30. İSEDAK Toplantısı

İİT Genel Sekreteri Medeni: - "Yeni bir 10 yıllık eylem programı üzerinde çalışıyoruz. Kurumsal kapasiteyi güçlendirerek daha dinamik bir teşkilata sahip omak için çabalayacağız. Çağımızın kalkınma sıkıntılarına cevap verecek bir yapımız olacak"

30. İSEDAK Toplantısı
30. İSEDAK Toplantısı
GİRİŞ 27.11.2014 13:43 GÜNCELLEME 27.11.2014 13:43

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri İyad Medeni, "Yeni bir 10 yıllık eylem programı üzerinde çalışıyoruz. Kurumsal kapasiteyi güçlendirerek daha dinamik bir teşkilata sahip olmak için çabalayacağız. Çağımızın kalkınma sıkıntılarına cevap verecek bir yapımız olacak" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleştirilen 30. İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) Toplantısı'nın açılışında konuşan Medeni, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a İslam dünyasına verdiği katkılardan dolayı teşekkür etti.

Medeni, İSEDAK'ın kuruluşundan bu yana teşkilatın tarihinde önemli bir yeri bulunduğunu belirterek, İSEDAK'ın elindeki tüm potansiyeli, halkların refahı için kullandığını, toplumun en yoksul kesimlerinin hizmetine sunduğunu anlattı.

Birincil görevlerinin, bütün İslam ümmetini Kudüs'ün özgürlüğüne kavuşturulması ve Filistinlilerin ulusal haklarının yeniden tesis edilmesi davasına adandığını dile getiren Medeni, diğer önceliklerinin İslami dayanışmayı artırmak ve yüz yıllardır devam eden kültürel mirası başarılara çevirmek olduğunu söyledi.

Medeni, bu doğrultuda pek çok ekonomik kuruluşun ortak vizyonları için çalıştığını ifade ederek, iyi bir kurumsal yapıya sahip olmayan kuruluşların, her zaman için başarısız olacağı değerlendirmesinde bulundu.

Çok sayıda İslami kuruluşun tesis edilmesinin devamında, çok taraflı anlaşmalara imza atıldığını hatırlatan Medeni, şöyle devam etti:

"Bu sayede kuruluşumuz konumunu yeniden belirledi. Güney-Güney iş birliği için küresel bir oyuncu haline geldik. Organizasyonumuzun 'dünyanın en büyük 2. uluslararası teşkilat olma' imajı bütün dünyaya yayıldı. Teşkilatımız, üye ülkelerimizin bir çoğunda acil durum yardımında bulundu. İslam Dayanışma Fonu çerçevesinde eğitim kurumlarının desteklenmesi işlerine girmişlerdir. İslam Dayanışma Fonu, şu ana kadar 122 ülkede 2 bin 484 proje uyguladı ve 2014 yılında toplamda 212 milyon dolarlık harcama yaptı.

Altyapı geliştirmesi konusunda ise İslam Kalkınma Bankası (IDB) 2013 yılında 97,8 milyar dolarlık bir fonla 56 ülkede çalışmalar yaptı. IDB'nın diğer üyelerinin de ticaretin finansmanı, yatırım ve ihracat sigortası ve mikro finans konusunda yardımları 10 milyar dolara kadar çıktı. Bu takdire şayan çalışmalar sayesinde IDB Grubu küresel olarak bir itibar kazandı. Kredi derecelendirme kuruluşları tarafından notu AAA olarak teyit edildi."

Medeni, İİT'nin 10 yıllık eylem planının Mekke'de gerçekleştirilen zirvede kabul edildiğini anımsatarak, karışıklı olarak fayda sağlanan iş birliklerine daha yeni ve önemli yapılar kazandırma yoluna gittiklerini aktardı.

Bu noktada İİT'nin, Yoksullukla Mücadele Fonu ve Afrika'nın kalkınması için özel program, küçük ve orta boy işletmelere gıda güvenliği konusunda mikro finans desteğinde bulunduğunu vurgulayan Medeni, buna ek olarak Afrika ülkeleri için kilit öneme sahip altyapı yatırımlarını desteklediğini, Orta Asya için iş birliği adına bir İİT eylem planı hazırlandığını söyledi.

Medeni, bu paradigma değişiminin, önceliklerinin bölgesel ve sınır aşan projelere verdiklerinin ve İslam ümmetinin sosyo ekonomik bütünleşmesini sağlama yönünde önemli bir strateji izlediklerinin göstergesi olduğunu ifade etti.

"İslami finansal pazar 2013 yılı itibariyle 1,7 trilyon dolarlık bir büyüklüğe ulaştı"

İyad Medeni, gıda güvenliği, enerji ihtiyaçları beslenme, düşük tarımsal verimlilik, sosyal dışlanma gibi konuların tamamını kolektif bir yaklaşımla ele aldıklarını belirterek, bazı reformlarla birlikte iş birliği çerçevelerini daha da genişlettiklerini söyledi.

