. İSEDAK Toplantısı

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu: "Kişi başı milli gelire göre, en zengin İslam İşbirliği Örgütü üyesiyle en fakiri arasında tam 630 kat fark var. Zenginliği artırmanın ve aramızdaki bu uçurumu kapatmanın tek yolu ticareti, özellikle de aramızdaki ticareti artırmaktır"

30. İSEDAK Toplantısı
30. İSEDAK Toplantısı
GİRİŞ 27.11.2014 13:53 GÜNCELLEME 27.11.2014 13:53

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, kişi başı milli gelire göre, en zengin İslam İşbirliği Teşkilatı üyesiyle en fakiri arasında 630 kat fark bulunduğunu belirterek, "Zenginliği artırmanın ve aramızdaki bu uçurumu kapatmanın tek yolu ticareti, özellikle de aramızdaki ticareti artırmaktır" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleştirilen 30. İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) Toplantısı'nın açılışında konuşan Hisarcıklıoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Başbakanlığı döneminde, Türk özel sektörünün önünü açan çok önemli reformlara imza atıldığını belirterek, sağlanan istikrar ve güven ortamı ile Türkiye'nin büyük bir kalkınma hamlesi gerçekleştirdiğini kaydetti.

Hisarcıklıoğlu, bütün bu süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İslam dünyasının sorunları ile de yakından ilgilendiğini ifade ederek, "İslam dünyasının sorunlarını uluslararası camiaya taşıdı. Başta Filistin meselesi olmak üzere ortak değerlerimize sahip çıktı, sahip çıkmaya da devam ediyor. Bugün de başkanlığını yürüttüğü bu toplantıda İslam ülkelerinin iş alemine büyük teveccüh gösterdi" diye konuştu.

Küresel ekonomik krizden bu yana dünyanın hızlı bir değişim yaşadığına işaret eden Hisarcıklıoğlu, ekonomik ve siyasi dengelerin değiştiğini, yeni bir küresel dönemin sancılarının çekildiğini belirtti.

Hisarcıklıoğlu, bu süreçte değişimi okumak ve erken hazırlık yapmanın, kazanmanın anahtarı olduğunu dile getirerek, "İslam dünyası olarak bizler, etrafımızda olup bitenin farkında olmalıyız. Dönüşümü görmeliyiz. Ancak bu yeni döneme hazırlanırken, kendi özeleştirimizi de yapmalıyız" dedi.

Hisarcıklıoğlu, İslam ülkeleri olarak çok büyük hazinenin üzerinde oturduklarını anlatarak, "İslam Ülkeleri İstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi (SESRIC) verilerine göre İslam coğrafyasının nüfusu, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 23’ü. Dünya petrol rezervlerinin yüzde 69’u, dünya doğalgaz rezervlerinin yüzde 57’si İslam ülkelerinde. Coğrafi olarak da muazzam bir avantajımız var. Dünyanın ticaret ve enerji koridorlarını biz tutuyoruz" diye konuştu.

Dünya ticaretinin en yoğun olduğu Asya ile Avrupa arasında kalan coğrafyanın tamamının İslam ülkelerinde olduğuna işaret eden Hisarcıklıoğlu, "Hint Okyanusu'nu Akdeniz’e bağlayan Kızıldeniz ve Süveyş Kanalı, kuzey coğrafyayı güneye bağlayan İstanbul Boğazı da bizde. Fakat bütün bu avantajlara rağmen 57 İslam ülkesinin dünya zenginliğinden aldığı pay sadece yüzde 11. Tek başına ABD dünya zenginliğinin yüzde 19’una, Çin ise yüzde 13’üne sahip. Biz toplam 57 ülke bu zenginliğe ulaşamamışız" ifadelerini kullandı.

Hisarcıklıoğlu, dünyanın en az gelişmiş 48 ülkesinin 21’inin maalesef İslam ülkeleri olduğuna dikkati çekerek, "Öte yandan kendi içimizdeki uçurum da çok fazla. Kişi başı milli gelire göre, en zengin İslam İşbirliği Örgütü üyesiyle en fakiri arasında tam 630 kat fark var. Bu durum hepimizi rahatsız ediyor. Zenginliği artırmanın ve aramızdaki bu uçurumu kapatmanın tek yolu ticareti, özellikle de aramızdaki ticareti artırmaktır" değerlendirmesinde bulundu.

"Kardeşler birbirinin evine vize alıp değil, selam verip girer"

Hisarcıklıoğlu, Batılı ülkelerin, yeni küresel düzende kazançlı çıkmak için yeni iş birlikleri kurduğunu hatırlatarak, sözlerine şöyle devam etti:

"ABD, Avrupa Birliği ve Asya-Pasifik ülkeleri ile tek bir ekonomik blok haline gelmek için çalışma yürütüyor. Zaten zengin olan bu ülkeler, daha fazla zenginleşmek için bir araya geliyor. İslam ülkeleri olarak biz de bu konuda hızlı davranmak zorundayız. Burada en öncelikli konu İslam ülkeleri arasında ticareti artıracak olan Tercihli Ticaret Anlaşmasının (TPS-OIC) hayata geçirilmesidir. 57 ülkenin 10’u TPS-OIC’i imzaladı, TPS-OIC bu 10 ülke tarafından onaylandı. Ancak taviz listeleri hazırlanmadığı için TPS-OIC halen uygulamaya geçmedi. İslam ülkelerinin siyasi iradelerinden beklentimiz, anlaşmanın uygulamaya geçmesi için gerekli adımları atmaları, bizlerin önünü açmalarıdır."

Diğer yandan önemli bir konunun da vize uygulamaları olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, "Bizim kültürümüzde kardeşler birbirinin evine vize alıp değil, selam verip girer. Ama biz burada birbirimize engel koymaya devam ediyoruz. Unutmayalım ki insanlar girip çıkarken zorlandıkları ülkeyle değil, rahat ulaşabildikleri ülkeyle ticaret yapar. Türk iş dünyası olarak beklentimiz, İslam ülkelerinin bu konuda topyekun ve kapsayıcı bir politika geliştirmesidir" diye konuştu.

Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin bu coğrafyada petrol ve doğalgazı olmadan, özel sektöre dayalı olarak zenginleşebilmiş tek ülke olduğunu vurgulayarak, "Türk özel sektörü ve TOBB olarak, girişimcilik tecrübemizi kardeşlerimizle paylaşmaya hazırız. Filistin'de bir sanayi bölgesi inşa ederek Filistinli kardeşlerimize istihdam sağlayacak Cenin sanayi bölgesine tüm ülkeleri yatırım yapmaya davet ediyoruz" dedi.

İslam Sanayi, Ticaret ve Tarım Odası Başkanı Salih Abdullah Kamel de İslam ümmetinin bölünmelerden uzak durması gerektiğini belirterek, "Bu noktada Kuran-ı Kerim'e göre her türlü ayrılık ve bölünmüşlük bize haram kılınmıştır" diye konuştu.

Kamel, siyasette farklılıklar olsa da ekonominin aslında en güzel birlik olduğunu ifade ederek, İİT'ye bağlı ekonomik toplantının somut sonuçları ortaya koymazsa başarılı kabul edilemeyeceğini, dolayısıyla toplantılarda bir dokümantasyona ihtiyaçlarının olduğunu söyledi.

KAYNAK: AA