Bu noktada önemli adımlar attıklarına işaret eden Medeni, şunları kaydetti:

"Farklı kuruluşlarımız arasında koordinasyonla birlikte birbirimizi tamamlayıcı noktalara geldik. Çabalarımızı birbiriyle çakışan noktalarda ortaya koyarsak enerji ve zaman kaybı ortaya çıkar. Eğer iyi bir kurumsal koordinasyonumuz yoksa, hedeflerimize ulaşamayız. Şu anda 2016-2025 yıllarını kapsayacak şekilde yeni bir 10 yıllık eylem programı çalışıyoruz. Kurumsal kapasiteyi güçlendirerek daha dinamik bir teşkilata sahip olmak için çabalayacağız. Çağımızın kalkınma sıkıntılarına cevap verecek bir yapımız olacak.

Gelecek 10 yıl en önemli hedeflerimizden biri de üye ülkelerdeki yoksul ve kırsal nüfusun güçlendirilmesi olacak. Bu bağlamda kurum ve kuruluşlarımız İslami mikro ve sosyal finansman yapılarına vurgu yapmaya devam edecekler. İslami finansal pazar 2013 yılı itibariyle 1,7 trilyon dolarlık bir büyüklüğe ulaştı. Şu andaki cari trend, Arap dünyası dışında sukuk geliştirmeye çok müsait bir ortam oluşturuyor. Bu bağlamda düzenlemeler yapıyoruz ve İİT hissedarlar forumu, önümüzdeki yıl bu konuyu gündeme alarak gerçekleştirilecek."

Bu çalışmalarıyla İİT içinde sosyo-ekonomik kalkınma sıkıntılarına hızla etki edecek yapılar tesis ettiklerinin altını çizen Medeni, İslam ümmetinin karşılaştığı her sıkıntıya cevap vermeleri ve teşkilat içindeki liderlerin birlik ve beraberlik içinde çalışması gerektiğini söyledi.

"Üye devletler yeni bir iş birliği modelini benimsemeli"

IDB Başkanı Dr. Ahmed Muhammed Ali de İİT içi ticaretin geliştirilmesine yönelik finansmanın çoğaltılması ve çeşitli enstrümanların hayata geçirilmesinin önem arzettiğini söyledi.

Ali, İSEDAK'ın atacağı ilk adımın İİT Genel Sereterliği ve İDB grubuyla çalışmak ve gelecek 10 yılık süreçte örnek bir model olarak yapılan planları tek bir program çerçevesinde bir araya getirmek, IDB'nin kalkınma hedeflerinin gerçekleştirilmesine katkıda bulunmasını sağlamak ve 2015 sonrası küresel kalkınma çalışmalarında öncü bir rol üstlenmek olacağını kaydetti.

Üye devletlerin ekonomi konusunda yeni bir iş birliği modeli benimsemesi ve yeni bir kalkınma modeline sahip olması gerektiğinin altını çizen Ali, şöyle devam etti:

"Ekonomilerimiz artık bir köy haline gelen dünyada küresel rekabetle ortaya çıkacak sorunların üstesinden gelebilecek, mali krizleri atlatabilecek ve çatışmaları önleyebilecek bir yapıya sahip olmalıdır. İDB, Dünya Bankası ile üye ülkelere yardım etmek için etkili bir eğitim sistemi modeli kurulması için mutabakata varmıştır. Doğal ve insan kaynaklı felaketlerden mağdur olanların ekonomik ve sosyal etkilerini azaltmak amacıyla iş birliği araçları geliştirilmesine yönelik bir yol haritası belirlenmiştir."

Türkiye'nin geçen 10 yılda üstün başarılar sergilediğini belirten Ali, Türkiye'nin üye devletlerle paylaşabileceği engin tecrübelere sahip olduğuna dikkati çekti.

Ali, Türkiye'nin sadece inanılmaz bir kalkınma başarısına imza atmakla kalmadığını, çok ciddi yatırımlar yaparak coğrafi konumundan da faydalanarak önemli bir ekonomik model olarak ortaya çıktığını aktardı.

Türkiye'nin kardeş ülkeleriyle de birikimlerini paylaştığını belirten Ali, herkesin Somali'ye sırtını döndüğü zamanda, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın buraya yaptığı ziyaretin herkesi hayret içinde bıraktığını dile getirdi.

THY'nin İstanbul üzerinden Mogadişu ve dünya arasında bir köprü kurmasından herkesin oldukça etkilendiğini ifade eden Ali, şunları kaydetti:

"Türk halkı, Sahra Altı Afrika'ya yardım eli uzatarak ve Orta Asya'daki kardeş milletlere imkanlar sunarak ders alınası bir emsal teşkil etmiştir. İlk jest bağlamında Türkiye'nin filistin halkına gösterdiği ilgiye değineceğim. Türk liderleri Kudüs'te civarında yaşanan zulmün, elem ve keder hislerini paylaşmaktadır. Bu paylaşım, ekonomik ve ticari iş birliğini de beraberinde getirmektedir. İstanbul'da Filistin halkına kardeşlik duyguların canlandıran ve Türkiye ve Filistin arasında eşleştirme faaliyetlerini ortaya çıkaracak girişimlerin yeşermesini dört gözle beklemekteyiz."

KAYNAK: AA